Necmettin ÇUHADAROĞLU


NASIL DÜNYA

NASIL DÜNYA


 

Nasıl istersen öyle dönen bir dünya. Doğru isen doğru yönde yanlış isen de yanlış yönde. Ölümü unutmak, dünya işlerine tapmak artık günümüzün modası. 60 ına merdiven dayayınca aklımız başımıza geliyor Camiyi, cemaati hatırlıyoruz ama o da çok geç oluyor ne ayak tutuyor nede başka bir organ, ya hararet yapıyoruz ya da yağ kaçırıyoruz abdest olmuyor ben ne yapayım diyoruz.

Sonrası mı?

Vakit gelmiş ölüm döşeği hazırlanmış, hak çağırmış yanına. Ölüm kaçınılmaz son. At izi ile it izinin karıştığı bir dünya´nın sonu, ikincisi ise dünyalık hayalleri olanlar. Aramızda çok fazlası ile var. Varsın olsun onlarda bu düzenin tuzu biberi. Nasıl olsa onlar bu düzende doğruyu eğriyi biliyorlar.

Koca koca adamlara masallar. Görmedim, duymadım, bilmiyorum çok kaza bela def edermiş. İstediklerinde doğrucu Bekir, istemediklerinde gözümden kaçmış oluyorlar. Dua edin bu mazlumların ahı sizin sadece gözünüzden kaçsın maazallah beddua bu, tutar mı tutarda başka yerlerinize de kaçar, olur mu olur. Neyse konumuza dönelim;

"Birisi öldüğünde akrabaları cenaze işleriyle meşgul iken, son derece güzel bir kişi gelir mevtanın başının yanında durur. Kefenlendiğinde kefen ile merhumun göğsü arasına girer"
Definden sonra herkes evine döner, Münker ve Nekir adlı iki özel Melek gelir, öleni kişisel mahremiyet içerisinde imanı hakkında sorgulayabilmek üzere, göğsünde duran güzel kişiyi ayırmaya çalışır. Güzel kişi der ki:?O benim refakatim, O benim dostumdur, hiçbir şekilde Onu yalnız bırakmam. Eğer siz sorgulama için görevlendirildiyseniz, görevinizi yapınız. Onun cennete girmesini kabul ettirinceye kadar terk edemem."
Sonra ölmüş arkadaşına döner der ki, ?Ben, bazen yüksek sesle bazen de kısık sesle okuduğun Kur´an´ım. Endişe etme, Münker ve Nekirin sorgusundan sonra üzüntü duymayacaksın. "Sorgulama bitince güzel kişi Onun için Meleul Aladan (semadaki meleklerden) misk kokusuyla bezenmiş bir döşek hazırlar.
Allah´ın Resulu (S.A.V) nun bir hadisi şerifi ile ilk bölme nokta koyalım: "Hesap gününde ne bir Peygamber, ne de bir melek, Allah´ın indinde Kur ?andan daha imtiyazlı bir şefaatçi olamayacaktır."

Nasıl Dünya? Neye göre?
Tüm eşekler köy meydanında toplanıp, tepinmeye ve oynamaya başlamışlar. Yaşlı, hasta bir eşek duvar dibinde düşünüyormuş.  Bütün eşekler ona gelmişler;
 
- Haberin yok herhalde, semercimiz öldü, demişler.
- Ne olmuş öldüyse?
- Artık sırtımız yara bere olmayacak, özgür olacağız.
- Nasıl bir özgürlükmüş bu!?
- Semerci olmayınca artık sırtımıza semer yapılmayacak, kırda bayırda istediğimiz gibi dolaşacağız.
Yaşlı eşek gülmüş:
- Şaşarım aklınıza, demiş. Bugün sevinçle tepineceğinize, aslında yas tutmalısınız.
Bekir Usta, iyi kötü sırtımızın ölçüsünü biliyor, bizi rahatsız etmeyecek semerler yapmaya çalışıyordu.
Yarın bir acemi semerci getirirler, sırtınız yaradan kurtulmaz. İyisi mi siz semerciden değil, eşeklikten kurtulmanın yolunu arayın.

Eşek kaldıkça, sırtınıza bir semer yapan bulunur.


Kalın sağlıcakla,