Necmettin ÇUHADAROĞLU


MUHBİR

Muhbirin adı belli


Muhbirin adı belli

Mikser.

Ortalığı karıştıran adam.

Yalan yanlış bilgileri bildiğini söyleyerek bilgi kirliliğine sebep olan meczup. Hadi bu adam meczupta buna inananlara ne demeli. Görevde kalabilmek adına her hafta doğru, yalan, yanlış bilgileri alan ve bu minvalde herkesi dinlemeye çalışan ve ahbap çavuş ilişkileri ile bir birlerini ağırlayanlara ne demeli?

OSB de bir çok iş adamından bahsediliyor.

Vay efendim şuranın muhbiri, vay efendim itirafçı. Arkadaş OSB de iş kuran arkadaş işinle uğraş. Hizmet üret laf üretme. İstihdam oluştur. Mobilyacı isen mobilya yap. Akü cü ise aküleri doldur insanları gaza getirip doldurma.

Küçük dünyalarının büyük insanları işinize bakın.

Devleti aliye için ne yapılacaksa zaten herkes onu yapıyor. Bu memlekette vatan, bayrak, toprak denilince devletin işini kolaylaştırmak zaten her Türk vatandaşının görevi. Ama kabak tadı veriyorsunuz.

İşinize bakın.

Hani 15 günde gidip bilgileri aktardıklarınız var ya, bir günde sizin için aktarılan bilgileri uygulamaya koyar bu hep böyle olmuştur. Onun için hadi kumda oynayın denmeden gerçekten işinize gücünüze bakın.  Çoluk çocuk derken ortada kalmayın.

Gündemin en sıcak konusuna gelelim; Ak Parti İl Başkanı Hüseyin Cahit Özden ile ilgili fısıltı gazetelerinden kulaklarına üfletenler adına yazı yazanların hiç biririn aslı astarı olmadan yazıp çizdiler.  Vay efendim genel merkez tarafından alınmışlar; ispat edin, edemezseniz müfterisiniz!!!

Gerçi müfteri olduğunuzu herkes biliyor.

Elinizde belge var mı?

Yok.

Ne var?

Duyum var.

Siz her duyduğunuzu ispatı olmadan belgesi olmadan yazıyor muzunuz?

Maalesef öyle.

Size ne diyeyim şimdi. Hangi gayri ahlaki cümleyi kurayım bilemiyorum ama terbiyesizlik yapıyorsunuz desem günün anlam ve önemini anlatırım her halde.

Üçüncü konu ise bu memlekete hizmet eden, memleketin hizmetkârı olan Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç´a; Hz. Ali Efendimiz´e tezgâh kuruluyordu. Yollarına pusular atılıyordu, sonunda Abdurrahman Bin Mülcem tarafından öldürülmesi kararlaştırıldı. Sabah namazına giderken öldürülmesi hedefleniyordu. Kendisinin öldürüleceğini ve zaman kollandığını kendisine söylenince mübarek tebessüm etti. Sordular Ya Ali(ra) neden gülümsüyorsun seni öldürmek için pusu kuruyorlar deyince Ali Efendimiz ?´dost sandığımız, iyilik yaptıklarımız gerçek düşmanlarımızda ona gülüyorum diyordu´´. Sonunda sabah namazına giderken kimi rivayette cami önünde kimi rivayette secdede sırtına saplanan zehirli hançer ile hayatını kaybediyordu.

Onun yani Hz. Ali (r.a) ın hesabı gibi; dost sandığımız gerçek düşmanlarımıza selam olsun demek geliyor içimden.

Biz seni karşılıksız sevdik.

Yaptığınız hizmetler ortada. Allah her işinizde kolaylık versin. Hizmet eden herkese bu şehirde taşı taşı üstüne koyan, insanların vatandaşın işlerini zorlaştırmadan kolaylaştıran herkesten Allah razı olsun diyorum.

Bir söz var ya tefrika girmeden millete düşman giremez. Bizim ta başımıza kadar tefrika zaten girmiş, düzelirmiyiz?

Zannetmiyorum.

Hırs her şeyin başı en yakın arkadaşlarımızda yanı başımızda düşman olmuş. Yine bir Ata sözü ile noktalayalım; Yüze gülen dosttan sakın kendini fırsatını bulursa başını ezer.

Kalın Sağlıcakla.