Okumanın yaşı yoktur. Kuranın Kerim´in ilk emri de OKU dur. Okumak önemli. Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? Anlatımı ile birlikte okumanın önemine değiniyoruz ama her okuyanda bilgisini topluma enjekte eden toplum için kaygıları olan da değildir. Yunus Emre´nin dediği gibi; ilim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır. Kendini bilmezsen alim olsan, muallim olsan, hoca olsan, Prof olsan ne yazar. Akil insan saydığımız okumuş tahsilsizler toplumu germeye devam ediyor. Biat kültürü ile yetişmedik, bizde görev istenmez verilir diyenler kendilerini bu hale getiren liderlerine sadakatten yoksun açıklamalarda bulunuyorlar. Tabi okumak her şey değil. Hoca dediğimiz(bu cami hocası değil). Kendini diplomalı hoca.
Kayseri ölçeğine gelecek olursa MHP partisi binasının arsa yerine bir banka tarafından temlik konulması MHP nin başında dolaşan kara bulutların bir türlü dağılmadığını ifade ediyor. İl başkanının açıklamaları bu işin Nisan ayında halledileceği doğrultusunda. İnşallah hayırla sonuçlanır. İcralık, hacizlik durumlar MHP camiasını üzer. Başlarının ağrımaması için durumu çözeceklerine inanıyorum. Dün MHP İl Başkanı Baki Ersoy bir açıklama gönderdi. MHP´den istifaya davet ettiği Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu´nun katılığı televizyon programına not bırakarak, Halaoğlu´nun tutarsız davrandığını ifade etti. CNN Türk ekranlarında yayınlanan Ahmet Hakan´ın sunduğu Tarafsız bölge programının dün akşamki konuğu Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu oldu. MHP´de kurultay talebinde bulunan Halaçoğlu´nun açıklamalarına tepki gösteren MHP Kayseri İl Başkanı Baki Ersoy, ?Yusuf Halaçoğlu Hoca için bizler gece gündüz çalıştık birlikte. Milletvekili olarak meclise gönderdik. Bu davranışını kesinlikle kabul etmiyoruz. Bizler genel başkanımızın yanında ve emrindeyiz her daim. Artık Halaçoğlu Kayseri karşılıksızdır ve bağımsız olarak devam etmelidir. Kaldı ki Türkiye´de ilk genel başkanımıza destek açıklaması yaparken Halaçoğlu´da yanımızda oturuyordu bu ne tutarsızlıktır? dedi.
Günün kıssası;
Hikâye bu ya Kurt ile Tilki ittifak etmişler ve bir av avlayıp beraber yemeğe karar vermişler...
Dağ taş gezerken yaşlıca bir yılkı atıyla karşılaşmışlar...
Kurt ve tilki "tamamdır av bu" diyerek yaşlı yılkı atına yaklaşmışlar...
"Çaresi yok seni yiyeceğiz" demişler..
Yaşlı yılkı atı "Etmeyin tutmayın ben çok yaşlı bir atım, etim sert olur, gidin ağzınıza layık körpe bir av avalayın" demişse de kurt ile tilki geri adım atmamışlar... Çaresi yiyeceğiz inadında direnince, yaşlı yılkı atı
"Eh madem ömrümüz bu kadarmış, ancak ölmeden önce son bir isteğim var bari onu yerine getirin" demiş. Nedir son isteğin diye sormuşlar kurt ile tilki.
Yaşlı yılkı atı, "yahu benim babam ölmeden önce vasiyetini arka ayağımın altına yazdı, malum okumam mümkün olmadı, ölmeden önce biriniz şu babamın vasiyetini bana bir okusun" demiş. Kurt tilkiye dönmüş ,Tilki "vallahi benim okumam yazmam yok" deyip sıyrılıvermiş. Kurt okuma yazma bilmenin havasıyla "çekil lan ben okurum. Ne de olsa son isteği" demiş.
Yaşlı yılkı atının arkasına geçmiş "kaldır şu ayağını da babanın vasiyetini okuyayım "demiş yaşlı yılkı atı arkasında okumayı bekleyen Kurt a bir çifte savurmuş 20 metre havaya uçup bayıra düşmüş.
Tilki koşarak yanına gitmiş, kurt yediği çiftenin etkisiyle ölmek üzere olan kurta "YAHU KURT KARDEŞ GÖRÜYORSUN DEĞİL Mİ OKUMA YAZMA BİLMEK TE BAZEN BİR BOKA YARAMIYORMUŞ" demiş...
Kalın Sağlıcakla,
