Necmettin ÇUHADAROĞLU


MEDYA

MEDYA


Cahiliye döneminde kadınlar pazarlarda satılıyordu, modern toplumlarda ise TV´lerde satılıyor. Anlatmaya çalıştığımız ve pek çoğumuzun hoşuna gitmeyen durum bu. ?´Gelinim olur musun? Evleneceksen gel, Göz6, aklıma gelenler şimdilik bunlar ama toplamda on altı yapım evlilik programı adı altında bizlerin beyinlerini yıkıyor.
Bunu Amerikan filmleri, ses ve yetenek yarışmaları da devam ettiriyor. İnsanın beynini sadece bir noktaya odaklandıran program ve yapımları tamamen ABD kökenli olduğunu biliyor musunuz? Sabah akşam izdivaç programı izleyen kadınlara bir bakın düşüncesi ev işi yapmak yada çocuklarına bakmak değil. Böyle düşündürülmüyorlar. İşte emperyalizmin bize emrettiği şekilde düşünmeye zorluyorlar. Kendini pazarlamaya çalışan kadınlar kızlar, karşılığında yapımcı tarafından cebine üç beş para konan gençler maalesef ekran arkasında işleri bitince kullan ve at projesi ile ortaya bir sürü başı boş insan çıkıyor.
Yarışma programları ile hayal kurdurulan milletim, bahis oynamaya, at yarışı tutturmaya mecbur edilmiş hayatlar sergileniyor.
Her gün dizi izleyen ya da evlilik programları ile saçmalama rekorları üreten kadınlarımız ortaya çıkıyor. Ağlayan çocuklarımıza televizyon açan, cep telefonunda oyunlar gösteren anneler daha yeni beyinlere kültürel emperyalizmi aşılıyorlar.
Ellerinize sağlık,
Nur topu gibi bir hastalığımız oldu.
Medya.
Parayı kazananlar televizyonlarının ikinci kanalını açtı. Hala uyanmadık.
Çocuklarımızı ABD kostümleri ile örf ve ananevimizden uzak danslar öğreterek yarışmalara gönderdik. Halay çekmeyi bilmeyen çocuklar batı emperyalizminden kültürel emperyalizme doğru göç ediyor hala uyanamadık.
Çocuklarımız ve gençlerimiz kendilerini aşarak bu programlara yarışmacı olabilmek için yapmadıkları şebeklik kalmadı.
Kültürü kallavi bir toplum olduk. Toplumumuzu bilgilendirmeye çalışan Ajanların başına TV´lerin genel yayın yönetmenliğine Amerikalıları ve Musevileri atadık. Her şeyimizi onlara teslim ettik.
Onlarda ?tı ağzımıza. Doğru olanda bu.
Milli olamadık.
Dışarıya her şeyimizle bağımlı iken birde medyamız dışarı bağlandı, bizler bağımlı olduk. Tek düze düşündürülmek istendik.
Bu bir proje idi. Uyguladılar ve başarılı oldular.
15 Temmuzda reyting ölçümlerinden TV8 de survıvor birinci seçildi. Kimsenin de çokta umurunda değildi 15 Temmuz algısı oluşturmaya çalıştılar ve başardılar.
Evlerimizin içini geneleve dörderdik. Bu tür yapımlarla.
Hadi yok deyin.
Birbirlerini yarışma uğruna satanları, evlenebilmek için özelliklerini sıralayanları, gelinle damat adaylarının aynı evi paylaşmaları daha doğrusu fuhşiyatı resmileştirdik. Yasallaştırdık. Adına ister kültür, ister küresel ister maral emparyalizmi deyin, ama ne derseniz deyin kendimiz olmaktan uzaklaştık. Türk olmaktan, Anadolu´da bu topraklardan, Türklük şuurundan uzaklaştırıldık.
Yarışmalarla kumar yaygınlaştırıldı. Kutu açtılar. Paralar gelsin diye ama kimse kendi kutularının açıldığının farkında değildi. Araba verdiler Türk aile örf ve adetlerini hiçe sayarak ailelerimizi rezil ettiler.
Kandırdılar.
Hangi kutudan kaç para çıkacağını beklemek. Emek ve gayret olmadan hayatlarının kumarını normalmiş gibi göstermek. Evlilik programlarında mal varlıkları sıralanırken kendilerinin mal olduğunu unutmak. Bol Hristiyan kokan filmler İşte hepsi bunların bir proje.
Hatırlarmısınız, herkes birbirinin evine giderdi ve yaptıkları yemekleri eleştirirdi. Aile yapımızda bu varmıydı?
Yoktu.
Kim getirdi?
Hani bahsetmiştik ya kaynağın başını Amerikalı ve Musevilere bırakınca olacağı buydu. İşte onlar hala bizimle oynamalarını sürdürüyorlar.
Görmediğimiz ve gösterilmeyen dramlar bu ülkede yaşanmaya devam ederken bir projenin arkasına düşen insanlar kendi ülkelerindeki olaylara duyarsız olmak üzere yetiştirilmeye devam ediyorlar. Acılarla, sıkıntılarla uğraşmak yerine kim kimin evlenme teklifini kabul etmiş, kime kaç para çıkmış, kim arabayı almış ? lar düşündürülerek hem aile hayatımız hem ticari hem de sosyal hayatımız karartılmaya devam ediyoruz.
Biz mi ne yapıyoruz?
Birbirimize ip atlamaya devam ediyoruz.
Kalın Sağlıcakla.