Necmettin ÇUHADAROĞLU


MART

MART


Cemre, suya, havaya ve toprağa düştü de bir insanlığa düşmedi. Her yer kar boran, Ortadoğu da zulüm var ama insanlık bitmiş durumda. Avrupa mülteciler bize gelmesin diye Türkiye ye yapmadıkları kıyak kalmıyor. Almanya 300 mülteci için pazarlık yapıyor. Kadın, çocuk, genç yaşlı demeden her gün bombalardan değil Eğe de Yunanistana geçmeye çalışanlar boğuluyor biz ise düşmesine beklediğimiz cemreden medet umuyoruz. Neredesin insanlık diyoruz ve kalıyoruz.

Bu gün 8 Mart Dünya kadınlar günü. Kendi aramızda birlikteliğimizi sağlayamadığımız bir gün aslında. Bilindik üzere her 8 Mart´ta sivil toplum örgütlerine mevcut olan kadın komisyonları Atatürk anıtına çelenk koyar, bir basın açıklaması yapar ya da kadınlar bir kahvaltıda buluşur ve sonrasında unutulurlar. Her sivil toplum örgütlerinin yaptığı gibi.

Kayseri de, ayrışmanın bol olduğu ortamları yaşıyoruz. Cumhuriyetçi kadınlar, Ak kadınlar, kara kadınlar vs. Hepsi ayrı ayrı saatlerde gelip anıta çelenk koyup açıklama yapıyorlar. Kendi aralarında birlik sağlayamıyorlar ki günlerini kutlasınlar. Kendi aralarında bir dayanışma örneği gösteremiyorlar ki, kadınları temsil etsinler. Ortak hangi noktaları var; sadece kadın olmak mı? Başka fikir birlikteliklerini bile sağlayamayan ve tabelalardan oluşan STK çöplüğü Kayseri de keşke tüm kadınlarımız tek yürek olsa, türbanlısı, cumhuriyetlisi, akı, karası, birbirinden farkı olmadan tek yürek halinde ortaya çıksa olmaz mı? Sadece kadın cinayetlerin üç beş cılız sesin dışında hiçbir kadın platformu bu konuya duyarlı bile olmadı, olamazdı da zaten. Kendi aralarındaki bölünmüşlüğü bitirmeden de bu işlerde başarılı olmazlar.

Neden mi? Onlar Nene hatunu örnek alamadılar da ondan. Nene hatun hangi partidendi, kağnı sürerken, düşmana karşı gelirken hiç sonunu ve geleceğini düşündü mü? Düşünmedi ve hiç öyle bir kaygısı olmadı. Bu yüzden Nene hatun un torunları olamadınız.

Biraz eleştiriye de hakkımız olsun. Ben Kayserili kadın platformlarını hemen hemen böyle görüyorum. Ama Kızılay şubemizde çalışan kadınlarımızın, kanser araştırma kadın kollarında çalışan kadınlarımızın, lösemili çocuklar için çalışan kadınlarımızın da ellerinden öpüyorum.

Bu arada sürgünde bir lider var, aklıma gelmişken. Doğutürkistanlıların anası. Rabia Kadir. O da bir kadın. Ve sürgünde. Çin e giderse idam edilecek. Amerika Birleşik devletlerinde. Türkiye vize veremediği için tüm Avrupa ülkelerinde serbest dolaşım hakkı varken Türkiye´ye soydaşlarının yanına gelemiyor. Dilerim ve umuyorum ki, Rabia Kadir Hanım da bir gün özgürlüklerin ülkesi olma yolunda ilerleyen Türkiye Cumhuriyetine gelir ve buradaki soydaşları ile hasret giderir.

Bu arada kadınlarına iyi davranmayan akıl kaçıklarına da bilgi vereyim. Allah (c.c) kuranı kerimin de ?´Kadınlar sizlere Allahın Emanetidir´´ ayetini unutmamak gerekir.


Yeryüzünün bir ülkesinde yaşayan herkes kralın huzuruna çıkar 
kral der ki:
-erkekler iki sıra olsun bir sırada karıları tarafından yönetilen erkekler. Diğer sırada karılarını yöneten erkekler ayrıca bütün kadınlara hazinemden ödül vereceğim onlar askerlerle birlikte gidecekler şimdi der.
böylece kadınlar gittikten sonra kral, erkeklerin karsısına geçer bi bakar ki karıları tarafından yönetilen erkeklerin sırası kilometrelerce uzunlukta ama karılarını yöneten erkeklerin sırasında sadece bir adam duruyor.
kral diğer sıradakilere çok kızar:
-kendinizden utanın!!!siz bu dünyanın en güçlü ülkesinde ve benim irademle yönetiliyorsunuz ve şuraya bakın hepiniz güçsüz karaktersiz kilometrelerce uzunlukta bir sıra oldunuz bakın bir tek erkek vatandaşım su yan sırada tek basına gururla duruyor 
ondan ders alın! Oğlum sen anlat bunlara ne yaptın da karılarını yöneten erkekler sırasında bir tek sen varsın?
Adam cevap verir: bilmem. Karım bana burada durmamı söyledi. Der.

Kalın Sağlıcakla,