Son günlerde yazdığımız ve bir haber serisi haline getirdiğimiz ´´Kayseri Hakemliği´´ konusunda aslına bakarsınız bugün başa dönüyorum. Bu haberlerin ilk çıkış noktası olan klasmanlarda yeteri sayıya ulaşamadığımızın açıklandığı o güne yani. İlk köşe yazımın ardından KASKF Başkanı Musa Soykarcı, bir yorumunda ´´,Hassasiyetin için çok teşekkürler..Ben şöyle yorumluyorum; Sahipsiz Kuzuyu kurt yermiş. Ben MHK üyesiyken Kayseri 10.Bölgede çevre 6 İl bize bağlı idi şimdi ise biz Ankara´ya bağlandık. 2 süper lig 2 süperlig yardımcı hakem 7 ulusal 11 ulusal yardımcı 10 larda bölgesel hakem vardı. Şimdi ise durum ortada.. Amaç olmayıncada Amatör de hakem hatalarıda ortada..Sonuç olarak illa ben demiyorum ama ilimiz kurullarda temsil edilmezse sahipsiz kuzuyu kurt yiyormuş.´´ görüşlerini dile getirmişti.
********************
Evet haklı! Kurullarda yoksanız, klasmanlara bakmanıza gerek yok. Herkes kendi bölgesini ön plana çıkarır ve kendi hakemlerini görevlendirir. İlk olarak MHK´da Galip Bitigen görev aldı, ardından söylediği gibi Musa Soykarcı göreve geldi. Kendi dönemini kendisi özetledi zaten. O dönem Kayseri´den bazı isimlerin MHK´ya girmesi için Recep Mamur ve Süleyman Hurma´nın nasıl çaba harcadığının bizzat şahidiyim. Sohbetlere, telefon konuşmalarına şahitlik ettim. Yani Kayseri için taşın altına ellerini soktular. Neden? Çünkü Kayserispor´un canı fazlasıyla yanmıştı hakemlerden. Onlarda Kayserispor´un o dönemde federasyon içindeki ağırlığını kullandılar, kişisel ilişkilerini devreye soktular ve kurallarda yer almamızı sağladılar.
********************
Ha onlar için sonuç bekleneni verdi mi derseniz elbette vermedi. Kurullarda Kayserispor için gerekli kulisler yapılmadı. Yine hakem hataları canları yaktı ama il bazında hakem camiası bu işten oldukça nemalandı. İyi mi oldu? Kayseri adına bir çivi çakıldıysa elbette ki iyi oldu. Buna kimsenin sözü olamaz. Şimdi kurullarda Kayserili isimlerin görev alması için kim çaba harcıyor, bir bakın? Ben söyleyeyim kimse! Kurullarda adamınız yoksa elbette ki sonuç bu. Ama yazdığımız düzleme göre düşündüğümüzde en azından geçen sezon klasmana yükselenlerin yerini koruması gerekmez mi? Eğer koruyamıyorsa bu da hakemlerimizin yetersiz yada, teklif edilen hakemlerde adaletsizlik olduğu sonucunu ortaya koyuyor.
********************
Konu ile ilgili bir yorumda Vahap Beyaz´dan: Gazeteci yazar Metin Sönmez 3-4 yıl önce bu günü görüp yazmış, tv de sorumluları ismen zikretmiş, vebali tasiyamayacaklarını söylemiş ve sözde hakemlerden tepki almıştı. Sevgili Metin´ in eleştirdiği günlerde 11 gözlemci vardı, şimdi 2...
MHK da temsil edilmeden önce, 1FİFA, 1Slig, 1 birinci lig, 8 ikinci lig toplam 23 hakem 13 gözlemci vardı.
Şimdi, 1 birinci lig (4. Hakemlikten başka görev verilmiyor), 1 ikinci lig toplam 6 hakem var.´´ O günden yazmış üstadımız Metin Sönmez, çıkmış konuşmuş, konuya parmak basmış. Ama şimdi gelinen nokta ortada değil mi? Birde bu konuları haberleştirdiğimiz için suçlu ilan edilmeye kalkıyoruz bu günlerde. Bu konuya Musa Başkan´ın elbette yorumu olacaktır. Düşman ilan edilmemiz ile ilgili.
********************
Ha birde sosyal medya hesabında fotoğrafını bile koymadan ´´Erhan Kan´ın hakemlerle ilgili tek düşüncesi hakemleri düşmanca hisselerine alet etmekten ibarettir´´ diye yorum yapan faal hakemlik görevini sürdüren bir arkadaşımız var. Muhalif her sosyal medya paylaşımında savunma alan İHK´nin bu konuda bir savunma isteyeceğini düşünüyorum. Ama yoksa sadece kendileri hakkında yazanlardan mı istiyorlar onu da bu vesile ile göreceğiz. Eğer savunması istenmezse, belgeli bilgili haberlere iftira atmanın hakem camiasında rant kapısı haline getirildiğini deklare edecekler. Ama, biz yazdıklarımızı gizlenerek, saklanarak değil, sosyal medyada değil bu şehrin en önemli gazetelerinden birinde ismimizi, imzamızı, fotoğrafımızı koyarak yazıyoruz. Bu da bizim farkımız olsun. Erhan Kan´ı hakemlerle ilgili tek düşüncesi hakemleri düşmanca hisselerine alet etmekten ibaret diyerek suçlamak çare değil ki. Belge lazım, bilgi lazım!
