Kul olabilmek, madde ve manayı ayırt edebilmek insanların en büyük arzuları değil mi? Hırstan ve gafletten uzak durmak erdemliliğine kavuşabilmek ve kul olabilmeyi başarabilmek.
Ben sana kulluk etmek için yaratılmadım. Sen kendini o kadar büyük görme. Sadece Allah´a kulluk eden ben, senin soytarılarının dalkavukluklarına kanmam, inanmam. Biz böyle gördük, böyle geldik bu yaşımıza kadar. Kimseye yağcılık yapmadık, önünde eğilmedik, eğilmeyeceğim de. Rızkımı veren hüda sizin yaptıklarınızı da görüyor ve sizi her gün beş vakit yanına çağırıyor. Bir kul olarak rabbimle her gün randevusuz görüşüyorum, siz hala randevu vermediğiniz Kayseri´de kaç kişi var onu biliyor musunuz?
Ben istatistiğini çıkartayım isterseniz.
Kamyon dolusu insan hala size ulaşamıyorsa burada bir yanlışlık var demektir. Demek ki ateş sizi çağırıyor ama siz farkında değilsiniz.
Madde ile mananın yolculuğu misali.
Benim bu konularda ilk aklıma gelenler herkesin de bildiği üzere, sevgi, saygı, hürmet, muhabbet, maddi değerler kadar manevi değerlerimizi de korumaya, yaşamaya ve yaşatmaya çalışmaktır. Madde ile mânânın eşit ve dengeli yaşanmadığı hiçbir yerde kalıcı bir huzur, saadet, başarı olmaz. Diğer çok önemli bir husus da, ?İnsanların en hayırlısı insana faydası olandır? diye buyuran Efendimizin yolundan giderek çalışan üreten yaşadığımız çağın bilim ve teknolojisine katkıda bulunacak bireyler olmaya gayret göstermektir.
Son sözlerle bitirelim isterseniz;
Korkma, herkes seni terk etse ´O´ terk etmez!
Herkes seni yalnız bıraksa ´O´ bırakmaz!
O yokluktadır, O yokluktan doğandır.
O her şeyi bilir.
O Latif´tir, Emin´dir, Mülk ve Saltanat sahibi bir Emir´dir.
O sığınaktır, cümle günahkârın sığınağıdır.
Eşi ve benzeri olmayan bir Nur´dur.
Gönüldeki her türlü acıyı, ıstırabı teskin edendir.
Sen gizlesen de O senin bütün derdini bilendir.
Herkes seni terk etse de O terk etmez.
Hiçbir yerde seni yalnız, çaresiz bırakmaz.
Gel, O´nun yüce gölgesine gir.
Korkma, herkes seni terk etse AŞK terk etmez.
Rabbimize kul olabilmek ümidi ile,
Kalın Sağlıcakla.