Yalçın ARAL


KOVİD-19 VİRÜSÜNÜN DÜNYADA Kİ 2. DALGA SENARYOLARI;

Görüldüğü kadarı ile virüsü organize edenlerin, REFAH Toplumu olarak bilinen başta ABD olmak üzere Batı toplumlarında ikinci dalganın aşı bulunmadan önce hemen başlamasını istedikleri görülmektedir.


Virüsün en önemli çıktısının;

  • Dünya nüfusunu azaltmak olduğunun atlanmaması gerekir.

    • KOVİD- 19 salgınının yaşlı nüfusu hedef aldığı görülmektedir. 

      • Türkiye’de KOVİD-19 dan vefat edenlerin yaş ortalamasının 74,6 olması da bu durumu ayrıca teyit etmektedir. 

    • Bunun yanında, YENİ DÜNYA DÜZENİ oluşturmak ve Yeni Dünya Düzenini kontrol altına almak için ekonomik olarak ülkelerin çökmesi de hedefler arsında olduğunun da atlanmaması gerekir.

  • ABD yönetimini eline geçiren gücün DÜNYANIN EFENDİSİ olarak,  YENİ DÜNYA DÜZENİNİN de sahibi olacağı gerçeği çerçevesinde olayları değerlendirmek gerekmektedir.

    • ABD seçimleri dünyanın nereye doğru evirileceğini de gösterecektir.

      • ABD seçimleri yapıla bilinirse! Ya Silah Lobisi destekli ABD’yi kuran Cumhuriyetçi kanat olan Ulusalcılar kazanacak! Yada Globalci Siyonist Para Lobisi kontrolündeki Demokratlar kazanacaktır.

      • Bir birlerini ortadan kaldırmak için mücadele eden bu iki Lobinin seçimlerden sonrada kavgalarının devam edeceği de kaçınılmaz bir gerçektir. 

ABD seçimleri süresince yaşananlar, dünyadaki KOVİD-19 salgınını,  ABD’DE olan olayların yanında dünyanın başka ülkelerinde olan olayları da bu doğrultuda değerlendirmek gerekmektedir. 

 

Dünyada ve ABD’DE şiddet kullanılarak ırkçı bir polis tarafından bilerek ve göstere göstere katledilen siyahi George Floyd için gerek ABD içinde gerekse de başka Batılı ülkelerde yapılan gösterilerin virüs salgınının ikinci dalgasının başlaması ve ekonomilerin daha da çökmesine yönelik bir hamle olduğu görülmektedir.

 

Dünya ülkelerine yayılan bu gösterilerin durumu incelendiği zaman; 

  • ABD’de polis tarafından şiddet kullanılarak kurban olarak seçilen  ve ırkçı polis tarafından bilerek öldürülen siyahi George Floyd için  ABD’DE yapılan gösterilerde KOCVİD-19 virüsüne yakalananların olduğu ve bunun yanında protestolara katılanların test yaptırmasının da istendiği görülmektedir. 

    • ABD’de polis şiddetiyle öldürülen George Floyd için Amerikalılar sokaklara dökülmüş ve 200 kentte ortalığı savaş alanına çevirmelerinin yanında yağmalamalar ve yakıp yıkmalarda yaşanmıştır. Bu olayların KOVİD-19 virüsünün daha kontrol altına alınamadığı bir süreçte gerçekleştiğini de atlamamak gerekir. 

    • ABD’DE, ABD’yi kuran Ulusalcı kanadın hassas olduğu bir konuda  protestocular tarafından ABD bayrağının çiğnenmesi de ABD’DE olayların hangi boyuta doğru kaydırılmak istendiğini de göstermektedir. 

    • ABD’DE “FLOYD” protestolarının 12. Gününde, Demokrat Partili Başkent Washington’un Belediye Başkanının gösterilere destek vermesini normal olarak görmek gerekir.

      • Bu zihniyete erişmiş kişilerin, vicdandan yoksun olarak insanlara değer vermeyeceği ve onları kendi amaçları için bir piyon olarak kullanacakları da  zaten bilinen bir gerçektir.

      • ABD’DE yapılan ankette; Amerikalıların  % 80 ‘ine göre ülkenin kontrolden çıktığı belirtilmektedir. 

      • Dr. Martin Luter King Jr. “Amerika’nın muhteşemliği, hakkını savunmak için protesto yapma hakkından gelir.” söyleminin arkasına sığınan bu zihniyet;

        • İnsana değer vermeyecek şekilde insanları sokağa dökmek vasıtasıyla KOVİD-19 virüsü kapmalarının ve salgının derinleşmesinin önünün açıldığı görülmektedir.

        • Bu suretle hem KOVİD-19 salgınının ABD’de derinleşmesine, hem de bu durumun ABD ekonomisini daha da kötüleştirerek , ülkedeki ekonomik krizin daha da derinleşmesine sebep olacağı da  aşikârdır.

          • ABD’DE işsizlik oranının geriye giderek düşmeye başladığı bir noktada ve Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu Fitch Rating; ABD Ekonomisinde ki yıllık daralma Mayıs’ta hafifledi açıklamasının yanında bu olayların çıkması da çok düşündürücüdür. 

        • İnsan hayatını hiçe sayan zihniyetin bu veriler çerçevesinde; yaklaşan ABD seçimlerinde hedefe alınan Cumhuriyetçilerin yerine seçimlerde Demokratların kazanmasının amaçlandığı görülmektedir. Globalci Siyonist Para Lobisi destekli Demokratlarında bu kirli mücadelede ellerinde olan her türlü  imkanı gerek ABD içinde gerekse de dünyanın başka ülkelerinde kullanmaya başladıkları da ortadadır. 

        • ABD’yi yöneten gücün YENİ DÜNYA DÜZENİNİN hakimi olacağının idrakinde olarak; Hem Cumhuriyetçiler ( Ulusalcılar) hem de Demokratlar (Globalciler) ABD’DE ki seçimlerin hem ABD’nin hem de YENİ DÜNYA DÜZENİNİN hakimi olmak için son şansları olduğunu da çok iyi bilmektedirler. 

        • Seçimlerden sonra kim kazanırsa kazansın bu iki Lobi arasındaki kavganın veya mücadelenin ABD’DE ve dünyada biteceğini düşünmek doğru değildir. ABD’NİN seçimlerden sonrada kaos ortamından kurtula bilmesi de mümkün görülememekte olduğunun bilinmesi gerekir. 

 

ABD'de siyahi George Floyd'un ırkçı polis cinayetine kurban gitmesinin ardından virüsün tam olarak kontrol altına alınamayan başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkede başlatılan ırkçılık karşıtı protestolar incelendiği zaman;  

İNGİLTERE;

  • Başkent Londra’da  yüz binlerin George Floyd için sokaklara dökülerek ABD’DEKİ olayı protesto ettikleri görülmektedir. Hyde Park’ta toplanan göstericiler konuşmalardan sonra Başbakanlık binasına yürümüşlerdir. Sloganları “Siyahların hayatı değerlidir” “Adalet yoksa barış da yok” “İngiltere masun değil.” şeklindeki protestolarla ağırlıklı olarak Brexit’in karşısında olan Globalci kesimlerin bu protestolara katılmış olmaları da çok düşündürücü olarak not edilmesi gereken bir durumdur. 

ALMANYA;

  • Almanya’nın çeşitli kentlerinde de kalabalık guruplar halinde ,ABD’de öldürülen George Floyd için gösteriler düzenlenmiştir.

  • Başkent Berlin’de ki Alexander Meydanı’nda toplanan binlerce kişi, polis şiddetini ve ırkçılığı protesto etmiştir. Gösteride, Almanya’da ırkçılık sonucu öldürülen siyahilerin isimleri de okunduğu bunun yanında meydanlarda toplanan binlerce kişinin, polis şiddetini ve ırkçılığı protesto ettiği görülmektedir.

FRANSA;

  • Fransa’da başkent Paris’te ve çeşitli kentlerde, ABD’de polis şiddeti sonucu hayatını kaybeden siyahi George Floyd için binlerce kişinin katıldığı protesto gösterileri düzenlenmiştir. 

  • Paris'te de gösteri yasağına rağmen ABD Büyükelçiliğinin bulunduğu Concorde Meydanı'nda toplanan binlerce eylemci, polis şiddetini ve ırkçılığı protesto etmiştir. Bu kalabalık karşısında Polis , ABD Büyükelçiliği yakınlarına büyük bir barikat kurmak zorunda kalmıştır. 

HOLLANDA;

  • Hollanda'da binlerce gösterici, ABD'nin Minnesota eyaletinde polis şiddeti sonucu yaşamını yitiren George Floyd için gösteri düzenlemiştir.

  • Sosyal medyadan yapılan çağrı üzerine Rotterdam kentindeki Erasmus köprüsünde ve etrafında toplanan binlerce kişi, polis şiddetini ve ırkçılığı protesto etmiştir. 

  • Göstericiler, "Irkçılığı durdur", "Susmak ihanettir", "Siyahilerin hayatı önemlidir", "Irkçılık herkesin problemidir" ve "Polis terörünü durdur" şeklinde dövizler taşıdığı ve çok sayıda Hollandalının yanı sıra farklı etnik kökenlilerin de katıldığı gösteride, "şiddete, ırkçılığa, ayrımcılığa hayır" mesajının da  verildiği görülmektedir. Köprüyü ve etrafını tamamen dolduran kalabalık, Kovid-19 mücadelesine dönük sosyal mesafe kurallarına uymadığı da görülmektedir. 

  • İTALYA VE İSPANYA;

    • İtalya ve İspanya’da binlerce kişi George Floyd’u anarken, ırkçılığı protesto ettiği bu protestolarda “Siyahların hayatı değerlidir.” “Adalet yoksa barış yok.” “Irkçılığa hayır.” “ Adalet istiyoruz.” “Polis terörüne son.” şeklinde diğer ülkelerde olduğu gibi aynı sloganları attıkları görülmektedir. 

  • BELÇİKA ;

    • Brüksel’deki ırkçılık karşıtı gösterinin  ardından lüks mağazaların camlarının kırılarak yağmalandığı da görülmektedir. 

 

Brezilya, Avusturya, İsveç,  Bulgaristan , Avustralya, Meksika, Yeni Zelanda ve daha dünyanın bir çok ülkesinde ABD’de öldürülen George Floyd için protestolar olduğu da bir gerçektir. Bu gösterilerin virüs tedbirleri hiçe sayılarak yapılan gösteriler olduğunu da atlamamak gerekir. Sosyal Medya üzerinden sokağa çıkmaların organize olması da organizatörlerin sosyal medyayı çok iyi kullana bilen Globalcileri çağrıştırmaktadır. Türkiye’deki Gezi olaylarında da aynı metodun kullanıldığını da atlamamak gerekir. Zaten, Globalcilerin güdümünde olan FETÖ ve  PKK- PYD-YPG ile iç içe  bulunan İNTİFA Terör örgütlerinin bu protestolara destek vermesi de oluşturulmak istenen durumu net olarak ortaya koymaktadır. Her ülkede ABD’de öldürülen Floyd için yapılan protestolarda aynı sloganların kullanılması da ayrı bir detay olarak not edilmesi gerekmektedir. Ayrıca ABD dışında ki ülkelerde neden gösteri yapılır neden yakıp yıkma ile beraber yağmalamalar olur? Hiç bir şeyin tesadüf olmadığı gerçeği ile olayları değerlendirmekte fayda vardır.  

 

Dünya’da bu tezgahlar çerçevesinde gelişmeler olurken KOVİD-19 salgınında Türkiye’nin de çok dikkat etmesi gerekmektedir. Boş yere ikinci dalga olgusunu sabıkalı olan DSÖ’nün veya başka odakların dikkat çekmesinin tesadüf olmadığının da bilinmesi gerekir. 

Başta İstanbul’un ve diğer büyükşehirlerin Türkiye’de virüsün merkezleri olduğu gerçeği unutulmuş gibi;

Türkiye’de yasak olmayan hafta sonu tatilini kapsayan Cumartesi ve Pazar günlerini değerlendiren, psikolojik olarak dışarı çıkma isteği olan vatandaşların dışarıda oluşturdukları süre içindeki davranış şekilleri virüs ile mücadele den uzak bir durumda gerçekleşmesinin hoş olmadığı görülmektedir.

  • İzmir’de binlerce vatandaşın sosyal mesafe kuralını hiçe sayarak Kordonboyu’na akın etmesi ve tedbir kurallarını da kale almayarak ihlal etmeleri hoş görüntüler oluşturmamıştır. 

    • İzmir’de sosyal mesafeyi hiçe sayıp paylaşanları bulmak için çalışma başlatıldığı açıklanmıştır. 

  • İstanbul Galata Köprüsünde veya İstanbul’un başka yerlerinde hafta sonu tatili diyerek balık tutanların dikkat etmesi gereken hususların olduğu da muhakkaktır. Virüs balık tutulan yerlere uğramışsa, eli boş dönmeyeceği de bir gerçektir. 

    • İstanbul’un başka yerlerinde vatandaşların sokakları doldurması ve virüs tedbirlerini hiçe sayarak dolaşmaları da hoş olmamıştır.

    • İnsanların tedbirleri hiçe sayarak plajları doldurması da ayrı bir durum olarak not edilmesi gerekmektedir. 

Şunun bilinmesi gerekmektedir; KOVİD-19 mücadelesinde Türkiye çok iyi yönetilen bir süreçten geçerken, vatandaşlar tarafından tedbirler gevşetildikçe tehdidin arttığı görülmektedir. Bu mücadele vatandaş ile beraber topyekûn bir mücadeledir, bu doğrultuda KOVİD-19 tedbirlerine de halkımızın harfiyen uyması gerekmektedir, aksi takdirde Yurtdışı Türkiye düşmanlarının ve içimizdeki uzantılarının oyununa gelmiş oluruz. Geçmiş olsun ziyareti sebebiyle bir ilimizde 190 kişiye virüs bulaşması bunun yanında başka bir ilimizde ki asker uğurlamasında 58 kişinin virüsle enfekte olması kabul edilir bir durum değildir. Bu durumların, kendi ayağımıza kurşun sıkmaktan başka bir farkı da yoktur. KOVİD-19 verilerinde dünya ortalamasının ve REFAH toplumu verilerinden çok daha iyi bir durumda olmamız bundan sonrada oluna bilineceğinin teminatı olmadığının bilinmesi gerekir. KOVİD-19 virüsü ile mücadelenin, yaşadığımız sürece devam edecek bir süreç olabileceğinin de bilincinde olunması önemlidir. 

 

Türkiye’nin de KOVİD-19 salgınında, ABD gibi Türkiye’nin de virüs üstü yapılmak istendiğini de atlamamak gerekir. Hala bu odakların her türlü fırsatı kullanarak ve oluştura bilecekleri çatlaktan Türkiye’nin içine sızma girişimlerinin olabileceğini de atlamamak gerekir. Türkiye düşmanı odakların, niyet ve gönüllerinden geçen temennileri de, “Türkiye’nin KOVİD-19 salgınında İtalya ve İspanya’dan daha kötü verilere sahip olması gerekliliği idi.”  Sosyal medya aracılığıyla bu odakların her seferinde algı ile doğru olmayan haber ve verileri servis yapan gerek Yurtdışı Türkiye düşmanlarının gerekse de içimizdeki uzantılarının olduğunu da atlamamak gerekir. 

Bunun yanında, Türkiye’de yaşanan son olaylara bakıldığı zaman gerek maneviyat üzerinden ayrıştırma gerekse de Kürtler üzerinden ırkçılık çatlağı yaratılmak istendiği de görülmektedir. Bu tip çatlakların her zaman Yurt dışı Türkiye düşmanlarının ve içimizdeki uzantılarının peşinde olacaklarının da atlanmaması gereken bir durumdur. Bu tip hamlelerin amaçları Türkiye’de ABD’DEKİ gibi kaos ortamı yaratmaktır. İçinden geçmekte olduğumuz bu süreçte bu tip oyunlara düşülmemesi gerekmektedir. 

Dünya nüfusunu azaltma projesi olarak da görülen bu virüsün ABD’DEN sonra merkezinin yüksek nüfus içeren Latin Amerika Ülkeleri ve Afrika ülkeleri olacağı da bir gerçektir. Afrika kıtasının başka bir özelliği de ciddi şekilde yer altı zenginliklerine sahip olmasıdır. Afrika kıtasını kontrol eden güç hammadde üzerinden dünyadaki üretimi ve bu sayede dünya ticaretini de kontrol edeceğinin bilinmesi gerekir. Bu durumda göstermektedir ki, Afrika ülkelerinde KOVİD-19 salgını ciddi şekilde ağırlığını gösterecektir. Ne zaman dünyada YENİ DÜNYA DÜZENİ oluşursa ancak o zaman AFRİKA ülkeleri gerek KOVİD-19 gerekse de her türlü virüs salgını karşısında  huzura kavuşa bilir.  

KOVİD-19 salgınından sonra en erken toparlanacak ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Dünyada güvenli liman konumunda ve en ön sıralarda yer alan ülkemizin önünün çok açık olduğu da bir gerçektir. Bu durumda hem devletimizin ve devlet sektörlerinin hem de özel sektörün virüs sonrası dünyadaki yeni düzene çok iyi hazırlıklı olması gereken bir süreçten geçmekte olduğumuzun bilincinde olunması gerekmektedir. 

Ayrıca,  ABD VE REFAH toplumlarından ve para birimlerinden uzak durulması gereken bir süreçten geçilmekte olunduğunu  tekrar belirtmek isterim.