Göze göz, dişe diş derler ya? İki takımın mücadelesi adına bu yaftayı peşinen ve net biçimde yapıştıralım.
Neredeyse 90 dakikaya yayılan, inanılmaz mücadelenin sergilendiği, sahada kim var kim yok, elinde-avucunda ne varsa vermeye çalıştığı bir karşılaşmaydı. Zaman zaman Kayserispor, bazı bölümlerde de Başakşehir´in etkin olduğu zaman dilimleri oynandı dün gece.
Aslında Sarı-Kırmızılı takım, beklenmeyen anca, henüz henüz ilk on dakika dolmadan taç atışındaki akıl dolu tavrı ile öne geçmeyi başardı. Bu Lig´in önemli takımları arasında yer alan Abdullah Avcı´nın talebeleri şok golle sendelerken, bir süre bu şaşkınlığın yansımalarının izleri vardı sahada.
Fiziki mücadelenin ön plana çıktığı karşılaşmada doğal olarak pozisyon zenginliği yoktu ama dersini iyi çalışmış bir Kayserispor vardı. O her zamanki ayağa oynayan ve sahanın her alanını kullanan Başakşehir, Kayseri´de aradığını da, istediğini de bulamadı. Ancak hiç beklenmedik bir anda, Emanuel Adabayor´un elle attığı iddialarının ayyuka çıktığı gol sonrası, bir duraklama dönemi yaşandı ve soyunma adasına karşılıklı atılan gollerle gidildi.
Soyunma odası dönüşü beklendiği gibi oldu. Kayserispor, hem oynamayı, hem de oynatmamayı hedefledi ve bunda da başarılı oldu. Fakat bu dakikalar gol getirmedi. 60´dan sonra ise biraz biraz derlenen toparlanan ve sarı-kırmızılı takımın yarı alanına yerleşen, ancak pozisyon üretemeyen konuk ekip kös kös beraberliğe razı oldu.
Şunu söyleyelim: Kayserispor´da oyuna sonradan girenler de dahil tüm futbolcular üzerine düşeni fazlasıyla yaptı ve zirve yarışının en iddialı takımları arasında yer alan İstanbul temsilcisi karşısında terazinin kefesinde ağır basan taraftı; istedi. Elinden gelini yaptı ama sonuç 1-1´lik eşiklikti.
Her şeye karşın evinde kaybetmeyen ve puanını 23´e taşıyan Kayserispor, bu saatten sonra Avrupa adına daha fazla umut taşıyabilir.
Yapılması gereken tek şey, 13. Haftanın kapanışı ile birlikte bu maçı unutup, Alanya´ya konsantre olmak.
