Necmettin ÇUHADAROĞLU


KOOPERATİFLER NE İŞ YAPAR?

Cumartesi yazdığım yazıdan dolayı muhatap olduğumuz insan sayısında bayağı artış oldu.


 

Cumartesi yazdığım yazıdan dolayı muhatap olduğumuz insan sayısında bayağı artış oldu. Bizim amacımız her zaman üzüm yemek. Bağcı ile işimiz olmaz. Ben İktisat mezunuyum. Ekonomiden anlarım. En azından ilk okul mezunu olan başkanlara inat biraz söz hakkım olur diye düşünüyorum.

Evet, huzur hakkı dedim.

Devletin sağladığı imkanlardan bahsettim.

Genelleme yaptım.

Kim bu huzur haklarından faydalanıyor diye sitemde bulundum. Koltuklarınızı bırakmasını bilin dedim. Söylediklerim bunlardı. Kimi hasta, kimi yaşlanmış, kimi 25 yıldır görevde. Bırakında gençlerin önünü açın dedim. Odalar ve Kooperatifler iyi yönetilmiyor adeta çiftliğe dönmüş dedim.

Doğrudur.

Söylediklerimin de arkasındayım.

Esnaflar Birliği var.

Ülkemde sallasanız STK ya değiyor.

Esnaflar Birliği, esnafın sorunlarını dinlemek ve çözüm yoları üretmek adına her halde toplam 60-70 kişiden oluşan bir toplulukla birlikte Antalya´da beş yıldızlı otele konuk oldular. Bu tür toplantıların ardından bir deklarasyon yazılır ve kamuoyuna sunulur. Efendim, biz Antalya´da beş yıldızlı otelde esnafın parasını yedik ama şunları şunları yaptık derse etik olur. Gereken de bu işin aslına bakarsanız.

Kişi başına üç günlük seyahatiniz bin TL den hesaplansa 60 Bin TL

Soruyorum esnaf adına ne yaptınız bu üç gün içerisinde.?

Gelelim Esnaf Kredi Koperatifine; Ne işe yarar bu kredi kooperatifi? Halk Bankasının yani devletin parasını yine devletin vatandaşına kredi olarak verirken aracı olur. Ver ipoteği al parayı der. Bu şartları zaten hangi bankaya giderseniz verir. Ama kooperatifçilik esas alındığında Esnaf Kredi Kooperatifleri  vasıtası ile esnaf daraldığında yardımına koşan can suyu.

Can suyu değilde aslında böyle söyleniyor.

Bu iş için biçilmiş kaftanlar var. Hazır senelerdir bu işle iştigal eden ve huzur hakkı alanlar. Onları tek tek yazacağım. Kaç lira maaş aldıklarını ve al takke ver külah yaptıkları işleri. Konuyu dağıtmadan devam edelim.  Kredi Kooperatifi Yönetim Kurulu üyeleri arada bir elleri daralınca ya da sıkılınca Kıbrısa gidiyorlar.

Esnafın dertleri ile dertlenmek ve çözüm yolları bulmak için. Tabi Kıbrıs yanı başımızda. Atladın mı gidiyorsun. Tabi kredi verirken çok zorlandıkları için tatile ihtiyaçları var. Nasıl olsa para Kredi kooperatifinden. On dönüm bostan yan gel yat Osman sözü aklıma geliyor. Taş elin kuş elin. Size göre ne var?

Bir hafta Kıbrıs seyahatinde esnafa nasıl kredi verilir? Esnafın önü nasıl açılır? Kimle nasıl güreşilir ve el ense nasıl çekilir konuları konuşulmuştur her halde.

Kendilerinden bir açıklama gelmeyince bu tür açıklamaların bizden gelmesi normal.

Daha sonra Türkiye Şoförler Federasyonu  yine Antalya´da ne hikmeti ilahi ise her yol Antalya´ya çıkıyor. İmamlar program yapacak Antalya´ya gidiyor. Tabi Şoför  arkadaşlar daha doğrusu üst düzey yöneticilerinde Antalya´ya gitmesi kadar doğru bir şey yok.

800 davetli.

Pazartesi-Cuma arası Antalya´da beş yıldızlı oteldeler.

Ülkemdeki şoförlerin sorunlarını  tartışıyorlar. Otel beş yıldızlı. Her şey gani.

Huzur hakkı hak getire.

İşte bundan dolayı ne işe yarar bu STK lar.

Kayseri´deki gibi sen ben bizim oğlan muhabbeti yapılıyor. Hemen hemen her yerde.  Kredi kooperatifi tatil için zaman buluyor. Kimin parası ile. Kooperatifteki insanlar maaş alıyor kimin parası ile, yönetim kurulu üyeleri huzur hakkı alıyor, kimin parası ile. Bunları sorgulayınca kötü olursunuz.

Diyeceğim o ki değişen bir şey yok memleketimde.

Hala taraf ve etraflarını yönetim kuruluna alarak, aman kimse duymasın muhabbeti devam ediyor.  Mahşeri Kubrayı unutup dünyaya bu kadar tapanlara duyurulur.

Bir yanımda sınır ötesi operasyonlar yapan ülkem, bir yanımda şehitlerin kara haberlerinin arasında hiçte istemediğiniz bir konu belki ama Tevfik Fikret Jön Türklerden sonra yağmanın başlamasını ve kendisinin ne kadar yanıldığını anlattığı bir şiir ile bitirelim.

Han-ı Yağma

 

Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır

Huzurunuzda titriyor - bu milletin hayatıdır;

Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır!

Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir

Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?

Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir!

Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Kalın Sağlıcakla.