Sevgili okurlarım, ben aynı zamanda Kayseri Adliye´sinde uzlaştırmacı bilirkişilik yapıyorum. Bana ve mesleğime çok şey kattığını düşündüğüm bu işimi çok seviyorum. Herkes tehlikeli bulsa da bence değil, olmamalı da. Çünkü bir çok aslında öfkeyle yapılmış şeylerin kimseyi mağdur etmeden aralarını yapıyorsun ve bence çok eğlenceli. Tabii çok sinir bozucu durumları da yok değil?
Öncelikle soruşturma ya da mahkeme dosyalarını aldığımda hemen suçun konusuna bakıyorum. Beni nasıl bir süreç bekliyor onu görmek istiyorum. Genelde tehdit ve hakaret suçu söz konusu bir de hırsızlık. Zaten uzlaştırma kapsamında olan suçlar bellidir. Hakaret, tehdit, güveni kötüye kullanma, hırsızlık vs.
Taraflarla görüşmeden önce dosyaları inceleyip kendimce karar vermeye çalışsam da aslında olayların çok farklı geliştiği ve şekil aldığı durumlar oluşuyor. En çok beni avukat, hakim, savcı ve dolandırıcı sanıyorlar. Hadi diğerlerini geçtim ama en çok da dolandırıcı sanmalarına sinirleniyorum. ?Benim nerem dolandırıcı, kendimi ifade edemiyor muyum? diyorum. Ama sonra düşündüm ki günümüzde o kadar çok bayan var ki telefonla insanları dolandıran. Milletimizin güvenmemesi de normal. Daha yeni bir hırsızlık dosyasının çözümlenmesi için vasi ile görüştüm, dedim parayı müştekinin banka bilgilerini veriyim yatırın, bana dedi ki ? TÜRKİYE´de ARTIK BEN NASIL GÜVENİYİM TELEFONDAN PARA YATIR DİYORUSUNUZ? dedi. Haklısınız dedim. Güzel ülkemin geldiği hale bakın. Devletimiz Adliyelere Uzlaştırma Bürosu açıyor ama uzlaştırmak için kendimizi bile inandıramıyoruz? Daha önceleri karşı tarafın avukatı sanılırdım, ama bugün ki durum beni daha çok üzdü? Lütfen kişilik haklarını yemeyin!! Sözüm size safi duyguları kullanan kötü niyetli insanlar? Güveni kötüye kullanma suçtur!
Bu arada Kayseri Uzlaştırmada Türkiye 1.si oldu? Savcılarımızı ve uzlaştırmacı arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Başarılarımızın devamı gelsin?
