Malatyaspor mücadelesiyle koskoca bir sezon geçti, gitti, bitti; iyi ki öyle oldu.
Kayserispor adına, parlak geçen Lig´in ilk yarısının ardından, ikinci 17 maçlık periyod kâbus gibiydi adeta. 30 puanlı takımın üstüne Artem Kravets ve William De Amorim´i takviye olarak kadroya dâhil eden Kayserispor, üste koyup yoluna devam edeceğine, geri geri gitti, mutsuzluğun fotoğrafı oldu resmen.
En sonunda ceketini alıp giden Teknik Direktör Marius Sumidica´nın hoyratlığına ve saçmalıklarına göz yuman yönetimin idare-i maslahat etme tavrının faturası ağır oldu. Sonuç itibariyle, küme düşmesi neredeyse aylar önce kesinleşen Karabükspor´un ardından ikinci yarının en az puan toplayan takımı (14), Kayserispor oldu. Bu denli büyük paralarla yapılan yatırımın karşılığı bu mu olmalıydı; elbette hayır?
Dün akşam gele gele sona geldik. Takımda değişen hiçbir şey yoktu. Kendini babalar saunduna sokan bazı futbolcuların erkenden ve kafasına göre tatile çıkmasının ardından, eldekilerle Malatya´ya gelen Kayserispor´da mızmızlanma modundaki futbol devam etti. Yani tatile gidenlerle, sahada kalanların mantalitesi farklı değildi. Hele hele ilk 45´te kimin eli kimin cebinde belli değildi. Nitekim mücadele hızlı hızlı 2-0 oldu. Maç ne zaman 3-0´a geldi, ev sahibi Malatya renktaşına karşı frene bastı.
Kayserispor´un 3-0 geriye düşmesinin ardından maç oynadıklarını hatırlayan futbolcular oldu ve küçük bir kıpırtı işe yaradı. Badji´nin oyuna dâhil olmasının ardından orta sahada kısmen toparlanan ve Mendes ile de hücum yapmayı düşünen sarı-kırmızılı takım, son 90 dakikayı 3-2´ye getirerek tamamlandı. Fakat mağlubiyetler serisi devam etti, futbol olarak da umut veren bir durum ortaya çıkmadı. Bu arada oyuna sonradan giren ve golünü atan Stojkovic de, giderayak ?Artem Kravets´den daha iyi santrforum tamam mı? mesajını verdi ama iş işten geçti artık.
Malatya mağlubiyeti, yanlış transferler, havaya giden milyonlarca Avrolar filan? Bunları bir kenara bırakırsak, Lig´in ikinci yarısı camiayı derinden üzmüştür. Bu saatten sonra Ertuğrul Sağlam ve ekibi ile madem yeni bir sayfa açıldı, bu şehre yakışır bir yapılanma ile yola devam etmeyi beklemek en doğal hakkımız olur.
Neyse, yazının başında dedik ya; geçti, gitti, bitti; iyi ki de öyle oldu!
