Yalçın ARAL


HONG KONG’DA Kİ VE ABD’DE Kİ OLAYLARIN BAĞLANTILARI;

Dünyadaki güç mücadelesinin bölgelerde ve ülkelerde hissedileceğini, bu mücadelenin Siyonist Globalci Para Lobisi ile Ulusalcı Silah Lobisinin arasında ve bu Lobilerin merkezlerinin da ABD’DE olduğunu  da her zaman ifade etmişimdir. 


 Bu hamleler satranç hamlelerine benzemektedir. Bizlerde seyirciler olarak kimin kazanacağına odaklanmışızdır. Gerek Ulusalcıların gerekse de Globalcilerin hamleleri doğrultusunda karşı cepheden hamlelerin geleceği de muhakkaktır.

 

Çin’i yaratan, bu noktaya getiren ve arkasında olan gücün Globalci Para Lobisi olduğu, bu mücadelenin YENİ DÜNYA DÜZENİNİ yönetmek isteyen Globalciler ve Ulusalcılar olarak bilinen bu iki gücün diğer güce pastadan pay vermek istemediğinden kaynaklandığının bilinmesi gerekmektedir. Bu mücadelede, bu iki Lobinin birbirlerini ortadan kaldırmak için mücadele ettiğinin de atlanmaması gereken bir gerçektir. Bu mücadelenin Türkiye dahil dünyanın her ülkesinde gerek siyasi gerekse ekonomik uzantıları vasıtasıyla yapılmakta olduğu da ayrı bir gerçektir. Türkiye gibi jeopolitik konumu itibarı ile önemli olan başka ülkelerde de bu tip saldırıların olduğu da görülmektedir. Türkiye’de son senelerde yaşanan Gezi olayları bunun yanında 17-25 Aralık operasyonları, MİT olayı, 15 Temmuz darbe girişiminin yanında her türlü ekonomik ve demokratik olmayan saldırıların iktidarı değiştirmek için yapıldığının  da atlanmaması gerekir. 

 

Hong Kong’un tarihçesine bir bakalım; Hong Kong, Çin Halk Cumhuriyeti'nin güney kıyısında bulunan, 1 Temmuz 1997 tarihine kadar Britanya Krallığına bağlı sömürge ve adalar grubuyken, bu tarihten itibaren Çin Halk Cumhuriyeti'ne bağlı özel yönetim bölgesi olmuştur. Hong Kong; Hong Kong Adası, Kowloon Yarımadası ve 235 kadar küçük adadan meydana gelmiştir. Hong Kong, Asya'nın en büyük serbest pazarı ve limanı, en işlek ticaret, endüstri ve turizm merkezidir. 1997 yılında Hong Kong’un Çin’e bırakıldığı zaman ABD’DE yönetim Globalcilerin elinde idi, İngiltere’de o zamanlar zaten Globalcilerin güdümünde bulunmaktaydı.  

Trump’tan evvel ABD’Yİ yöneten Lobinin Demokratların kümelendiği Siyonist Globalci Para Lobisi olduğunu, Ulusalcı kanat olan ve Silah Lobisinin temsilcileri Cumhuriyetçilerin Trump ile son seçimleri alması ile ABD’DE iktidara ve direksiyonun başına geçmişlerdir. Yapılmakta olan mücadele, ABD’yi ve ABD üzerinden YENİ DÜNYA DÜZENİNİ yönetme mücadelesidir. KORONA-19 virüsü de direkt ABD seçimlerini etkilemek üzerine çıkarılan bir kurgu olduğunu atlamamak gerekir. Bu durumda Virüsün merkezlerinden birinin ABD olmasının şaşırtıcı olmaması gerekir. Eğer ABD’DEKİ seçimlerde Trump Başkanlığındaki Cumhuriyetçiler seçimi kazanırlarsa bu durum dünyada Globalcilerin sonu demektir. Globalcilerde bu durumdan kurtulmak için ellerinin uzandığı her yerde, her türlü hamlelerini ve manevralarını yapmakta oldukları görülmektedir. 

Evvelden de belirtiğim üzere, bu iki Lobinin mücadelesinden dolayı ABD’nin iç savaş ve dağılma potansiyeli olan bir ülke konumunda olduğudur. Görüldüğü kadarı ile Lobiler arası hamleler sertleşmiş ve ABD’NİN iç savaşa ve bölünmeye doğru  ciddi şekilde evirilmekte olduğu görülmektedir.  

 

Dünyada,  Hong Kong’da, ABD’DE ,Türkiye’de ve dünyanın diğer ülkelerinde yaşanan olayları bu iki Lobinin çatışması doğrultuda değerlendirmekte her zaman fayda vardır. 

 

Hong Kong Çin’in ve Çin’inde Globalcilerin güdümündedir. 

 

Son zamanlarda ABD ile ÇİN arasında yaşananlara bakıldığı zaman hamle sırasının hangi Lobide olduğu rahatlıkla görüle bilinmektedir. 

 

Virüs olayının ABD seçimlerini etkilemek ve Ulusalcı kanat olan Cumhuriyetçileri iktidardan indirmek için kurgulanan bir olay olduğu düşünüldüğü zaman ilk hamlenin Globalciler tarafından yapıldığı görülmektedir. Virüsün YENİ DÜNYA DÜZENİNDE getireceği en önemli değişikler;

  • Dünya Nüfusunun azaltılması,

  • Dijital Paraya geçiş,

  • İnsanların fişlenmesi ve insanlara cip takılmasına kadar gidecek bir sürece girilmesi.  

Çok önemli olan bu üç çıktının Globalcilerin programı olduğunu atlamamak gerekir. İlluminati felsefesi çerçevesinde yaşanan olayların kurgulandığı da bir gerçektir. 

ABD’Yİ yöneten Ulusalcı Kanat virüste Çin’i suçlamış ve ABD Devleti Çin’e 20 milyar dolar civarı bir tazminat davası açmıştır. Virüsten etkilenen ABD vatandaşlarının ve zarar gören ABD şirketlerinin açacakları davalar haricinde bu rakam tazminat olarak ABD Devleti tarafından Çin’den talep edilmektedir. Bu davaların arkasından dünyanın başka devletlerinin de ABD’NİN izinden giderek davalar açacakları da bir gerçektir. 

Bu hamlenin karşısında Çin’in arkasında olan Globalciler hamle yaparak Asya'nın en büyük serbest pazarı ve limanı, en işlek ticaret, endüstri ve turizm merkezi konumunda olan Hong Kong güvenlik yasasını devreye sokmuşlardır. , 

 

Bu hamlenin üzerine ABD’Yİ yöneten ve Ulusalcı Lobiyi temsil eden Başkan Trump;

  • “Hong Kong’un ABD nezdindeki özel statüsünü kaldırıyoruz.”  açıklamasında bulunmuştur. 

    • Bu açıklamanın, Asya’nın serbest pazarı, limanı ve ticaret merkezine Ulusalcıların ekonomik olarak yaptığı bir saldır olduğunun bilinmesi gerekir. 

    • Ulusalcıların bu hamlesi,  bölgenin ekonomik üstünlüğünü sona erdirmenin amaçlandığı görülmektedir.

 

Bunun üzerine Çin tarafı;

  • ABD’nin Hong Kong’a tanınan bazı ayrıcalıklara son vermeye yönelik hamlelerinin “başarısızlığa mahkum olduğunu” belirtmiştir. 

 

Bu arada ;

  • AB tarafından, Çin’in Hong Kong güvenlik yasasının ardından endişe duyduklarını ama yaptırım planlanmadığı açıklaması gelmiştir. 

  • Çin’in Hong Kong güvenlik yasası nedeni ile ABD, Kanada, İngiltere, Japonya ve Avustralya  endişeli olduklarını belirtmişlerdir. 

  • Hong Kong Baş Yöneticisi Carrie Lam, Çin'in en üst düzey yasama organı Ulusal Halk Kongresinin (Ulusal Meclis) Hong Kong'da uygulanması için kabul ettiği Ulusal Güvenlik Yasası'nın "ulusal güvenliği tehdit eden çok küçük bir azınlığı cezalandıracağını" açıklamıştır. 

  • Çin Ulusal Meclisi, Uluslararası baskılara rağmen bunun yanında Hong Kong özerk bölgesinde protestoların başlamasına  neden olan Ulusal Güvenlik Yasası'nı kabul etmiştir.


  • ABD, Çin'in Hong Kong'da hükümet karşıtı gruplarla mücadeleyi güçlendirmek için yeni güvenlik yasası çıkarma girişimini "uluslararası barış ve güvenliği ilgilendiren küresel bir endişe" olduğu gerekçesiyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) taşımak istemiş ancak bu talep Çin tarafından ret edilmiştir. 

  • Çin Dışişleri Bakanlığı, Hong Kong'a yönelik yabancı müdahalelere karşı gerekli önlemleri alacaklarını bildirmiştir. 

  • ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Hong Kong'un siyasi olarak artık Çin'den bağımsız olmadığına ilişkin Kongre'yi bilgilendirdiklerini açıklamıştır. 

  • Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nin Baş Yöneticisi Carrie Lam, Pekin yönetiminin hükümet karşıtı gruplarla mücadeleyi güçlendirmek için çıkarmak istediği yeni güvenlik yasasının özgürlük için bir tehdit oluşturmadığını savunmuştur.

  • Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD'nin Hong Kong etrafındaki sorunları "şişirdiğini" belirterek "Bu sorun, Çin'in içişleriyle ilgilidir.” açılamasında bulunmuştur.

  • Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nde çok sayıda kişi Pekin yönetiminin hükümet karşıtı gruplarla mücadeleyi güçlendirmek için yeni güvenlik yasası çıkarılması girişimine karşı düzenlenen protestoda göstericiler ve polis arasında arbede çıkmasına bunun yanında  da uluslararası alanda tepkilerin artmasına neden olmuştur. 

  • Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, Çin'in hükümet karşıtı gruplarla mücadeleyi güçlendirmek için çıkarmak istediği "Hong Kong Ulusal Güvenlik Yasası’na” ilişkin, "tek ülke, iki sistemden yana” olduklarını belirtmiştir. 

 

Ulusal Güvenlik Yasası, Çin merkezi hükümetini yıkma , isyana teşvik, vatana ihanet, terör ile ulusal güvenliği tehlikeye atan fiil ve etkinliklerin yasaklanmasını içeriyor. Hong Kong yerel meclisinin onayı gerekmeksizin yasa yürürlüğe girmektedir. 

 

Hong Kong'daki muhalifler ve Batılı ülkelerinin karşı çıktığı Ulusal Güvenlik Yasası'nın Çin medyası tarafından Hong Kong’un "vatan hainleri" olarak yansıtılan muhalif gazeteciler, iş adamları ve aktivistlerin ulusal güvenlik gerekçesiyle yargılanmalarının da ayrıca önü açılmaktadır. 

 

Bu doğrultuda, Hong Kong’da olayların tekrar başlamasını tesadüfi olarak değerlendirmemek gerekir. “Hiç bir şey tesadüf değildir.”  Bu hamle ABD’yi idare eden Ulusalcı Lobinin Çin’i karıştırmak için olayları kaşıdıkları ve göstericilere destek oldukları sonucunu ortaya koymaktadır. 

 

Ulusalcı Lobinin bu hamlesinden sonra Çin’in arkasında olan Globalcilerin hamlesi ile ABD’NİN karıştığı görülmektedir.

 

ABD’Yİ karıştırmak için ABD’NİN yumuşak karınlarından birinin siyahiler olduğunu zaten bilmeyen yoktur. Kaşımaya müsait bir potansiyele sahiptirler. Toplam 330 milyon civarı nüfusa sahip olan ABD’nin % 13 civarını siyahiler oluşturmaktadır. ABD Polisi tarafından öldürülen kişiler arasında siyahilerin oranının da beyazlara göre 5 misli olduğu göz önüne alındığında en kolay çatlak yaratılarak kaşına bilinecek noktanın siyahiler olduğu da ortadadır. Zaten  polislerin siyahlara karşı zulmünden dolayı evvelden de ABD’DE olayların olduğu zaten bilinen bir gerçektir.

Minneapolis’teki olaya müdahale eden polisin 8 dakikadan fazla bir süre boyunca George Floyd’un boynuna dizi ile basmasından dolayı öleceğini bilemeyeceğini düşünmek veya iddia etmek akıllarla dalga geçmek olduğunun bilinmesi gerekir. Polisin bu eylemi sırasında halkın cep telefonları ile görüntü almasına izin verilmesi ve bu görüntülerin “boğuluyorum” şeklindeki söylemini de kapsayacak şekilde sosyal medyada dolaştırılması da başka bir detaydır. Kimse kimseyi kandırmaya çalışmasın bu açıkça ABD’DE siyahilerin kaos çıkararak sokak eylemleri yapması için organize edilen bir kurgudan ibarettir. Türkiye’deki Gezi olaylarında olduğu gibi.  ABD kanunlarına göre 3. Dereceden ölüme sebebiyet vermenin cezasının en fazla 5 sene olduğu göz önüne alındığı ve polisin kasıtsız olarak ölüme sebebiyet vermesi ile yargılanacak olması neden bu olaya Başkan Trump vasıtası ile FBI’ın devreye girmek zorunda kaldığını da daha net ortaya koymaktadır. Ayrıca George Floyd’u öldüren polis Derek Chauvin eşinden boşanma davası açtığını avukatı vasıtasıyla duyurması da başka bir detaydır. Bu olayı gerçekleştiren polisin yüz ifadesine dikkat edildiği zaman ne yaptığını bilen birisinin görüntüsünü taşıdığı görülmektedir. İlluminatinin başında 101 yaşında vefat eden David Rockefeller “ Paranın geçmediği yerden ben korkarım!” ifadesi çok önemlidir. ABD’DE paranın her şeyi yaptıra bilecek kuvveti vardır. Materyalist zihniyette dönüşmüş olan kimselerin para karşılığında yapmayacakları bir şey yoktur. ABD vatandaşlarının da bu felsefeye ulaşmış insanlardan oluştuğu zaten KOVİD- 19 salgınında ABD’DE yaşananlar teyit etmektedir. Yağmacıların arasında polislerinde olduğu iddialar arasında olduğunu da atlamamak gerekir. 

 

ABD’nin Minneapolis kentinde siyahi vatandaş George Floyd’un polis tarafından boğularak öldürülmesinin ardından başlayan protestolarda;

  •  “ABD’DEKİ şiddetli protestolar, ABD medyasının tek gündemi haline geldiğini göstermektedir. 

    • WALL STREET JOURNAL,

      • “ABD şehirleri bir kez daha sarsıldı” 

    • USA TODAY,

      • Barışçıl başlayan protesto gösterilerinin şiddete döndü.

    • WASHİNGTON POST,

      • Öfke ve ıstırap dalgası ABD şehirlerini kasıp kavurdu. 

    • NEW YORK TIMES;

      • Gitgide yayılan kargaşa ülkeyi bölünmenin kıyısına getirdi.

  • New York’ta şiddetli çatışmaların yaşandığı, 

  • Beyaz Saray önünde göstericilere polisin müdahale etmek zorunda kaldığı,

  • Başkent Washington’da sokağa çıkma yasağının ilan edilmesi, 

  • ABD sokaklarının karışarak kaosun ortamının büyümesi ve ABD’de binlerce Amerikalının sokağa inerek, polisle çatışması,  

  • Polis aracının eylemcileri ezmesi,

  • Los Angeles’ta mağazaların yağmalanması,

  • Bir şahsın kamyoneti ile kalabalığın içine dalınması, 

  • Polis aracının protestocunun üzerinden geçmesi,

  • Minneapolis yağma ve yangınlardan dolayı harabeye dönmesi. Çok sayıda bina ve iş yerinin yakılması ve talan edilmesi. Bunun yanında bazı göstericilerin sokağa çıkma yasağına uymaması, 

  • ABD Başkanı Trump;

    • Alevlerin Beyaz Sarayın kapısına dayanması sonucunda, Orduya teyakkuza geçme emrini vermesi.

    • “Ordu göreve hazır” ifadesini kullanarak “Şiddet olaylarına son verilmesini” istemesi. 

  • Mınneapolis’te bir TIR’IN, protestocuların arasına girmesi. Sürücünün araçtan çıkarılarak linç edilmek istenmesi,

  • ABD’DEKİ George Floyd eyleminde eski sporcu Chris Beaty polis kurşunuyla vurularak hayatını kaybetmesi, 

  • ST. Louıs’de  4 polisin vurulması,

  • ABD Başkanı Trump , Anti – faşist Protesto Hareketi’ni (ANTIFA) terörist ilan edeceklerini açıklaması, 

    • ABD- YPG’Yİ , YPG- ANFİTAYI eğitti. 

    • ANFİTA, FETÖ gibi GLOBALCİLERİN Güdümünde ve mali desteğinde olan bir örgüttür. Şu an  da Ulusalcılara (Pentagona) karşı abilerinin talimatları doğrultusunda ABD içinde mücadele etmekte oldukları görülmektedir.

  • FETÖ uzantılarının gösterileri desteklemeleri de, açık bir şekilde FETÖ organizasyonunun Siyonist Globalci Para Lobisi tarafından organize edildiği ve FETÖ’nün arkasında Globalcilerin olduğunu da daha net göstermektedir. 

    • NBA oyuncusu Enes Kanter’in Trump’a karşı halkı kışkırtmak için sokaklarda olması ve slogan atmasının yanında ABD’DE çöreklenen diğer FETÖ uzantılarının bu gösterilere gerek sosyal medya üzerinden gerekse de  fiilen destek verdiğini de atlamamak gerekir. 

  • ABD  Başkanı Trump olayları durdurabilmek için;

    • 40 civarı şehirde sokağa çıkma yasağı ilan etmesi,

    • 15 eyalete de ağır silahlı ulusal muhafızları görevlendirerek göndermesi, 

  • New York Belediye Başkanının kızı gösterilerde tutuklanmış ve sonradan serbest bırakılmıştır. Belediye Başkanı bu durumu gururlu bir şekilde ve kızının arkasında olduğunu belirterek açıklamıştır. 

  • ABD Adalet Bakanlığının, Federal Güçlere protestoları provoke edenleri yakalama emrini vermesi,

    • Bu doğrultuda şimdiye kadar 5.600 kişinin göz altına alındığı belirtilmektedir. 

  • ABD’DE askeri üsse saldırı düzenlenmesi, North Dakota Eyaletinde açılan ateş sonucu iki görevli askerin hayatını kaybettiğinin bildirilmesi,

  • ABD dışında isyanın başka ülkelere de yayıldığı da görülmektedir. İlgili ülkelerin; 

    • İngiltere ( Londra )

    • Brezilya,

    • Danimarka,

    • Hollanda,

    • Almanya ( Berlin)

    • Fransa ( Paris) 

    • Yunanistan,

    • Avusturalya,

 

Bu ülkelerde aşırı uçların sokaklara çıkarak eylem yaptıkları görülmektedir! Kim bunlar, nasıl organize oldular diye düşünmekte fayda vardır! 

 

ABD’DEKİ bu olaylar,  Türkiye’deki Gezi veya Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan Arap Baharı olaylarını anımsattığını unutmayalım. Türkiye’de ve Kuzey Afrika ülkelerinde bu olaylar yaşanırken ABD’Yİ de Globalci Siyonist Para Lobisinin idare ettiğini de atlamayalım. ABD’DEKİ protestolar sonucu Başkan Trump orduya hazır ol talimatının yanında bazı eyaletlerde de ağır silahlı Ulusal Muhafızları devreye soktuğu görülmektedir.  Bu durumunda iç savaşa ramak kalması olarak değerlendirilmektedir. 

Minnesota Valisi Tim Walz Trump’ın verdiği kararı destekleyerek “ Bu karar gerekliydi çünkü dışarıda Floy’un ölümünü bahane ederek yağma yapan insanlar var. Biz saldırı altındayız ve düzen sağlanmalı” ifadelerini kullandı. 

 

Her zaman belirtirim ; “Otorite ya vardır ya yoktur , bu durumun ortası hiç yoktur ve olamaz.“ ABD Başkanı seçimlerde kendisini dezavantajlı duruma getirmeye çalışan ve bu fitili ateşleyenlere karşı ciddi şekilde sert önlemler alacağı görülmektedir. Globalciler tarafından yapılan bu hamlenin sonunda kazananının yani seçimlerde puan toplayanın Ulusalcı kanadı temsil eden Trump’ın olacağı da daha ağır basmaktadır. 

 

ABD Başkanı bu olaylar karşısında sertleşerek, Eyalet Valilerine ve Belediye Başkanlarına ikazda bulundu. “Olayları bastırarak, halkın can ve mal güvenliğini koruyacak tedbirler alamıyorlarsa gerekeni yaparım!” şeklinde ki açıklaması ABD‘de iki Lobi arasındaki mücadelenin hangi boyuta geldiğini açıkça göstermektedir. 

 

ABD’deki bu olaylar Ulusalcıların Çin’e karşı Hong Kong hamlesinden sonra olması hiç bir şeyin tesadüf olmadığını tekrar ortaya koymuştur. Bu olaylar, eğer siz Çin’i karıştırırsanız bizde ABD’Yİ karıştırırız mesajıdır. Zaten bu olaylar üzerine; “Diğer ülkelerin içişlerine karışmak yerine kendi problemlerinizle uğraşın.” şeklinde Çin’in devlet medyasındaki havadisinin boş yere yer almadığının da bilinmesi gerekmektedir. 

    • Bu mesaj ABD’deki Ulusacı kanada Globalcilerden bir mesaj olarak algılanmasında fayda vardır. Bize fazla bulaşırsanız ABD’Yİ kan gölüne çevirir ve dağıtırız tehdidi olduğunun da bilinmesi gerekir.

    • Bakalım Globalcilerin bu hamlesinden sonra Ulusalcılar gerek ABD içinde gerekse de ABD dışında nasıl bir hamle yapacaktır?

 

Şimdi sıra Ulusalcı kanadın hamlesindedir, bakalım ABD’yi ele geçirerek YENİ DÜNYA DÜZENİNİN HAKİMİ olmak isteyen iki Lobinin mücadelesinde bundan sonraki Ulusalcıların hamlesi dünyaya neler yaşatacaktır? 

 

ABD içinde yaratılan kaos ortamı da, ABD’NİN iç savaş potansiyeli taşıdığını ve dağılma tehlikesi içinde olduğunu göstermektedir. ABD uçurumun kenarında mı sorusunu da akıllara getirmektedir? Mücadelenin sonuna doğru gelindiği iki Lobi arasındaki mücadelenin sertleşmesinden ve yapılan hamlelerden  de bu çıktı algılanmaktadır. ABD seçimlerinin her geçen gün daha da yakınlaşılması da bu iki Lobi arasındaki mücadelenin çok daha sertleşmesine neden olacağı ve son nokta olarak da ABD seçimlerinin bu mücadeleye noktayı koyacağı daha gerçekti görülmektedir. Tabi ki ABD seçimleri zamanında olabilirse! Bu iki Lobi arasındaki mücadele ABD içinde ciddi şekilde sertleşirse  ABD’nin iç savaşa evirilmesini ve bölünmesini de kimse engelleyemez. 

Bu durumda göstermektedir ki bu aralar hem ABD’DEN hem de ABD Dolarından uzak durmakta fayda vardır. 

 

Tabi ki bu mücadelenin yansımalarını dünyanın çeşitli ülkelerinde de hissedeceğiz. Bu ülkelerin başında da maalesef jeopolitik olarak çok önemli bir notada bulunan Türkiye gelmektedir. 

Bu durumdan dolayı “Türklerin Türklerden başka dostu yoktur” felsefesi doğrultusunda hareket etmekte fayda vardır.  

Türkiye’de son olan olaylara bakıldığı zaman Polislerin öldürülmesi, bir Kilisenin hacının kırılması, Grand Ding Vakfına tehdit mesajı gönderilmesi ve kaos yaratacak şekilde sosyal medya da kullanılarak yalan haberlerle yaratılmak istenen her türlü provokatif olayları basit bir polisiye vaka olarak değerlendirilmemesin de fayda vardır. Bu olayların faillerinin kısa sürede yakalanması emniyetimizin bu tip olaylara, kışkırtmalara ve her türlü provokasyona karşı hazırlıklı olduğunu da göstermektedir. 

 

Virüs ten dolayı gerilen halkın ve zayıflayan direncinden faydalanmak suretiyle algı operasyonları ile her türlü provokasyona açık hale geldiği düşünülerek ABD’deki gibi yaratılan çatlaktan Türkiye’mizi kaos ortamına sokma girişimlerinin artacağı da kaçınılmaz bir gerçek olarak görülmektedir. Türk toplumunun hassas olduğu manevi değerleri üzerinden saldırıların artarak devam edeceği son hamlelerinden de görülmektedir. Toplumumuz bu tip saldırılara şerbetli ve her zaman da aşina olarak hazırlıklıdır. Türk toplumunu Batı veya ABD toplumu ile karıştıranlar neden hamlelerinde Türkiye’de başarısız olduklarını da artık idrak etmeleri gerekmektedir. 

 

Terör örgütlerinden daha tehlikeli olan yalan algı politikasıdır.

Son zamanlarda Türkiye’de yaşanan olayları inceleyelim;

  • Son günlerde Diyarbakır ve Bursa’da görev başında polislerin şehit edilmesi,

    • HDP yöneticilerinin, Diyarbakır’da polisi şehit eden şahsın tutuklanma şekline tepki gösterdiği görülmektedir. 

    • 10 ayrı suçtan kaydı olduğu ortaya çıkan, Diyarbakır’da polis memuru Atakan Arslan’ı şehit eden saldırgan tutuklandı. 

    • Bursa’da polisi şehit edip 2 kardeşi öldüren zanlının evi taşlandı. 

    • Bursa’daki kavganın da “Sokağa çıkma yasağına rağmen açıkta alkol alma ve çıplak dolaşma meselesi yüzünden ortaya çıktığı belirtilmektedir.” İki grup arasında çıkan kavgaya müdahale eden polis memuru Erman Özcan bu olayda maalesef şehit oldu. 

  • İzmir’de camiden sisteme girilerek müzik yayını yapılması,

  • İstanbul’un Üsküdar Kuzguncuk Mahallesi’ndeki Ermeni Kilisesi’ne ait haçın 28 Mayıs’ta kırılıp kilisenin önündeki kaldırıma atılması.  Kısa sürede yakalanan zanlı göz altına alınarak tutuklandı. 

  • CHP Grup Başkan Vekili Özel ve Özkoç’un kamu görevlisine hakaretleri. 

  • Polislere karşı kışkırtıcı ve kötü hareketlerin son dönemlerde artış göstermesi. , 

  • Hrant Dink Vakfına yönelik tehdit, failler kısa süre içinde yakalandı. 

  • Güney Kıbrıs Rum Kesiminde olan Limasol’da Köprülü Cami’nin kundaklanarak yakılmak istenmesi, 

  • Rapçi Rota’nın gözaltına alındı algısı ile sosyal medyadaki yalan haberi! İstanbul Başsavcılığı “Yayımlanan haberler gerçeği yansıtmıyor.” açıklaması yapmak zorunda kalmıştır. 

  • Ankara’da bıçaklanarak öldürülen Barış Çakan’ın öldürülmesi üzerinden yalan propaganda yapılarak, “Kürtçe müzik dinlediğinden dolayı öldürüldü!” yalanının HDP’liler tarafından sosyal medyada kullanılması.  Bunun üzerine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Barış Çakan’ın bıçakla öldürülmesi ile ilgili “ Ezan okunuyor, müziğin sesini kısın dediği için öldürülmüştür”  açıklamasında bulunmak zorunda kalmıştır.  Faillerde yakalanmıştır. 

    • Ankara’daki bu olay PKK provokasyonunu açıkça göstermektedir. 

  • İletişim Başkanı Altun  “Hakikat kirli algı operasyonuna kurban edilmek isteniyor. “ ve İçişleri Bakanı Sayın Soylu’nun “En başarılı dönemini geçiren polisimizi bir haftadır hedef gösterenler, mutlu musunuz” şeklindeki söylemleri ile yurt dışı Türkiye düşmanlarının ve içimizdeki uzantılarının Türkiye üzerinde neleri tezgahlamak istediklerinin de yetkililer tarafından bilindiğini de ifşa etmektedir. 

  • Bunun yanında; 

    • İletişim Başkanı Altun “ Devletimiz, Kamu huzur ve güvenliğini zafiyete uğratılmasına müsaade etmeyecektir.”

    • Başkanlık sözcüsü Kalın , “ Darbeye tevessül eden birileri varsa müthiş bir tokat yiyeceğini tekrar görecektir.” 

  • Bu aralarda FETÖ terör örgütü olmaktan göz altıların arttığı da görülmektedir; 

Son günlerdeki tutuklamalar;

    • FETÖ terör örgütüne üye olmaktan göz altına alınan Ege Ordusu Komutanının Emir Subayı Binbaşı tutuklandı. 

    • İstanbul merkezli iki farklı FETÖ soruşturmasında 98 muvazzaf asker , 118 kişi hakkında göz altı kararı verildi.

 

 Terör örgütlerinin en büyük silahı algı operasyonlarıdır. 

Türkiye bu kışkırtmalara alışık ve çok tecrübeli bir noktada olduğunu atlayan piyonlar ancak kullanıldıkları ile kalacaklarını ve bunun yanında da ifşa olacaklarını bilemeleri gerekir. 

 

ABD deki olayların Avrupa ülkelerinde İngiltere , Hollanda, Fransa, Almanya, Danimarka, Yunanistan ve başka bazı ülkelere de yansımasının tesadüf olarak görülmemesi gerekir. Bu doğrultuda Globalcilerin kendilerine karşı çıkan veya yanında olmasını istedikleri ülkelere parmak sallama olarak nitelendirile bilecek olayların çok kolaylıkla algı ile provoke edilebileceğinin bilinmesi gerekir. Bu kaos ortamında oluşa bilecek toplum hareketleri vasıtasıyla Kovid-19 salgınının başta ABD olmak üzere başka ülkelerde hastalığın daha da derinleşmesine çanak tutulmak istendiğinin de göz ardı edilmemesi gereken bir gerçektir. Türkiye’de son yaşanan olaylara bakıldığı zaman Türkiye’yi kaos ortamına sokmak ve halkı sokağa dökmek için manevi değerlerimiz üzerinden çatlak  arandığı görülmektedir. ABD seçimlerine kadar çok dikkat edilmesi gereken bir süreçten geçilmekte olduğunun atlanmaması gerekir. Şimdiye kadar halkımız bu tip tuzaklara gelmemiştir. Bundan sonrada gelebileceğini düşünmek ham hayaldir. Ama gerek Yurtdışındaki Türkiye düşmanlarının ve içimizdeki bu toprağın insanı olmayan maşaları vasıtası ile Türkiye’yi kaos ortamına çekmek için her zaman girişimde bulunacakları ve çatlak yaratmak isteyecekleri de ortadadır. 

Her zaman bu tip provokasyonlara hazır olarak  teyakkuzda olmamız en önemli konudur. Emniyet güçlerimiz ve hükümetimiz bu tip olaylara kalkanların ne yapmak istediklerini çok iyi bildiklerini ve bu tip olaylar için gerekli tedbirleri almakta oldukları yaptıkları açıklamalardan da görülmektedir.