Necmettin ÇUHADAROĞLU


HİKAYE!...

Kayseri´den kimler geçti?



Evet, Kayseri´den Cumhurbaşkanları geçti. Başbakanlar, bakanlar ve vekiller geçti. Ak Parti il teşkilatı da yeni yeni sınavlar vermeye devam etti. Hafta sonu malum Sayın Cumhurbaşkanı ve beraberindeki heyet Kayseri´de bir dizi açılış yaptı ve ardından halka hitap etti.
Bu kadar soğuğa rağmen vatandaşların teveccühü yerinde idi. Tabi yukarıdan fotoğraf çekip katılım azdı, çoktu muhabbeti her zaman olduğu gibi yine yapılabilir ama güneşi balçıkla sıvayamazsınız. 11. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül kendi adını taşıyan müzeyi önce Kayseri de yerel medya ve ajanslara ulusal medya temsilcilerine anlattı.
Müze, gerçekten güzel olmuş. Emeği geçen herkesi tebrik etmek gerekiyor. Medya temsilcileri ile hoş sohbet çerçevesinde güzel konulara da değindi Sayın Cumhurbaşkanı. Liderlik vasfı herkese nasip olmuyor. Beyefendi kişiliği ile gök kubbede hoş bir seda bırakmak gerekir, bizden sonralarının yararlanacağı eserler bırakmak istemiştim sözleri gençler için yatırım yapmak gerekir açıklaması ile kısa süreli bir gezi bitti.
Pazar günkü açılış programına ise çok sayıda yabancı misyon şefleri, temsilciler devlet adamları katıldı. 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile samimiyeti de ?´halef, selef´´ dedikodularını da bitirdi.
Abdullah Gül, aktif siyaseti bitirdim açıklamalarını da artık bu konuya da son noktanın konulması gerektiği hususunda en net açıklaması idi. Defalarca bu açıklamaları yapmasına rağmen farklı parti kuracağı gibi dedikoduları da aslında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan´ın açıklamaları da bitirmiş oldu.
Kayseri de iyi şeyler oluyor. Bu şehir her zaman önde olmuştur. Kimleri ağırlamadı ki bu kadim kent. Türkiye´nin en büyük kentlerinden birisi. Hem kadim kent, hem güzel kent, hem de iyi yönetilen bir kent olarak iki gün önceki sınavı da rahatlıkla atlattı. Her şeyi fazla olduğu gibi dedikodusu da fazla olan bu kentte gerçekten elle tutulur gözle görülür güzelliklerde oluyor. Ama görebilmek için önce bakmak gerekiyor.
İyi bakarsanız, ,iyi görürsünüz.
Hatırlanacağı üzerine Haseki Bakanın Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde raylı sistem için ne kadar eleştiriler yapılmıştı. Hatta Sivas Caddesindeki geçitten tramvayın girdiği zaman çıkamayacağını ve orasının hem çukur hem de engebeli olduğunu, su taşkınlarının yaşanacağını bangır bangır gazetesinde yazanlar olmuştu. Hafızalarımızı bir yoklayalım. Haseki Başkanda hemen Sivas Caddesi alt geçide bir kepçe, bir greyder gönderip orayı düzlüyor gibi yapmıştı.
Hikâyeyi çok iyi biliyordu Haseki başkan; Süleymaniye Camiinin inşası tamamlanmış, ibadete açılacağı gün ilan edilmişti. O gün gelince İstanbul´un her yanından insanlar bu eşsiz eserin açılışında bulunmak için şehrin bu noktasına akın etmişti. Herkes hayranlıkla bu Türk mucizesini seyrediyordu Fakat bunlar arasında bulunan bir çocuk, "Aaa şu minareye bakın nasıl eğri!" diye bağırıyordu. Herkes de bakıyordu ama bir eğrilik görmüyordu. Çocuğun minarelerden biri için eğri dediği Mimar Sinan´a kadar ulaştı Koca mimar hemen çocuğun yanına geldi ve ona, "Yavrum hangi minare eğri göster bana" dedi. Çocuk da "İşte şu" diye minarelerden birini gösterdi. Mimar Sinan hemen adamlarını topladı. Uzun halatları biribirine ekletip minareye bağlattı. "Çekin yukarı doğru!" diye çektirmeye başladı. Çocuğa da, "Oğlum, bak bu minareyi doğrultturuyorum, sen dikkat et, dosdoğru olunca haber ver" dedi. Adamlar gerçekten düzeltiyormuş gibi çekiyorlardı. Çocuk bir süre sonra, "Tamam, minare doğruldu" diye bağırdı. İşçiler çekme işini bırakıp halatları çözdüler Başından beri olaya tanık olan Sinan´ın ustalarından biri herkesin kafasını kurcalayan soruyu Mimar Sinan´a yöneltti: Ulu mimarbaşımız, sen herkesten iyi biliyorsun ki, minarede eğrilik falan yok O halde niçin düzeltmeye kalkıştın?
Mimar Sinan´ın cevabı inceliğin, anlayışın, hoşgörünün simgesi idi: Ben bilmez miyim minarede eğrilik olmadığını Ama çocuğun kafasındaki "minare eğri" intibaını da öyle bırakamazdım Bu yönteme başvurdum ki çocuğun kafasındaki "eğri" kanaati silinsin Yoksa her yerde çocuk aklıyla minarenin eğri olduğunu söyler, sonra gerçekten eğri olduğu şeklinde bir inanç yayılırdı.
Aynı yukardaki hesap, Haseki başkanda onların istedikleri yapıyormuş gibi kepçe göndermişti. Olay böylece kapanmıştı. Bu kadar fırtına, yağmur, çamurda iddia ettikleri gibi bir şey olmamıştı. Ama bir bardak suda çooook fırtınalar kopartmışlardı. Adına ne derseniz deyin. O arkadaşlar hala bu piyasa da şimdide Çelik başkanın yatırımlarını eleştiriyorlar. Bence bir Mimar Sinan hikâyesini de Sayın Çelik Başkan yapacak gibi.
Kalın Sağlıcakla.