Necmettin ÇUHADAROĞLU


HERKES KENDİNE BAKSIN

Yine üç konu var onun üzerinde durmaya çalışalım. Birinci konu durduk yere zengin olanlar. Kendini bir halt zannedenler. Görgüleri kallavi olupta onun bunun hakkını çalarak ya da elindeki imkânları haksız bir şekilde paraya çevirenler. Rantçılar.


Yine üç konu var onun üzerinde durmaya çalışalım. Birinci konu durduk yere zengin olanlar. Kendini bir halt zannedenler. Görgüleri kallavi olupta onun bunun hakkını çalarak ya da elindeki imkânları haksız bir şekilde paraya çevirenler. Rantçılar.

Önce kendisine, sonra ailesine, sonra on yıl önce ne idim, şimdi ne olduma iyi bakmalı.  Ya da nereden nereye geldim, nasıl bu hale geldim, nasıl kazandım, nasıl kaybettim diye bir vicdan muhasebesi yapmalı. Nasıl on yıl içerisinde kendimde, kazancımda bir değişiklik oldu demeli.

Evinin kirasını zor ödeyenlerin ev sahibi olmaları, bindikleri arabalarını değiştirmeleri kısacası hayat standartlarını yükseltmelerini neye bağlıyor olmaları da çok önemli.

İkinci konumuz terör; iç siyaseti tamamen etkileyen uzantıları ABD ve diğer dünya devletlerinde olan bir yapı. Ne kadar zamandır içimize işledi ise kim kimin yanında bilemiyoruz.

Malum 15 Temmuz da yaşanan hain darbe girişiminin ardından ülkemizin en belirgin sorunu haline gelen terör en çokta FETÖ terör örgütü ile daha çok uğraşılması iç dinamiklerin daha çok bu konular üzerine yoğunlaşmasına da sebep oldu. Tabi ki devletimiz sonuna kadar bu beladan kurtulmamız için elinden geleni yapıyor, yapmalı ve yapacakta.

Sonuç itibari ile tüm Türkiye´de olduğu gibi Kayseri´de de malum yapı ile ilgili mahkemelerin sürmesi ve yeni yeni operasyonların yapılmasında çok şükür devletimizin kararlılığını gösteriyor. İnşallah sonuna kadar gider ve yurt dışında olanların gelmesi mümkünse iadesi ile sorunun kaynağına ulaşılır. Yoksa şu ana kadar bu yapının içerisinde bulunanlara bakılırsa kimse FETÖ cü değil. Kimse bu işten rant sağlamış değil. Kimse himmet vermiş değil. Duruşmalarda tanıklarla sanıklar sadece kayıkçı kavgası yaptılar o kadar. Efendim ben himmet olarak değil de Allah rızası için Melikşah Üniversitesinde konferans salonu yaptırdım, e kardeşim konferans salonu bu, boru değil. Sormazlar mı adama her Allah rızası için gelene konferans salonu yaptıracakmısın diye? Yani bazen ipe sapa gelmeyen durumlar bile söz konusu oluyor. Milletin başına bela olan GESİAD da yöneticilik yapanlar bile cemaatin ne olduğunu bilmiyoruz diyorlar. Herkes üç maymunu herkes kör ve sağırları oynuyor. Bakalım mahkemelerde ne gibi durum ortaya çıkacak ama FETÖ ye yakın olduğu iddia edilen AHUDER kurucularından olan Avukat Süleyman Gürkök ÜN elindeki belgeler ile mahkeme salonunda ben çocuklarımı FETÖ okullarında okuttum da mahkemedekiler okutmadı mı? Sözleri aslında soğuk duş etkisi yaratması gerekirken es geçildi bence. Tutuklanan Süleyman GÜRKÖK bunu söylediğinde dur arkadaş senin çocukların bu okullarda okudu ise tarif ya da anlatmak istediğin kim? Kimin çocukları bu okullarda okudu denilmesi gerekirdi diye düşünüyorum.

Birde şu soru aklıma geliyor? Kayseri de kamu kurum ve kuruluşlarda bu olaylara vakıf olan icracı müdürlüklerinde çocuklarının hangi okullardan mezun olduğunun bir araştırılması gerekmez mi? Kayseri de bun lar çok konuşulmaya başlandı. Dur durakta bitmiyor, bitmeyecekte. Hangi kişilerin çocukları FETÖ yapılanmasında çocuklarını torpille bu lise ve dengi okullar ile üniversitelere gönderdi? Tek tek sorulması gerekecek gibi.

Sadece bu işin vatandaş, memur ve sanayici kısmına gelindi de ?´bu işin basın ayağı yok mu´´ siyasi ayağı yok mu´´ tek tek bunlar sorgulanırken kim ne zaman FETÖ liderine biat etmeye ABD ye gitti. Halit Gazezoğlu´nun daha önce bakanlık yapmış bir milletvekili ile Pensilvanyada karşılaştım lafını da yabana atmamak gerekir. Yine bu işte icracı müdür ve müdürlükleri oluşturan birimlerin ve birim amirlerinin de çocuklarını neden bu okullara gönderdiklerini açıklamaları gerekir. Hatta ve hatta bazılarının bu işlerden dolayı para kazandıkları ve gününü gün ettikleri de konuşulmakta.

Üçüncü mesele de Ak Parti İl Başkanlığındaki temayüller.

Temayüller bir sonraki kongrede aday olmayacak ilçe başkanları için geçerli. Ak Partide şimdilik bu sayı altı. Bazen yazılıp çiziliyor ama benim bildiğim kadarı ile İl Başkanı Hüseyin Cahit Özden in devamı niteliğinde karar genel merkez tarafından alındı ve tebliğ edildi. Sarız, Akkışla, Pınarbaşı ilçeleri de yerinde duruyor. Bir alınma söz konusu değil. Tabi siyaset bol eksenli ve kaygan bir zemin olduğundan neyin ne zaman değişeceği belli değil ama şimdilik temayül yoklamaları yapılmadığına göre görevlerinin ilçe başkanları başında. Altı ilçe dışında şimdilik bir şey yok. Tabi göreve devam etmeyecek olan ilçe başkanları kendi ilçelerinde temayüllerde de birinci çıktı. Tabi genel merkezden gelen yetkililer oy kullanacak olanlara istediğiniz üç başkan adayını yazın dediği için altı ilçede de hemen hemen durum böyle idi. Bazı ilçelerde yirminin üzerinde aday ben başkan olacağım dese de genel merkezin insiyatifi ve İl Başkanı Hüseyin Cahit Özden´in oluru ile bu işler olacak. Kurban bayramının hemen sonunda ise ilçelerde kongreler başlayıp on gün içerisinde de bitirilecek. Çünkü il başkanlığında da kongre heyecanı var. Aralık y da Ocak ayında kongre il başkanlığında da tamamlanmış olacak ki seçime pekte bir şey kalmayacağında görev almayacak arkadaşların değişimi ile herkes yoluna devam edecek.

Son söz; Hüseyin Cahit Özden´i çok beklediniz görevden alınmasını ama bazı insanlarda şeytan tüyü vardır. Allah rızası için halisane çalışırsanız karşılığını görürsünüz. Özden ve ekibi de buna dikkat ederek yoluna devam ediyor. Bağ oturmalarında, fiskos masalarında, düğünlerde, derneklerde, STK larda yaptığınız alt yapı çalışmaları çöktü.

Niye mi?

Rüzgâr ektiniz, fırtına biçiyorsunuz da ondan.

Kalın Sağlıcakla.