Haftalardır aynı film vizyonda; kendi yarı alanını savun, kontradan gol bulabilirsen ne âlâ? Yok olmazsa bir puana da şükür? Böyle bir futbol anlayışını olsa olsa çağdışı diye niteleyebiliriz.
Şimdi dün geceyi enine-boyuna anlatsak, sayfalara sığmaz. Neresinden tutarsak, orası elimizde kalır.
E kardeşim, savun savun nereye kadar? Hiç mi hücum etmeyeceksin? İlla kontradan mı pozisyon üreteceksin. Bu takım bir kere olsun set oynayarak hücum edemez mi? O kapasite yok mu? Bir kere olsun, hücum ofansif oyuncuları rakip stoperlere baskı yaparken görme olasılığımız var mı? Bu ve benzer soruları istemediğiniz kadar çoğaltabiliriz galiba.
Anlatmaya çalıştığımız şu: Kayserispor evinde oynadığı maçlarda bile yarı alanını savunmak adına mücadele veriyorsa, bir terslik olduğu muhakkak. Düşünsenize, Kayseri´de oynanan 3 maç var, karşılığında 1 puan?
Dün gece gördük ki, sarı-kırmızılı takım, son üç haftadır ne oynuyorsa kaldığı yerden devam ediyor! Oyuncu seçiminden tutun da, futbol formatına kadar başlı başına hatalar yumağı. Yahu, yapılan 11 transferden Derley hariç oyuna tesir edecek, maçı çevirecek kim var Allahaşkına! Bir de buna oyuncu tercihlerindeki hataları sayıp sıralarsak, ayıkla pirincin tayını durumları hasıl oluverir? Son üç haftadır anlatıyoruz; hücum etmezseniz maç kazanamazsınız? Hücum etmek içinde oyunun ofansif yönünü oynayan oyuncular lazım diye?
Eldeki imkânlar dâhilinde oyunun iki yönünü de oynayabilirsiniz? Yok eğer siz illa da ?Gözlerimi kaparım, müdafamı yaparım? derseniz, hüsran ve kabul günleri öbek öbek tepenize çöreklenir. Bakınız, Trabzon, G.Antep ve dün akşamki Başakşehir maçlarında olduğu gibi.
Defanstan başlayarak, bu takımda ciddi bir revizyon şart? Ha birde, futbolda hücum organizasyonu diye bir şey olduğu gerçeğini beyinlere kazımak gerekiyor sanırım.
Geç olmadan, gerçekleri görmek lazım, hepsi bu!
