Sinemis ZAFER


HAYAT BAYRAM OLMASA DA…

Kurban Bayramı, Müslümanlar tarafından Hicri Takvime göre Zilhicce ayının onuncu gününden itibaren dört gün boyunca kutlanan bir dini bayramdır. 


Kurban Bayramı, Müslümanlar tarafından Hicri Takvime göre Zilhicce ayının onuncu gününden itibaren dört gün boyunca kutlanan bir dini bayramdır

Bu bayram adını Müslümanların Allah rızası için büyükbaş veya küçükbaş hayvan kurban etmesinden alır.  Müslümanlar arasında sevgi ve kardeşlik duygularını güçlendirir.
Kurbanla gelen bu sevinç toplumun huzur ve mutluluğunu artırır. Toplum birliği ve beraberliği güçlenir.

Manevi duyguları en yoğun yaşadığımız, yaşattığımız, hayatın onca koşturmacası içinde aile kavramını hatırladığımız, hatırlattığımız, küskünleri barıştırma vesilesi olan bu önemli günleri hakkıyla yaşayalım.

Zenginlerin, kestikleri kurban etlerinden fakirleri yararlandırması, Müslümanlar arasında sevgi ve kardeşlik duygularını güçlendirir. Varlıklı insanlarla birlikte yoksullar da sevinir.

Kurban bayramında insanlar birbirlerine destek olmalı, özellikle şehirlerde insanlar birbirlerine yardımcı olmalıdır.

Şunu unutmayın ki mahallenizde, binanızda, yakınınızda kapısının çalınmasını bekleyen, güler yüzünüze, belki bir parça etinize ihtiyacı olan komşularınız var. Sadece yakınlarımız, akrabalarımız değil  tanımadığımız insanlara destek olma günleri bayramlardır.

Kurban bayramlarında kurban kesimi sırasında titiz ve israftan kaçınarak, İslami usullere uygun bir şekilde kurban kesimi yapılmalıdır.

Türkiye’de hergün 5 milyon ekmeğin çöpe atıldığını,

her yıl 18 milyon yemeğin çöpe atıldığını,

 bizim görmezden gelerek israf ettiğimiz şeylere muhtaç olan insanları unutmadan

 bayramda ibadet için kesilen hayvanı israf etmeden ve kesilen hayvana eziyet etmeden, ürkütmeden ibadetimizi yerine getirmeye gayret göstermeliyiz.

Bayramda herkesin büyük bir hassasiyetle yerine getirmesi gereken önemli noktaları dikkate aldıktan sonra,

 İlk defa böyle bir bayram yaşayacağımızı her birimiz farkında olarak tedbirli bir şekilde bayramı geçirmemiz gerektiğini unutmamalıyız.

YENİ NORMAL YAŞANACAK İLK BAYRAM

Ramazan bayramında büyük şehirlerde genelimiz evde çekirdek ailemizle  bayram geçirdik. Ne kadar yarımdık eksiktik  değil mi?

 Her bayramı maaile geçirenler için oldukça zorlayıcıydı. Kurban bayramı geldi çattı.

Şimdi nolacak?

Görünürde bir sokağa çıkma yasağı yok bu iyi bir haber.

Ama günlük vaka sayısı henüz 3 haneli rakamlarla devam  ediyor.

Sosyal mesafeli ikinci bayramımız diyebilirim.

El öpme yok .

Sarılıp kucaklaşma yok.

Yakın temas yok.

 Bizlerin, büyüklerimizin sağlığı için bu son derece önemli.

  BAYRAM MI TATİL Mİ?

Günümüzde bayramların, değil komşuların akrabaların bile birbirlerinin yüzünü unuttuğu bir koşuşturma çarkı içinde; soluklanmak için ‘manevi duygulardan’ çok tatil anlamı içeriyor oluşu çok üzücü gerçekten.

 Yorgun bedenler için bir fırsat resmi tatiller ve en başta da bayramlar artık. Bir çoğumuz için, bayramlar; dört gözle beklenen tatil günleri oldu ne yazık ki.

Kendi ellerimizle oluşturduğumuz, sözde ‘MODERN’ dünyamızda baş döndürücü bir hızla koşuştururken ailemizi, yakınlarımızı ve komşularımızı ve hatta kendimizi çoktan unuttuk.

Modern dünyasını kurmuş olan herkese sesleniyorum

Tatil beldelerine kaçmanıza gerek yok. Artık en yakınlarımızla bile fiziki mesafe zorunluluğumuz var. El öpemediğimiz gibi, sarılmak da yasak!

   Bu bayram toplum olarak birçok duygudan mahrum olarak yaşayacağımız bir bayram.

Sevdiklerimizle bile yeterli vakit geçiremeyeceğimiz, bizleri ve kalplerimizi yoracak bir bayram.

Bize bayramınız böyle olacak deselerdi kim inanırdı?

KİMSE.

Belki de bu virüs hiç bitmeyecek ve biz bununla yaşamayı öğreneceğiz.

En iyisi biz tadı olmasa da bu hüzünlü bayramı kabullenip yaşamaya bakalım.

Sözlerimi bitirirken eklemek istediğim bir şey var.

 

Toplum olarak ahlaki çöküşler yaşadığımız ,insanların birbirlerine saygısı ve tahammülü kalmadığı, büyüğün büyük, küçüğün küçük olmadığı  şehitlerimizin, kadına şiddetin, çocuk istismarlarının ve daha birçok ayıbın, ahlaksızlığın arttığı bu zor günlerde bayram sevincini hepimiz yarım yaşayacağız.

Tam manasıyla bir şeylere DUR dediğimiz, insan olmayı öğrenip, öğrettiğimiz, kadına, çocuğa şiddete, tecavüze çözüm bulduğumuz, saygımızı, sevgimizi millet olarak kardeşliğimizi yaşadığımız günler geldiğinde bayramlarımızı bayram sevinciyle yaşayabileceğimize inanıyorum.

Bir yazımda düşüncelerimi dile getirirken şu cümleleri kullanmıştım. İnsanları mana aleminden koparıp, ahiret düşüncesinden uzaklaştırıp artık maddenin, nefsin, peşinden sürükleyen bu dünyada, bir avuç hür zihniyle düşünen  insan olarak kaldıysak…

Gerçekten bir avuç insan kaldıysak bile manevi duygularımızı yaşayalım, yaşatmaya çalışalım böyle günleri kendi içimizde değil ,tatil beldelerinde değil  ailelerimiz ve büyüklerimizle geçirelim.

Hayat bayram olmasa da Bayramınız mübarek olsun.

İzzet Soyuğur
30.07.2020 17:25:46
Bayramlar ruhunu kaybetti ve bunun sorumlusu maalesef bizleriz. Bunu özetleyen çok güzel bir yazı olmuş, eline yüreğine sağlık Sinemis yeğenim.