Necmettin ÇUHADAROĞLU


HATA

HATA


 

 

Elimizin yüzümüzün kara olduğuna bakmayın ten´dendir o. Çok sıcak görmüştür sokakta, güneşin altında çalışmaktan olmuştur. Gönlümüz kara değil, hata ?´yüz kara´´mız yok ya o hepsine değer.

Hata, insanın kendisine, çevresine ve Rabbine karşı yapmış olduğu yanlışlar ve kusurlardır şeklinde tarif edilebilir. Her hatanın bir takım maddî ve mânevî zararları vardır. Hatalar kısa sürede düzeltilmez, yanlışlardan dönülmezse, ileride telâfisi mümkün olmayan zararlar ortaya çıkabilir. Hatalar, dünya hayatının kalitesini düşürdüğü gibi, âhiret hayatı için de büyük tehlikeler ortaya çıkartabilir. İnsan bir işin kurallarını bilmiyorsa veya bildiği halde ihmalkârlığından dolayı bu kurallara riâyet etmiyorsa, hata yapması kaçınılmazdır. Bunun sonunda da bir bedel ödemesi gerekebilir. Ancak bedel ödenirken hatanın pişmanlığı ortaya çıkar. Meselâ, trafik kurallarına uymayan bir sürücü, ihmalkârlığı neticesinde bir kazaya sebebiyet verdiği zaman, yaptığı hatanın farkına varır. Bedelini öderken de, bir daha o hataya düşmemek için daha dikkatli olması hususunda ders almış olur. Hatasının farkında olan ve bir daha aynı hataya düşmemek için dikkatli davranan kişi, gerekli dersi almış demektir.

Makam ve mevkilerde oturanlar, oturdukları koltukların hakkını verebilmeliler. Kapris, kibir, kasavet taşımadan gerçekten ve hür iradeleri ile kararlar verebilmeli hatta yanlış verilen kararları da bir bir düzeltebilmelidirler.

Bazen yaptığınız işten dolayı hatalarınızı göremeyebilirsiniz.  Kendi hatalarınızı görmek ve düzeltmeye çalışmak zaten bir erdemliktir. Ama bunu anlayabilen ve yapabilen kaç bürokrat ya da kaç yönetici bulabilirsiniz ki.

Sad suresinde Allahüteala; Üstünlük taslamalarına rağmen yürekli paramparça olanlardan bahsedilir. İsteyen açsın Kuranı Kerimi okusun.

Yine 11. Ayette ?´ küçük bir darbeyle hezimete uğrayacak kabile döküntüsü bir güruhtur´´ deniliyor. Buna rağmen insanlar hala neyin peşinde.  Hepimiz bir sallantı ile yer ile bir olacağımızı bile bile bu kadar hırs niye. Ne yapmamız gerekiyor?

Gelin koltuk, makam mevkii hırsını bırakıp kendi dünyanızdan ve cam fanuslardan çıkıp ?´ben değil biz olalım´´ ne dersiniz?

Kalın Sağlıcakla