Necmettin ÇUHADAROĞLU


GEL

Dünkü yazımın devamı olarak millileşmek, işte bu.


 

Dünkü yazımın devamı olarak millileşmek, işte bu.

Recep Tayyip Erdoğan´ın yaptığı gibi.

Milli projeler üretmek.

 Ülkemiz, ne çekti ise dışa bağımlılıktan çekmedi mi?

Yerli ve milli yatırımlar başlatıldığından gerek dış istihbarat servisleri gerek geri kalmamızı isteyen güçlerin hepsi birlikte koro şeklinde Recep Tayyip Erdoğan istememektedir. Tabi işlerine gelmemiştir.

Modern Türkiye değil, onlara bağımlı Türkiye hayallerindedir onlar.

Ama bizimde hayallerimizi gerçeğe dönüştüren bir liderimizin olduğunu unuttular. İMF bağımlı devletlerin başına çöreklenen bir kuruluş. Onlar ne isterse onu yapmak zorundasınız. Yoksa olmaz.

Şansınız yok.

Çünkü emanet almışsınız.

 Borç alan emir alırda ondan.

Bizler şahsım adına söylüyorum, Erdoğan gönüllüleriyiz. Onun çizdiği yolda yürümeye ant içtik. Yine yazımda bahsettim, Toryum madeni; isterseniz açıp bakın. Ülkemiz adeta Torum cenneti. Dünya rezervlerinin yüzde 56 sı bizim topraklarımız içerisinde. Bor madeni; dünyanın en fazla bor madeni olan ülkesiyiz. Gerek Toryum gerek bor ve gerekse petrol rezervleri ve yeni yapmakta olduğumuz petrol araştırmaları ve yerli tank projelerini çalışanların tuhaf ve şüpheli ölümleri hep aklıma takılmıştır.

Neden diye?

Aslında nedeni basit.

Doğal maden rezervlerinin üzerinde oturmamızdan rahatsız olan emperyalist güçler ve küresel sermaye baronları hep bizi bağımlı gördükleri için kendi ayaklarımız üzerinde durmamızdan rahatsız oluyorlar. Millileşme hamlesi yapan iktidarı ve liderini istemiyorlar. Onun için istihbarat ajanlarını farklı meslek grupları olarak ülkemize gönderiyorlar.

Hatırlarsanız Gezi olaylarında Alman uyrukluların nasıl provokasyon yaptıklarını hatırlarsınız. Daha dün yanı başımızda meydana gelen 15 Temmuz olaylarında kimlerin kimler için çalıştıkları ve kimlerden emir aldıkları birer birer ortaya çıkıyor.

Gelelim yerel konulara. Arkadaşlar, gazetecilik öyle kolay kolay bırakılacak bir şey değildir. Heves ise hiç değil. Biz paralel yapılanmanın ilmek ilmek ördüğü örgüt mensupları ile uğraşırken siz para kazanma derdinde idiniz. Kurduğunuz şirketlerle ona buna fatura kesiyor, yol alıyordunuz.  Faturayı ortak olduğunuz paralelcilere de arada sıra kestiriyor sus payı için hisse veriyordunuz.

Unuttunuz mu?

Yani paralelin ateşine bile bile odun taşıyordunuz.

Şimdi sıra Necmettin´e geldi öylemi. Kayseri deki ekabirle kıçınıza kına yakın. Yüzünüz varsa da yüzümüze bakın. İslami kisveye namaz kaçkınları gibi oradan oraya koşmaya devam edin. Tezgahınızdan geçenleri yetiştirdiğiniz gibi biri sandınız ama Necmettin hiçte öyle değildi.

Niye biliyor musunuz?

Biz helal süt emdikte ondan.

Sizin gibi günah biriktirir gibi onun bunun rızkını sağdan soldan çalmadık, çırpmadık. Tabi sevmezsiniz Necmettin´i.

Söz geçiremediniz de ondan.

Sizlere acıyorum.

Kendi günahlarınız ile boğulduğunuz için. Ona buna ayar vermekle hayatınız geçti. Ömrünüz bitti hala akıllanmadınız. Büyükmüş, sizden bir şey olmaz. Siz kendi arkadaşlarınızla pastadan pay almaya her kese göre bir şekle girmeye devam edin.

Utanmayın.

Kalın Sağlıcakla.