Necmettin ÇUHADAROĞLU


GAFİL

GAFİL


Günün sözü ile başlayalım;
Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün.
Dünya kadar malın olsa ne fayda,
söyleyen dillerin söylemez olur.
Bülbül gibi dilin olsa ne fayda,
sen söylersin söz içinde sözün var.
çalarsın çırparsın oğlun, kızın var,
şu dünyada üç beş arşın bezin var,
tüm bedesten senin olsa ne fayda.
Evet, gafil gezme şaşkın. Ne diyelim, öyle olsun bakalım. Anlayana. Dün de anlattım bu gün de. Gıybet kervanına eş olan dedikodu üretim merkezinin tutmaları için bir kıssa;
Kadının biri komşularından birisi hakkında bir dedikodu yaymıştı. Birkaç gün içinde söylenenleri tüm mahalle duydu. Dedikodunun sâhibi derinden yaralandı ve incindi.
Dedikoducu kadın daha sonra söylediklerinden dolayı pişman oldu. Hatasını nasıl tamîr edebileceğini danışmak için bir âlime gitti.
?Pazara git? dedi âlim. ?Bir tavuk al ve onu kestir. Eve dönerken tüylerini yol ve yol boyunca yere at.?
Nasihatin garipliğine şaşırsa da, denileni yaptı kadın.
Ertesi gün âlim şu tavsiyede bulundu kadına:
?Şimdi git ve dün attığın o tüyleri topla bana getir.?
Kadın yine itirâz etmeden denileni yapmaya gitti. Aynı yolu izleyerek tavuk tüylerini aradı. Ancak umutsuzluk ve korku içinde fark etti ki bütün tüyler rüzgârın etkisiyle uçup gitmiştir.
Saatler süren arayışın sonunda elinde, bulabildiği üç beş tüyle dönebildi âlimin yanına.
?Görüyorsun? dedi yaşlı bilge. ?Tüyleri yere atmak çok kolay ama geri toplamak imkânsız. Dedikodu da öyledir.
Dedikodu yapmamız ne kadar kolaysa, dedikoduyla işlediğimiz hatayı telâfî etmek de o kadar zordur.?
Sana da kalmayacak sana da.
Kalın Sağlıcakla.