Necmettin ÇUHADAROĞLU


FEVKALADE

Yanlışı yanlışla düzeltmek.


 

Yanlışı yanlışla düzeltmek.

İftira atmak ya da kendi kafasına göre yorumlamak. İşte hepsi kul hakkına giren şeyler. STK larla ilgili yazılar yazdığımda hem dava arkadaşım hem hocam hem de en fazla basın açıklamalarında yanında yer aldığım programlarını haberleştirdiğim ve eleştiri oklarını üzerine en fazla çevirdiğim birisi Aydın Kalkan Hocam.

Büyük bir camianın başkanlığını yapıyor.

STK olarak üzerlerine düşen bir şey varda yapmıyorlarsa hemen arayıp eleştirdiğim birisi. Şimdiye kadar da aradığımda ya da yazdıklarımda hep iyilikler arayan birisi.

Ayda bir de programlarımıza konuk aldığımız emek insanı. Kendisine teşekkür ediyorum.

Gelelim ikinci konumuza; Gazeteciliğin doğasında olan eleştiri oklarına. Eleştiri insanları olgunlaştırır. Belki doğruyu bulmamızı sağlar. Ama yazdığınız bir yazıdan dolayı da cezalandırılmanızı da sağladığı da olur. Sağlık olsun. Bu iş maalesef böyle. Yaptığımız işler doğru ise amenna ama yanlış anlaşılıyorsa bu yanlışlığında düzeltilmesi lazım. Biz her şeyin doğrusunu biliyoruz demek te yanlış olur zaten. Varsa bizimde hatalarımız mutlaka düzeltiriz. Özür dileriz. İşlediğimiz kul hakkı varsa bilerek ya da bilmeyerek birilerini zan altında bırakmışsak özür diler helallik isteriz bu da bir erdemdir zaten. Hataları kabul etmek ayrı sineye çekmek ayrı. Bizim varsa hatalarımız bizi arayan herkese durumu anlatıyor yanlış yaptığımız şeyler içinde özür diliyoruz.

Devrim kendi çocukların yer demiştik. Yazılarımız da bu maalesef böyle. Son günlerde Kayseri´de Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki Bey konuşuluyor. Fütürsuzca saldırılar şahsına devam ediyor. Yorumların içinden yorumlar yapılıyor. 25 yıl belediye başkanlığı, genel başkan yardımcılığı ve Bakanlık yapan Kayseri de başka kimse olmadığı için ellerinden geleni ardına koymayan bir topluluk her şeyi yalanı, dolanı ve iftirayı atıyorlar. Olayların içerisine çekmeye çalışıyorlar.

Kimler yapıyor bunu?

Bu memleketin çakalları.

Yalamaları.

Üç kuruşa kendini satanlar.

Yüzü kızarmayan utanmazlar.

İşte bunlar.

Bunlar, hırs budalaları. Bu memleket için çalışmayanlar. Oturdukları yerden para kazanmaya çalışan bin TLye satılan insanlar.

Nedenini yukarda saydığım gibi.

Özhasekisiz bir Kayseri düşleyenler. Onun için ellerinden gelen her şeyi yapanlar.

Bize gelen mektuplardan notlardan derlediğim birkaç notu birleştirince aşağıdaki not çıktı;

Biz seni bakan olduğun için sevmedik.

Gönüllere giren birisi olduğundan sevdik. Bir şeyde beklemedik. Sevgi zaten karşılıksız sevmektir. Her hali ile her şeyi ile sevmek. Allah rızası için sevmek.

Ne yapabileceklerse yapsınlar dediğin için, dik durduğun için, diklenmediğin için sevmek.

Bir şey beklemeden.

Sadece Allah Rızası için sevmek.

Başkaları gibi olmadığın için, bu şehrin evladı olduğun için, yüreğin temiz olduğu için, herkesi sevdiğin için seni sevmek.

Yalansız, mümine yakışır şekilde yaşadığın için, kötülük yapanları bile af ettiğin mazlumun yanında olduğun için sevmek. Yaklaşık 15 yıldır Doğutürkistanlı muhacir kardeşlerimizin haklı davalarının takipçisi olmak adına sırf Allah rızası için çalışıp çabaladığım aşikârdır. O mazlumlardan daha önce gelen herkes her namazında sizin duacınız. STK lar da hayır işlerinde uğraştığınız hani okuttuğunuz çocuklar var ya onlar sizin duacınız. Şimdi onların her biri adam oldular adam. Kimi öğretmen kimi kamu görevlisi, adını bile bilmediğiniz o çocuklar genç oldu, büyüdü adam oldu.

 Onlar size duacı.

Gelin ettiğiniz kızlarımız, evine un gönderdiğiniz garibanlar var ya artık onların eli ekmek tutar oldu. Her sofrada size dua ediyorlar. Bende sizin dualarınıza talibim. Çalıştığım kat´a ?´oğlum haseki başkan yok mu´´ diye gelenler oluyor. Buyur teyze kendisi Ankara´da bize söyle biz ilgilenelim diyoruz. Yokk oğlum siz beni anlamazsınız o olsa idi anlardı diyor. Bazıları hiç bize anlatmıyor,  peki oğlum diyor gidiyor?..

 O olsa idi, görüyor musun o yok mu diyorlar.

Biz de Ankaraya gidemeyiz ki?. Diyenler var.

Bu notlar hemen hemen her gün geliyor. Bunu yazarken konumuz Sayın Bakanımız olduğu için onunla ilgili gelen yazı ve mailleri derledik. Parti olarak herkesin top yekûn yaptıkları hizmetler tabi ki ayrı ayrı. Her bir başkanımız ve Milletvekillerimiz her gün vatandaşın yanında ve onunla iç içe. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var. Tüm yaptıkları bir yana dün mezarlığa gittim. Son durağımız olan yere. O da nasip olursa. Dua etmek için. Mezarlıklarımız şimdiye kadar hiç ele alınmamıştı. Hummalı bir çalışma devam ediyor. Allah razı olsun yapandan da yaptırandan da. Çelik başkanımızdan da. Bence yıllardır kimsenin aklına gelmeyen ya da sıra gelmeyen bir yerdi mezarlıkların durumu. Herkes bir yerde bir işin ucundan tutmuş hummalı bir şekilde çalışmalarına devam ediyor. Büyükşehir Belediye Başkanımız sadece mezarlıkları mı yaptı?

Hayır.

Sadece dünkü bir konu. Aklımıza geldiğinden dedim. Kim ki bu memleketin ilerlemesi için hizmet ediyorsa Allah ondan razı olsun. Yılların getirdiği bir sıkıntı idi mezarlıklar fevkalade güzel olmuş.

Başkanımın dediği gibi ?´insanın ölesi geliyor´´ .

Kalın sağlıcakla.