Matbaacılar Sitesi’nde yeni bir cami açıldı… Henüz adı bile yok. Esnaf özveride bulundu kendi aralarında imece usulü toplanan paralarla bu kutsal mekân hizmete girdi. Ramazan ayından itibaren de günden güne cemaat saflarını sıkıştırdı; tâ ki düne kadar…
Malûm, dün Cuma idi… İmam, hutbe için mimbere çıktı, 28 Şubat’tan girdi, o günün aktörlerini bi-tamam haşladı, işi bu günlere getirdi… “Son 12 yılda bir yiğit çıktı” dedi ve övgüleri art arda sıraladı… Şehy uçmaz, müritleri uçurur kıvamında… Uçtu da uçtu… Hızını alamayınca, bu kez cemaat içinden sert tepkiler geldi, “Siyaset yapma” denildi, uyarıldı… Hatta namazı kılmadan gidenler oldu. Tepki öbek öbek büyüyünce, konuyu kapattı zat-ı şahaneleri…
Bu imam, kadrolu mudur bilinmez… Ancak bildiğin siyasetçinin ta kendisi olduğu aşikâr!
O zaman biz buradan seslenelim: Eyy imam efendi, cübbeni çıkart, siyasete gir…
Durun bitmedi…
Devam edelim ve fikir jimnastiği yapalım… Diyelim ki, bu imam bugünkü iktidara değil de, başka bir partiye gönül vermiş olsun… Ve iktidarı yersin, yerden yere vursun, muhalefet için ise muazzam cümleler kursun… Sahi ne olurdu dersiniz? El cevap; yerle yeksan ağız üstü giderdi… Bırakın imamlık yapmayı, yolda yürüme şansı kalmazdı… O halde elimizi vicdanımıza koyalım ve bir kere daha tekrarlayalım: Zurnada peşrev olmazsa, camide siyaset hiç olmaz… Buradan başta Valilik Makamı olmak üzere, Diyanet’in dikkatini çekelim… Ve dikkatle takip edelim, bakalım haftaya ne olacak?
