Felaket tellallığına gerek yok; bu da doğru.
Ancak şunu bir yere not edin, ekonomik gidişat hiç iyi yönde değil. Bunu neye istinaden söylüyorum; elbette piyasaların durumuna bakarak. Dar ve orta gelirli yaşanan ekonomik gelişmeler ve art arda yaşanan zamlar sonrası sıkıntısını yüksek sesle dile getiriyor.
Baksanıza, dün dolar 3.62´yi gördü. TL´nin ciddi manada değer kaybı, otomotikman cebe yarsıyor. Temel gıda maddeleri, sebze-meyva derken zam üstüne zam geliyor inceden inceye. Birde buna Doğalgazı eklerseniz, çık işin içinden durumları başlıyor.
Çalışan kesim dertli de sanayicisi, küçük ve orta ölçekli işletmeler ile esnaf halinden memnun mu? Elbette değil.
Bir taraftan terör sarmalı, sınırlarımızda yaşananlar, diğer yanda ekonomik durum. Yani işler sanıldığı kadar kolay değil. Aklı selim insanımızda olan-bitenin farkında. Lakin, hükümette tam bu noktada çok daha özenli kararların altına imza atmak zorunda.
Yani kamyonun freni bir boşalırsa maazallah, sıkıntı çok daha büyür.
Anlatmaya çalıştığımız şu: Ülke hepimizin. Bu zor ve sıkıntılı günleri birlikte atlatacağız. Hepimize büyük görevler düşüyor. Tabii ki, ilk görev iş başındaki hükümetin...
Elbette bu zor günler geçecek. Ancak, gerçekçi olmak gibi bir tavrı yansıtamazsak, yanlış yapmış olur.
Evet, bir ve iri olacağız. Ancak eğriye eğri, doğruya da doğru diyeceğiz.
