Necmettin ÇUHADAROĞLU


EĞİTİM

Adı üstünde eğitim, eğitilmekten gelen bir kelime.


Adı üstünde eğitim, eğitilmekten gelen bir kelime.

Öğrenme duygusu, öğretme. Öğreten ve kısaca adı öğretmen.

Kimi nice cefakar öğretmenlerimiz var. Bizlerin bu hale gelmesi için çok çabalayan. Şimdi yasak ama kulağımızdan tutuğu gibi azarlayan ve hatta döven. Tabi ki dövmeyi falan tasvip etmiyorum ama öğrencinin saçından çektiğinde mahkeme kapısına dayanan veliler olduğu sürece öğrenciler böyle, şımarık, kendini bilmez olmaya da devam edecek.

Kendimden bir örnek; Ticaret lisesi 1980 Vahit dere Daktilografi öğretmenim.  Daktilo da karbon kağıdı ile iki nüsha yazı yazarken kağıdı mandalı gevşetip sıkıştırmanız yazı bitince de mandalı gevşeterek çıkarmanız gerekir. İşi hızlı yapmak ister aceleci davranırsanız mandalı gevşetmeden çıkartırsanız dişlide cıttt diye ses gelir. Yapılmaması gereke bir harekettir.  Vahit hocam ben bu hareketi yapınca beni bayağı paralamıştı. Evimizde yer sofrası kurulurdu. Sofraya oturdum. Babamdan medet umuyorum hiç konuşmuyorum. Annem olup biteni babama sofrada anlattı. Medet umduğum babam ?´sen devletin malına niye zarar veriyorsun diye´´ ondandan bir güzel daya yemiştim.   Tabi bu 1980 li yıllarda olan bir olaydı.  Odur budur kendimden başka kimseye zarar vermedim.

Bir taraftan ülke gündemi diğer taraftan Kayseri gündemi derken uzun bir sürenin ardından yazılarımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz. Ülke gündemi malum rahiple meşgulken Kayseri gündemi ise Sayın Cumhurbaşkanının gelişi ve Kayseri´de açılan tesislerdi.

Bunun dışında eğitim camiasının seçimleri de Kayseri gündemine damga vurdu. Bir yandan okullarında eğitimle uğraşması gereken öğretmenler kendi aralarında rakipleri ile uğraşırken hayatlarında gitmedikleri kadar okulların öğretmen odasına gidip kulis yapmıştır.

Nedir bu başkanlık yarışı, nedir bu hırs anlamadım.

Bazen bakıyorum, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunan öğretmenlerin okullarını boyamasını ya da bir kütüphane kurmasını haberleştiren arkadaşlarımızda olmuyor değil. Onlar da öğretmen, buralarda çalışanlarda öğretmen.

Adı üstünde öğretmen, öğreten insan, öğreten adam demek.

Biraz da öğretmenler STK ile uğraşmayıp öğrencileri ile uğraşsa daha iyi olur. Her platformda konuşup durmalarını da pek anlamıyor vatandaş zaten.  Önce eğitim diyoruz ama öğretmenlerinde eğitime ihtiyacı varki, bu gün Sayın Bakan öğretmenlerde eğitilecek dedi.

Diğer taraftan Kayseri deki yatırımların eleştirilmesi de ayrı bir konu. Yapsanız dert, yapmasanız dert, Büyükşehir Belediyesinin işi gerçekten zor. Ama Çelik Başkan her zorluğun üstesinden gelmesini biler iyi bir siyasetçi. Onu da aşacak inşallah.

Yatırımları eleştirenlere en güzel cevabı vatandaş sandıkta veriyor zaten ama yine de bir teşekkür o kadar çok mu görülüyor bu memlekette. 

Maalesef bu memleket böyle.

Kaç insan var bu denli çalışan, kaç bürokrat sayabilirsiniz?

Bu yerelde böyle iken ulusal gündem de farklı değil.

Rahibi biz mi verdik şimdi?

Kanun yasa ne diyorsa o değil mi?

Rahibi vermek kayıp mı?, Kazanç mı?

Rahibi yasalar çerçevesinde tutan Türkiye´nin gücünü herkes görmüştür aslında.  Eski Türkiye´de ajanların fink attığı dönemlerde ABD bize diz çöktürmeye çalışırdı, şimdi bizim mahkemelerimizde diz çöküp ağlayan yaklaşık yirmi yıldır Türkiye´de yaşayan bir ABD li ajandan bahsediyoruz.  Görünüş itibarı ile Müslüman coğrafyada ?´Hristiyan misyonerliği´´ yapan, bedava İncillerin arasına 1 ila 100 dolar koyan, para ile dinini satan insanları provokatör olarak yetiştiren bir insandan bahsediyoruz.

Az gelişmiş toplumlarda din en büyük Afyon´dur.  Afyonu içen kafayı bulduğu gibi insanları din duyguları arasında gel gitler yaşatanlarda eline geçirdikleri dini duyguları az olan insanlara kafayı bulduruyorlar. Bir bakıyorsunuz Mardin´deler, bir bakıyorsunuz Tunceli´deler.

Türkiye´ye rahip için kızanlar, bir belanın def edildiği için teşekkür etmeliler. ABD nin her sözünün artık geçerli olmadığının bir kanıtıdır rahip vakası.  Gerçi inanmak istemeyenlerde çok bu olaya ama Ülke içerisinde ?´papaz mı yok´´ eleştiren eleştirene.

Türkiye rahip konusunda hem dik durmuş hem de diklenmiştir.

MİT görevini iyi yapmıştır.

Teröristleri tek tek inlerinden alıp Türkiye´ye getirmeye başlamış, Terör yuvaları bir bir dağıtılmıştır. Bizleri Sağcı, solcu, Alevi, Sunni, Türk, Kürt, Arap, Zaza diye bölemeyenler üç beş misyonerle de bölemeyeceğini anladı.

Bu kadar hükümet ve yargı kararını eleştirenlere ise

Geriye ne kaldı?

İçimizdeki Papaz aşkı??