Yalçın ARAL


DÜNYADAKİ GÜÇ SAVAŞLARI VE TÜRKİYE´YE YANSIMALARI 3

Geçen yazılarımda , Türkiye de yaşanan her türlü olumsuz olayları, siyasi söylemleri ve çekişmeleri yalnızca Türkiye üzerinden okumaya kalkışılmasının doğru bir yaklaşım olmadığını,


Geçen yazılarımda ,  Türkiye de yaşanan her türlü olumsuz olayları,  siyasi söylemleri ve çekişmeleri  yalnızca Türkiye üzerinden okumaya kalkışılmasının doğru bir yaklaşım olmadığını,

Dünyadaki güç savaşlarını, bunların kendi aralarındaki mücadelelerini bilmeden bunların Türkiye´ye yansımalarının neler olduğunu analiz edemeden Türkiye´de neler olduğunu ve Türkiye´ye bu güçlerin neler yapmak ve Türkiye´yi ne yöne çekmek istediklerini anlaya bilmenin imkanı olmadığını her zaman  belirtmişimdir.

 

Bu doğrultuda, ABD´DE iki güç bulunduğunu,

Birincisi, PARA Lobisi, Global çete , Siyonist zihniyete sahip,  para ile dünyayı kontrolleri altında tutmak isteyen güç. Demokratlar.  

İkincisi, SİLAH Lobisi, Ulusalcı, ayrıca Neocon, haçlı ve evancelist zihniyete sahip güç. Silah ile dünyayı kontrolleri altına almak isteyen güç. Cumhuriyetçiler.

ABD´DEKİ bu iki güç arasındaki mücadele, diğer dünya devletlerinin bu mücadelede aldığı pozisyonlar ve Yeni İpek Yolu ile oluşacak yeni dünya düzenindeki bu iki güç arasındaki hakimiyet mücadelesi, bu savaşın boyutunun çok büyük olduğunu göstermektedir.

 

Bu iki güç Trump´dan evvel müşterek çalışmakta idiler. O zamanlar bu ittifaka Siyonist + Haçlı ittifakı adı da takılmıştı. O zamanlar direksiyonun başında PARA Lobisi bulunmakta idi. Arka koltuk da bulunan SİLAH Lobisi de, Pentagon ve NATO kanalı ile PARA Lobisinin kirli işlerini yani tetikçiliğini yapmakta idiler. O zamanlar ABD gizli servisi CIA ile İngiltere´nin dış istihbarat servisi MI6 müşterek çalışmaktaydı.     

Şimdi bu iki güç, Trump´un ABD Başkanı seçilmesi ile düşman kardeşleri  oynamaktadırlar ve örtülü bir savaşın içinde yer almaktadırlar. Şu an ABD yönetimini Silah Lobisi temsil ediyor. Para Lobisini de İngiltere temsil ediyor. Bu savaşa ABD ile İngiltere arasındaki savaş da denebilir.

 

Bu iki gücün, yani PARA veya SİLAH üzerinden yaratılmaya çalışılan yeni dünya düzeninin ve Yeni İpek Yolunun yani yeni ticaret yollarının hakimiyeti için  yürütülen mücadele, bu güçleri temsil eden ve onların yanında olan ülkelerde de ciddi boyutlara ulaşmakta olduğunu da belirtmiştim.

 

4 eski ABD Başkanının, George H.W. Bush ( Cumhuriyetçi , 1989-1993), Bill Clinton ( Demokrat, 1993 - 2001), George W.Bush ( Cumhuriyetçi, 2001-2009), Barach Obama (Demokrat, 20 Ocak 2009 ? 20 Ocak 2017) kendi aralarında buluşup konuşmalarından sonra, ABD´NİN şimdiki başkanı Donald Trump´ın (Cumhuriyetçi) beyanatına bakıldığında; John F. Kennedy´nin 22 Kasım 1963 yılında öldürülmesi ile ilgili belgeleri açıklanmasına izin vereceğini söylemiş ve bu suretle de bu belgelerden bazı kısımlar açıklanmıştı. Trump´ın bu hamlesinin, 4 eski ABD Başkanın yaptıkları toplantıda mücadele halinde olan bu iki kuvvetin belli bir noktada buluşulamadığının göstergesi olarak algılamakta fayda vardır. Bu hamlenin ayrıca, İki güç arasındaki mücadelenin daha da şiddetlene bileceğinin göstergesi olarak ta okuna bilinir. John F. Kennedy Demokrat idi. Trump belgelerin hepsini açıklaya bileceğini ima ederek, karşı tarafa parmak salladığı şeklinde bir yorum da yapıla bilinir. Yani daha fazla ileri giderseniz esas önemli kısımlarda açıklanır şeklinde bir mana da yüklene bilinir! İleriki yazılarımda ABD´DE suikasta kurban giden 4 ABD Başkanı  hakkında ki konulara daha fazla değineceğim.   

 

Şunun da bilinmesi gerekir ki, ABD başkanları seçilerek mi başkan olmuşlardır? Yoksa atanarak mı? ABD seçimleri bir formalitemi? Bunların cevapları, ABD Başkanlarına yapılan suikastlarda yattığı görülmektedir.      

 

ABD tarihinde, 4 ABD Başkanının suikasta kurban gitmesi bu iki gücün ABD içinde neler yapabileceğin inde açık göstergesidir. Kendi memleketlerinde çıkarları ve menfaatleri için kendi başkanlarını katleden güçler, yine kendi menfaatleri için diğer memleketlerde neler yapabileceklerini düşünmek bile korkutucudur. Silah ve Paranın gücü birleşince de önünde durulamayacak bir kuvvet oluştuğunun da idrakinde olunması gerekmektedir. Neyse ki şu anda bu iki Lobi birbirleri ile mücadele/savaş halinde gözüküyorlar.

 

Ayrıca, ABD´NİN dış politikaları başkanlar veya iktidardaki partiler değiştiği zaman değiştirile bilecek politikalar olmaktan biraz uzaktır.

 

Şimdi bu süre içinde yaşanan başka verilere bakarak bu iki güç arasındaki savaşın hangi boyuta dönüşmekte olduğunu ve Türkiye´ye yansımalarının nasıl olabileceğine göz atmakta fayda vardır.

 

Şu an ABD´Yİ idare eden Donald Trump ( Cumhuriyetçiler), Pentagon yani Silah Lobisi Kuzey Irak´ta Barzani ile referandum yaptırarak bir hamle yapmıştır.

Evvelden beraber çalışan Para Lobisi ( Global çete) ve Silah Lobisi (Pentagon) Ortadoğu´da Türkiye ile İran´ı birbirine düşürerek savaştırmak istemekte idiler. Zaten 15 Temmuz darbe girişiminde bu iki gücün ortak ayak izleri bulunmaktadır. Türkiye ve İran´ı birbirlerine düşürmek içinde mezhep çatışmalarını veya savaşlarını kendi yöntemlerine göre organize etmeye çalışıyorlardı. Haşdi Şabi örgütünün oluşmasında bu senaryonun ayak izlerini bulmak mümkündür. İran ve Türkiye bu oyuna gelmeyerek bu oyuna düşmedikleri için şimdi PENTAGON senaryolarında ki bu çatışmayı Kürtler üzerinden tekrar canlandırmak peşinde oldukları görülmektedir. Şimdiki ABD yönetiminde bulunan Silah Lobisi, PENTAGON, Kuzey Irak ta referandumu yaptırarak Türkiye ve İran´ın yakınlaşmasını sağlamıştır. Daha sonra bu iki devlet arasında nasıl olsa bir anlaşmazlık ve bölgede menfaat çatışması olacağı hesap edilerek aralarının bozulacağı zamanı kollayacakları veya bozulmaması durumunda da aralarına nifak sokarak bu iki devleti birbirlerine düşürmek sureti ile evvelden uygulamak istedikleri senaryoyu devreye sokmak isteyecekleri görülecektir. Bu iki dost devletin arasına, ortam oluşunca ve zamanı gelince nifak sokmak da PENTAGONUN en iyi yaptığı iştir. Evvelden de belirtmiştim; PENTAGON, dünyanın neresinde olursa olsun dünyada her türlü operasyonu yapabilecek kapasiteye sahiptir. Her türlü kirli oyunların içinde   olabilirler, bunun yanında da her türlü kılığa da girerek her türlü organizasyonları ve örgütleri kullana bilirler. Yaptıkları operasyonları başkalarına yamama konusunda da ustadırlar. DEAŞ adı altında Avrupa´da veya Türkiye´de gerçekleştirilen terör olayları gibi. İspanyada´ ki Katalan referandumu da bu operasyonlardan biri olduğunun unutulmaması gerekir. İran ve Türkiye´nin bu senaryonun bir parçası olmaması için provokasyona gelmeden, çok uyanık olmaları gerekmektedir. Türkiye ile İran ilişkilerinin çok sağlıklı ilerlemesi gerekliliği zaruridir. Zaten siyasilerin verdiği demeçlerden ve ilişkilerden de bu görülmektedir. Böyle bir tehlikenin hesabını da her iki tarafın da yaptığı muhakkaktır.

 

PENTAGON uygulamaya koyduğu bu senaryoyu devreye soka bilmek için de her türlü operasyonu yapacağından da kimsenin şüphesi olmasın. Pentagon, bu suretle Türkiye´nin enerjisini alarak ve kendi taraflarına Türkiye´ye hiç bir şey vermeden çekebilmenin yolunu aramaktadır. Kendi işlerine yarayacak Türkiye´nin, eskisi gibi bağımlı eski Türkiye´den geçtiğini de çok iyi bilmektedirler. Uygulamak istedikleri senaryo ile ABD, İran ile arası bozulan Türkiye´nin yanında durarak  İran´a karşı hamlelerini yapma fırsatını yakalamış olacaktır. Bu suretle, ABD Türkiye´yi ve Türkiye´nin kuvvetini kendi emelleri doğrultusunda kullanarak, Türkiye´yi Irak ? İran savaşında olduğu senaryoya doğru itmeye çalışacaktır. Bu suretle de, Yeni İpek Yolu projesi için en önemli iki ülke kendi aralarında probleme girerek yeni oluşacak ticaret yollarının kontrolünün Pentagonun istediği doğrultuda oluşmasını sağlamaya çalışacakları görülmektedir.

 

Ayrıca, ABD Başkanı Trump İran ile ilgili aldığı kararlarda İran Devrim Muhafızlarının terör örgütü olduğunu beyan etmiş ve terör örgütü listesine ilave etmiştir. Ayrıca ABD Dışişleri Bakanının açıklamalarında Irak´tan yabancı güçlerin çekilmesi istenmiştir. Suudi Arabistan´ı ve diğer Körfez ülkelerini korkutarak yanlarında tutan ABD, bu hamleler ile Pentagon´un Ortadoğu´yu karıştırmak ve ülkeleri daha kolay kontrol edebilmek amacı ile yapacağı hamlelerin de önünü açmak için olduğunun bilinmesinde fayda vardır.   

 

Tabi ki satranç tahtasına döndürülen coğrafyamızda bu bölgede söz sahibi olmak isteyen bu güçlerden de her türlü hamlenin gelebileceğinin çok iyi bilinmesi gerekmektedir. Şimdiye kadar bu bölgede yaptıkları hamleler ile her iki tarafın da tek karıştıramadıkları ve elde edemedikleri ülke Türkiye gözükmektedir. Türkiye´de çıkarmak istedikleri karışıklığı da, gerek siyasi olarak içeride partileri ele geçirerek veya yeni partiler kurdurarak, gerekse de ekonomik saldırılar düzenleyerek yapmakta oldukları gözükmektedir. Şu an Türkiye´nin ve AK Partinin en kuvvetli olduğu noktanın Ekonomi ve Ekonomik veriler olduğunu bilen yurt dışı Türkiye düşmanları, bu verilerin bozulması için her türlü yalan haberler yoluyla veya ekonomik saldırılarda bulunarak Türkiye´nin ekonomik olarak dengesini bozmak için ellerinden gelen her şeyi yapmakta oldukları görülmektedir. Bundan sonrada gerek ekonomik gerekse siyasi her türlü saldırıları yapmaya devam edecekleri de açık bir şekilde gözükmektedir.        

 

Ayrıca bu güçlerin, Ülkemizde her türlü terör olayını organize etmeye çalışacakları da ortadadır.

 

Bu iki Lobi, kendi aralarındaki meydan savaşlarını şu an Türkiye üzerinden yapmakta oldukları gözükmektedir. Evvelden de belirttiğim üzere bu iki lobi arasındaki savaştan dünyadaki hiçbir ülkenin zarar görmeden atlata bilmesinin söz konusu olmadığını ve bu iki lobinin de Türkiye´nin dostu olmadığını belirtmiştim. Ayrıca, mühim olan bu yeni dünya düzeni oluşurken en az hasarla bu saldırılardan ve mücadeleden, birliğimizi koruyarak nasıl çıkabileceğimizdir.

 

Bundan dolayı, içimizde bizden gibi görünen ama bizden olmayan Türkiye düşmanı uzantılarına çok dikkat edilmesi gereken bir konumdayız. Bunun için de çok uyanık olmak gerekliliği bir zarurettir.

 

Ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump´ın eski baş stratejisti;

?Türkiye İran´dan daha tehlikeli!

Katar´da Kuzey Kore´den daha tehlikeli bir ülke?

Bu şekilde bir beyanatın; Bu güçlerin Türkiye´miz ve bölgemiz için ne kadar  büyük bir tehlike olduğunun açık delili olarak görülmelidir. Açık ve net olarak Türkiye´yi kendi hedeflerine karşı olmasından dolayı, Türkiye´nin çıkarları doğrusunda dış politika yürüten Sayın Recep Tayyip Erdoğan´ı da kendilerinin hedefleri için bir engel olarak gördüklerinin tescili olarak algılanması gerekmektedir. 

Bu güçlerin amacı ve değişmez hedefi Türkiye´yi biat eden eski Türkiye konumuna getirmek, bölmek ve istila etmektir.  Türkiye´nin şu an vermekte olduğu mücadele, Türkiye´nin bekası için partiler üstü bir mücadeledir.

 

Maalesef dünyadaki bu mücadele kızışmaktadır. Evvelden de belirttiğim üzere, bu mücadelede Türkiye´ye karşı siyasi, ekonomik ve terör dalgası olarak gerek içeriden gerekse dışarıdan her türlü saldırıların artarak devam edebileceğinin bilincinde olunması gerekmektedir. Bu mücadelenin partiler üstü bir mücadele olduğunun bilincinde olarak hareket edildiği takdirde ancak üstesinden geline bilineceğinin de tekrar bilinmesi gerekmektedir.

 

Şansımız, başımızda bu iki düşmanı ve içerideki uzantılarını çok iyi tanıyan ve onların hamlelerini iyi okuyabilen bir REİS´İMİZ bulunmaktadır.

 

Türkiye´nin bekası için...Dünya´da başka bir Türkiye´nin olmadığının bilincinde olarak birlik ve beraberliğimizi koruma gerekliliği artık bir

zarurettir.