Sinemis ZAFER


DİJİTAL DÜNYANIN SORUNU

Günümüzde sosyal medyanın gücü yadsınamaz bir gerçek.


DİJİTAL DÜNYANIN SORUNU

Günümüzde sosyal medyanın gücü yadsınamaz bir gerçek.

Teknolojinin de ilerlemesiyle birlikte sosyal medyanın her alanında aktifliğin artması görülmekte.

Özellikle evde olduğumuz bu pandemi sürecinde genci,yaşlısı her kesimden insanın sosyal medyaya karşı ilgisi artmış durumda.Gündelik kullanımın yanında bu mecralar sayesinde insanlar hayatlarının her alanını paylaşır duruma geldi.Yaşadıkları her ânı,düşüncelerini,öfkelerini, mutluluklarını,isyanlarını ve daha birçok duyguları rahatlıkla sergiler hale geldiler.

İnsanlar yüz yüzeyken sergileyemeyeceği  tavırları,toplum içinde söyleyemeyeceği birçok şeyi ellerinde ki mevcut teknolojiyi kullanarak ekran başında rahatlıkla,muhatabı olduğu kişinin duygularını,düşüncelerini önemsemeden karşısına aktarabiliyorlar.Bu durum ise  bir kavramı öne çıkarıyor.

Siber Zorbalık.

Gündelik hayatta karşılaşılan zorbalığın teknoloji üzerinden görülen tarafı.

Peki ‘Siber Zorbalık’ nedir?

En çok kimler etkileniyor?

Alınacak önlemler neler?

Son dönemde  hem dünya da hem de ülkemizde bahsedilen  bu kavram gelecek nesiller adına da büyük tehlike arz ediyor.

SİBER ZORBALIK NEDİR?

Bilgi ve iletişim teknolojileri üzerinden sürekli ve kasıtlı bir şekilde gönderilen  tehdit veya şantaj içeren, onur kırıcı, utandırıcı veya taciz edici içerikler ya da mesajlara denmektedir.

Kişiler bu davranışları kendi hesaplarından yaptıkları gibi kimliklerini gizleyerek sahte hesaplarla da  başkalarının özel hayatlarını ihlal ederek,şahsi bilgilerini ele geçirip bu bilgileri yayabiliyorlar.

Zorbalık,özel hayat ihlali,iftira,dışlama,tehdit,taciz gibi terimlerin yanı sıra dış görünüş ve fiziksel özellik gibi kavramları da etkiliyor.

Siber zorbalar muhatabı olduğu kişinin duygularını önemsemeden,ne yaşadığını bilmeden kilosuna,boyuna,eline,suratına  acımasız bir şekilde olumsuz eleştiri gerçekleştirebiliyorlar.

Kilosu biraz fazla olan kişilere ‘balina’,suratı,yanakları dolgun olan kişilere ‘bazlama surat’ ya da kısa boylu insanlara ‘bodur’ demek tamamen onur ve gönül kırıcı bir davranış.

Ünlü-ünsüz birçok insan gündelik hayatında bu yakıştırmalara ve daha fazlasına katlanmak durumunda kalıyor.Kendini tanıtmış,bir ünü olan kimseler bu davranışı gerçekleştiren kişileri rahatlıkla herkesle paylaşabiliyorlar fakat sesini duyuramayan,baskılara maruz kalan birçok insan var.Hatta ailesine bile söyleyemeyen,söylediğinde ne der diye düşünen çocuklar bile var…

EN ÇOK KİMLER ETKİLENİYOR?

7’den 70’e herkesi  etkisi altına alan siber zorbalık,yapılan araştırmalar neticesinde en çok  13 yaşın altındaki çocukları etkilemiş durumda.

Sosyal medya da yaş kısıtlaması olmasına rağmen kullanıcı,yaşını büyülterek bu mecralarda aktif rol oynayabiliyor ve bu durum zorbaların ekmeğine yağ sürmekle eş değer konuma geliyor.

Yetişkinlerin bile özel hayat ihlali varken çocukların bu şekilde çeşitli platformlara girmesi sanal zorbalığa maruz kalmasını kolaylaştırıyor.

Geçtiğimiz senelerde birçok haber gördük intihar eden gençler,sağlığını bozan kişiler…

Bu haberleri halihazırda görmeye devam ediyoruz eğer önlenmezse görmeye devam edeceğiz  gibi duruyor.

PEKİ NE YAPILMALI?

İlk iletişimimiz,ilk eğitimimiz ailede başladığı gibi bu konu hakkında da  yine ailelere büyük sorumluluk düşüyor.

-Çocuklara, oyalansın aman beni rahatsız etmesin diye ya da ağlamasın,sussun diye her dakika ellerine teknolojik alet tutuşturmamak gerek.

Çocuklarınıza telefonlarınız değil.Siz bakın siz büyütün.

 -Sosyal medya kullanımı sınırlandırılmalıdır.Elinde tablet,telefonla  sürekli o mecralarda gezmesi yerine ödevlerini,çalışmalarını bitirdiği vakit yine aile gözetiminde belli saat  aralığında kullandırılmalıdır.

-En önemli gördüğüm konu ise mahremiyet.Çocukların her halinin paylaşılmaması mümkünse hiç paylaşılmaması gerek.Aynı şekilde çocuğa ait bilgilerin gizli tutulması önemli konular arasında.

   Gerektiği yerde çocukla arkadaş olabilmek,onunla kaliteli zaman geçirebilmek,sanatsal ve sportif faaliyetlere yönlendirmek hem çocuğun gelişimi açısından hem de teknolojiden bir miktar uzak durarak ruh sağlığını koruması açısından büyük önem taşıyor.

Ailelerin çocuklarını korumasının yanında yetişkinlerde bazı önlemlerle bu kişilere karşı koyabilirler.Örneğin hesap gizliliği. Kimse klavye başında size hakaret edemez,etmemeli.

Söylenmesi gereken  yapılması gereken daha birçok şey var.Lakin en basiti farkında olmak.Kendimiz olalım olmayalım gördüğümüz an müdahale etmemiz gerekiyor.Bu zorbalığı yapan kişi çocuğunuz olsa bile…

Dijital dünyanın hızlı gelişmesi ve değişmesine kendimizi çok kaptırmadan faydalı gördüğümüz şeyleri alıp zararlı olanların da farkında kalarak bir yaşam sürmeliyiz.Bu süreçte  kişi hem kendi beden ve ruh sağlığını gözeterek hem de çocuğun ruh sağlığı yitirilmeden önlemler alınmalı.

UNUTMAYIN!

BİR KİŞİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ,BAŞKASININ ÖZGÜRLÜĞÜNÜN BAŞLADIĞI YERDE BİTER.

En önemlisi şu zamanda kimsenin kimseye saygısı,sevgisi kalmamışken hem kendi neslimize hem de gelecek nesillere iyi birer örnek olalım.Sağlıklı,huzurlu,mutlu,sevgi dolu nesiller bırakalım.

Siber suçların arttığı bu zamanda ZORBA OLMAYIN,KİMSENİN SİBER ZORBA OLMASINA İZİN VERMEYİN.

 

                                                                                                                              

 

 

 

 

Zeynep Tekin
28.08.2020 19:31:23
Günümüzde artmaya devam eden bu suçun yabana atılmaması gerektiğini,herkesin bilinçlenmesi gerektiğine inanıyorum.Bu konuya dikkat çekmeniz farkındalık adına güzel bir hareket olmuş.Başarılarınızın devamını diliyorum..

ilhan zafer
31.08.2020 11:58:02
en çok kimler etkileniyor sorusuna cevap olurmu bilmiyorum ancak bugün aldığım haber buna güzel bir örnek Vakıflar Genel Müdürlüğünden yetim maaşı almakta olan bir kız çocuğu (19) yaşında sosyal medya üzerinden tanıştığı evli ve bir çocuk sahibi olan biri ile kaçmış gerçekten çok üzüldüm gençler ve çocuklar bu sosyal medya ağına düşmemesi için birşeyler yapılmalı bu konuyu gündeme taşımandan dolayı kutluyorum