Mehmet Tarık ÇAY


DEDEMİN PLAKLARI

Benim dedemin plakları vardı. Böyle kocaman kocaman. Bizi yaklaştırmazdı pek.


        Dinleyeceği zaman gramofona koyar, bizi dizine oturtur öyle dinlerdi. Şarkıların ezgisine kapılır, uzaklara dalardı. Pek rahatsız etmezdim. Hoşuma giderdi onun o bakışları. Gözleri gülünce güneş açıyor gibi gelirdi. Yıllar sonra odasında tek başına Zeki Müren dinlerken yakaladım onu. Söyleniyordu kendi kendine. ?Hiç Zeki Müren dinlememiş kadar kötüler?.?

                                                                                           *****

Zeki Müren olmadan hayat geçer mi yahu . Naif sevmeyi öğretir insana. Uzaktan sevmeyi, sessizce sevmeyi, kırmadan, dökmeden, sevmeyi öğretir. Siz hiç Sanat Güneşi´nin kavuştuğunu gördünüz mü? Kavuşmak hayal oldu onun için.  Sevmekten hiç yılmadı. Gözlerinin rengini de unutmadı. Biliyor musunuz son nefesinde bile ?Elbet bir gün buluşacağız? dedi ve sözünü tutup o buluşmaya gitti. Peki biz ne mi yapıyoruz? Biz de her sevdalandığımızda dedemin o plağını takıyoruz. Geçiyoruz pencerenin önüne başlıyoruz şarkıyı dinlemeye, sonra da biz söylenmeye başlıyoruz.  Ah bu şarkıların gözü kör olsun? Hey gidi Zeki Müren?

*****

Bir şiir kitapları vardı dedemin. Gözü gibi bakardı onlarda da. Her eline aldığında tozlu sert kapağını tüm nefesiyle üfler sonra yeni doğmuş bir bebeği okşar gibi sayfalarını karıştırırdı. ?Ah ulan Cemal? derdi. ?Ah ulan hergele?? Ne de güzel sevmişin öyle. Az mı bekledin sende. ?Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda? dermiş. Cemal diyor ?çok güzel severdi. Bir sevdi mi dünyası aydınlanırdı. Böyle gevrek gevrek gülerdi. O kavuşmak için de sevmezdi. Sevmek gibi sevmek için severdi. O herkesten bir başka severdi.?  Tomris Uyar´da öyle diyor. ?Cemal adam gibi adamdı?? Keşke herkes öyle sevse.

Bu insan yok mu bu insanlar?

 Hiç şiir okumamış kadar kötüler, hiç Zeki Müren dinlememiş kadar kötü.

Benim dedemin plakları vardı. Böyle kocaman kocaman. Bizi yaklaştırmazdı pek. Dinleyeceği zaman gramofona koyar, bizi dizine oturtur öyle dinlerdi. Şarkıların ezgisine kapılır, uzaklara dalardı. Pek rahatsız etmezdim. Hoşuma giderdi onun o bakışları. Gözleri gülünce güneş açıyor gibi gelirdi. Yıllar sonra odasında tek başına Zeki Müren dinlerken yakaladım onu. Söyleniyordu kendi kendine. ?Hiç Zeki Müren dinlememiş kadar kötüler?.?

*****

Zeki Müren olmadan hayat geçer mi yahu . Naif sevmeyi öğretir insana. Uzaktan sevmeyi, sessizce sevmeyi, kırmadan, dökmeden, sevmeyi öğretir. Siz hiç Sanat Güneşi´nin kavuştuğunu gördünüz mü? Kavuşmak hayal oldu onun için.  Sevmekten hiç yılmadı. Gözlerinin rengini de unutmadı. Biliyor musunuz son nefesinde bile ?Elbet bir gün buluşacağız? dedi ve sözünü tutup o buluşmaya gitti. Peki biz ne mi yapıyoruz? Biz de her sevdalandığımızda dedemin o plağını takıyoruz. Geçiyoruz pencerenin önüne başlıyoruz şarkıyı dinlemeye, sonra da biz söylenmeye başlıyoruz.  Ah bu şarkıların gözü kör olsun? Hey gidi Zeki Müren?

*****

Bir şiir kitapları vardı dedemin. Gözü gibi bakardı onlarda da. Her eline aldığında tozlu sert kapağını tüm nefesiyle üfler sonra yeni doğmuş bir bebeği okşar gibi sayfalarını karıştırırdı. ?Ah ulan Cemal? derdi. ?Ah ulan hergele?? Ne de güzel sevmişin öyle. Az mı bekledin sende. ?Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda? dermiş. Cemal diyor ?çok güzel severdi. Bir sevdi mi dünyası aydınlanırdı. Böyle gevrek gevrek gülerdi. O kavuşmak için de sevmezdi. Sevmek gibi sevmek için severdi. O herkesten bir başka severdi.?  Tomris Uyar´da öyle diyor. ?Cemal adam gibi adamdı?? Keşke herkes öyle sevse.

Bu insan yok mu bu insanlar?

 Hiç şiir okumamış kadar kötüler, hiç Zeki Müren dinlememiş kadar kötü.