Metin SÖNMEZ


ÇÖLDEN SU ÇIKARABİLİR MİYİM?

Kayserispor´da kazanamama serisi, yine devam etti. 5 hafta sonunda elde var bir?


                                                                                                             

  Kayserispor´da kazanamama serisi, yine devam etti. 5 hafta sonunda elde var bir?

  Fenerbahçe galibiyeti sonrasında başlayan olağanüstü düşüş günleri, Başakşehir deplasmanında da devam etti. Milli ara dönüşü, yaraları sarmak adına iki takımın da önem yüklediği zorlu mücadele öncesinde sarı-kırmızılı takımda sakatlar ordusu can sıkacak boyuttaydı, lakin ev sahibinde de takımın çok şeyi anlamına gelen Emre Belezoğlu´nun olmayışı büyük avantajdı kâğıt üzerinde.

  Mücadelesinin başlama düdüğü ile birlikte gördük ki, Abdullah Avcı´nın talebeleri, ?Ya biz Bu Kayserispor´u havada, karada yeneriz? kayıtsızlığı ile sahaya çıkmış. Futbol ciddiyetinden uzak kalan rakibine karşı, diğer haftalara göre daha dirençli, istekli bir tavır sergileyen Kayserispor, maçın başlarında kendisine ikram edilen iki pozisyonu elinin tersiyle itince, iş başka bir kulvara taşındı, rakip gardını aldı, pabucun pahalı olduğunu anladı. İlk 40 dakika dengede giderken ve Kayserispor´un cesareti bir tık daha yukarı taşınmışken, beklenmeyen bir gol geldi, Edin Visca-Mossoro işbirliği Atila´nın yediği çalım ve defansız dengesiz yakalanması ve dahi hatalı adam paylaşxımının faturası, Lung´un kalesine gol olarak döndü.

  Tam devreye gidilirken gelen bu gol ciddi bir sarsıntıya sebep oldu. Doğrusu soyunma odasına eşitlikle gidilmesi çok farklı kazanımlarla bir dönüş sağlayabilirdi ama olmadı. Aslında geride kalan son haftaların formsuz iki takımın mücadelesinde, atanın üstüne yatacağı gol dengeleri değiştirebilirdi, öyle de oldu. İkinci yarı ile birlikte daha çok hücum etmeyi düşünen ve gol bulmayı amaçlayan Kayserispor, rakibine pozisyon da verdi ama buna karşın hücum etmeyi düşündü, etti de. Lakin bu hücum organizasyonları rakip ceza alanı içinde ciddi tehlike yaratacak nitelikten uzaktı. Bir de Bilal Başaçıkoğlu hadisesi var. Özellikle İstanbul deplasmanlarında kendisini fevkalade gayretli görüyoruz(!) Ancak bir eksik tarafı var bu Hollanda kökenli kardeşin: Kendi için oynamayı, takım adına mücadele etmeye yeğliyor ki, bu tehlikeli bir durum. Zira Başakşehir  maçında bir-kaç pozisyonda kendini değil de takımını düşünse ve pas tercihlerini doğru kullansa, şimdi burada farklı şeyler yazıyor olabilirdik? Hem atletik, hem de adam eksiltme özelliklerini takım adına kullandığı zaman ciddi katkı sağlayacak ama birilerinin kendisini sarsarak uyarması lazım, vesselam?

  Artık maçın sonralarına gelinirken, kısıtlı kadro ile elinde avucunda ne varsa, deyim yerindeyse topuyla, tüfeğiyle hücumu düşünen Ertuğrul Sağlam, acaba çölden su çıkarabilir miyim diye stoper Kana Bıyık´ı bile hücumun merkezine gönderdi ama nafile?

  Hasret 5 haftaya çıktı.

  İlk hedef elbette Sivas?

  Bir de kongre durumları var; ama Öncelik komşu kent derbisi, diğer meseleyi sonra konuşuruz, yazarız!