Fatma DENİZTAŞ


ÇOCUĞUM VE KORKULARI

Çocukların günlük hayatta karşımıza çıkacak pek çok korkuları vardır. Çocukların bu korkuları ebeveynleri oldukça kaygı ve dehşete düşürebilir


Çocukların günlük hayatta karşımıza çıkacak pek çok korkuları vardır. Çocukların bu korkuları ebeveynleri oldukça kaygı ve dehşete düşürebilir. Bu süreçte ebeveynlerin kaygılanması yerine korkuların kaynaklarına bakılarak çözüm aşamasına geçilebilir. Korkular doğum esnasında, doğumdan hemen sonra, anne karnında, bebeğin ilk ayrılık deneyimi esnasında ve pek çok bilinmeyen zamanlarda oluşabilir ve korkuların altında yatan pek çok neden vardır. Bu nedenlerden bazıları çocukların eksik bilgilerinden veya yanlış bilgilerinden kaynaklanan korkularıdır. Mesela gök gürültüsünden, şimşekten, fırtınadan korkan çocuklar bu tür doğa olaylarının nasıl oluştuğunu, niçin oluştuğunu bilmedikleri için veya bunlar hakkındaki yanlış bilgileri doğrultusunda; örneğin gök gürültüsünün çok fazla yaramazlık yaptığı için kendisine kızan gök babanın onu tehdit ettiği düşüncesinden oluşan korkuları olabilir. Doğum esnasında doğum kanalında uzun süre kalan ve sıkışan bebeklerin ileriki dönemlerde klostrofobi(kapalı alan korkusu) oluşturma ihtimali öngörülebilir. Bebekler dünyaya korunma ve güvenlik içgüdüsü ile gelirler ve bebeklerin doğumdan sonraki süreçleri tamamen bakım verenine bağlıdır. Bebekler bütün ihtiyaçlarını bakım veren kişi tarafından karşılarlar. Bebeğin bakım verenlerine verdiği ipuçları vardır (ağlama gibi).Bu ipuçlarına ne kadar ebeveyn bağımlı ve tutarlı olursa; bebeğin duygularının düzenlenmesini, bebeğin kendini güvende hissetmesini sağlar ve bebeğe kendi varlığını hissettirip onun yanında olduğunu bildirir. Bunları gerçekleştirmeyen bir ebeveyn bebeğin ilerde oluşacak korkularına alt yapı oluşturur. Gece acıktığı için ağlayan bir bebeğin ihtiyacı karşılanmazsa ilerde karanlık korkusu vb gibi korkular oluşturabileceği öngörülebilir. Veya korunma ve güven ihtiyacı karşılanmamış bir bebeğin ilerde kendine ve çevresine güven duygusunu oluşturmasında bir korku yaşayabileceği görülebilir.

Bebeğin altıncı ayından sonra ayrılık kaygısı başlar. Yabancıyı keşfeder ve yabancıya karşı bir korku geliştirir. Bu bebek için sağlıklı bir dönemdir. Fakat bu dönemi sağlıklı atlatamayan çocuklarda korkular görülebilir çünkü ayrılık deneyimi beynin duygusal merkezini aktif hale getirip korku duygusunu açığa çıkarır. Çocuklar giderek daha bağımsız hale geldikçe, kendilerine bakım veren insanlara da daha az bağımlı hale gelirler ve bu durum kaygılanmalarına yol açabilir. Bu korku çocuklar büyüdükçe farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Mesela okul dönemine gelen çocukların bakım verenlerinden ayrılıp okula gitme süreçlerinde oluşan korkuları bebeklik dönemindeki ayrılık kaygısını yüksek yaşayan, o dönemi sıkıntılı geçiren çocuklarda daha çok görülür.

Ebeveynler olarak bazı korkuları çocuklara bizlerde öğretiyor olabiliriz. Çocukla oyun oynayan bir ebeveynin örümcek görmesi sonucu aniden verdiği tepkiler, bağırması ve çığlık atması çocuk için oldukça kafa karıştırıcıdır. Çünkü güven veren kişinin bu tepkileri çocuğa korkunç ve garip gelebilir. Bunun sonucunda çocuk korku ve örümceği ilişkilendirip ebeveyninden öğrendiği örümcek korkusunu geliştirebilir.

Ebeveynlerin, çocukların bu ve bunun gibi pek çok korkuları karşısında endişelenip şüpheye düşmeleri oldukça süregelen bir şeydir. Bu durumlarda ebeveynlerin yapmaları gerekenler ve yapmamaları gereken şeyler vardır. Çocuğun korktuğu nesne veya olaydan çocuğu tamamen sakındırmamak gerekir örneğin hayvanlardan korkan bir çocuğu hayvanat bahçesine götürmemek gibi veya korktuğu nesne ya da olaya zorla yüz yüze bırakılmaması gerekir mesela köpekten korkan bir çocuğun direk köpekle temasını zorla sağlamak gibi.

Ebeveynlerin çocuklarının korkuları karşısında yapması gereken şeylerden bazıları, çocuğun korktuğu nesne ya da durumların ne olduğunu öğrenip, neden korktuğunu, nasıl korktuğunu ve duygusunu anlaması gerekir. Çocuğun korkusunu kabul edip ona korkusunu nasıl yeneceğini ona umut verip birlikte çözebileceklerini anlatması gerekir. Korkuları ve korkularının nedenleri hakkında ebeveynlerin çocuklara doğru bilgi vermesi gerekir ve korkuları karşısında çocukların gösterdikleri gerginliklerini boşaltma biçimlerini desteklemeleri gerekir. Örneğin ağlıyorsa ağlamasını gülüyorsa gülmesini teşvik etmek gerekir. Böylece gerilimini azaltmış olup çocuğun rahatlamasını sağlayabilirler. Bunları gerçekleştiren ebeveynler çocuklarının korkuları karşısında sağlıklı tutumlar göstermiş olacaklardır.