Oysa, sarı-kırmızılı takım adına her şey iyi başladı. Hatta ikinci önemli pozisyonu gole tahvil edince, takımın kendine olan güveni geldi. Daha pozitif oynamaya başladı. Lakin tam devreye gidilirken uzatmada dakikalarında 1 metre 70 cm boyundaki Pablo Batalla kafayla topu filelere gönderince, skora eşitlik, Bursa´ya da moral geldi.
İlk 45´in son anlarında eşitliğe gelen maçın ikinci yarısında beklenen olmadı. Kayserispor oyunu domine eden taraftı. Bir de bunun üzerine rakipte İsmail ihraç edilince, herkesin ?Tamam işte? dediği anda, akıl almaz işler yaşandı sahada.
Sarı-Kırmızılılar, maaile hücuma giderek gol ararken, bireysel hatalar ön plana çıktı. Önce Levent, rakibe net biçimde asist yapınca, ortaya şaka gibi bir durum çıktı ve 10 kişilik Bursa öne geçti. Sonrasında ise Mbiala hata yaptı ve cezayı Sercan kesti.
Evet, Kayserispor maç boyunca etkin göründü ama şuna dikkat çekmek lazım. Yürür aksamı arızalı otomobil gibi hareket edemeyen bir de üstüne üstlük bir kişi eksilen rakibe karşı alınan 3-1´lik mağlubiyet, hem şeşkınlık hem de büyük üzüntü kaynağı oldu.
Tüm bunlara geride kalan 4 hafta sonunda yenilen 9 gol ise işin bir başka boyutu.
Bu saatten sonra Hakan Kutu Hoca, oturup takıma ciddi bir format atması şart. Yoksa maç başı 2 golden fazlasını yiyen sarı-kırmızılı takım adına tabloyu çok iç açıcı diye nitelemek, doğru olmaz.
Kayserispor, bu kadro yasıyla böyle olmamalı.
Henüz yolun başı. Her şey düzelir normale döner. Ancak 360 dakikalık periyottan alınacak çok önemli dersler var.
Umarım, Rize maçı yeni bir başlangıç olur. Zira artık galibiyet kaçınılmaz bir olgu.
