Necmettin ÇUHADAROĞLU


BOZULAN NE?

Daire bozdurmak, Ev bozdurmak, altın bozdurmak, inci bozdurmak.


Daire bozdurmak,

Ev bozdurmak, altın bozdurmak, inci bozdurmak.

Bunların hepsi yeni nesil tefecilik ve faizcilik konuları.

Beyaz eşya bozdurmak.

Bir malın ederinden daha aşağılarda alınması demek bozdurmak.

Kayseri de gelenek haline gelmiş ve bu işten benzin istasyonları bile sahip olmuş hacılar, hocalar aklınıza ne gelirse hepsi var. Kayseri de malum Kalabalıların adı çıkmış. Faizci diye. Tefeci diye. Hadi onların mesleği haline gelmişti. Şimdilerde hala babadan oğula kirli bir meslek olarak devam ediyor mu bilinmez ama eski sanayi bölgesinde sakallı sakallı hacı amcaların dükkânlarında olanlar böyle.

İş nasıl işliyor derseniz?

Sunta satan bir dükkana gidiyorsunuz peşin suntayı soruyorsunuz. Peşin Fiyatı 10 TL. Vadeli fiyatını soruyorsunuz altı ay sonra ödemeli 35 TL. Sunta hiç dükkanınızdan çıkmadan altı ay sonrasına çekinizi veriyorsunuz. Geri hacı amcaya bu günkü peşin fiyatından satıyorsunuz.

Olay bu.

Bunun adı faiz olmuyor.

Tefecilik olmuyor.

Beyaz eşya satan bir esnaf vadeli 15 TL ye aldığı buzdolabını ay sonu ödemeleri var. Ödeme sıkıntısına düşünce Kayserinin hacı hocalarından olan namazında abdestinde olan akbabalar haber gönderiyorlar. Akbabalar o malı9 liraya alırım diyor oda nazlanarak. Ödemesi olan adam ne yapsın elden utandığından malıma gücüm yeter deyip beyaz eşyasını bozduruyor. Bunları yapan şam şeytanlarını da kafasında namaz takkesi ile Hunat´ta hacı kılıçta ya da Cami kebirde bulabilirsiniz. Bunları en bariz yapanlardan birisi olan beyaz eşyacı şu an firarda.

Niye mi?

FETÖ ye yardım ve yataklıktan.

Bunlar kendisine ait olmayan her şeyi bozdururlardı.

Allah´ta onların düzenlerini başlarına yıktı.

Sırada herkesin ahını alan, bu dünyadaki serveti için olmadık şeyler yapanlara geldi. Herkes sırasını bekleyecek.

Bakalım Mevla´m neyler, neylerse güzel eyler.

Beyaz Eşyanın yanında ne beyazı sattın kardeşim demezler mi adama?

Kar beyazı mı?

İkinci bir konu ise bu memlekette mühendisin bolluğu.

Çok ama bu işi bilen de çok.

Sistem mühendisleri türedi. Al takke ver külah uğraşanlar. Bir dönem Alperenler vardı. Herkes bu yapıya düşmüştü şimdide Osmanlı ya düşkünlük çoğaldı. Osmanlı dernekleri yada başında Osmanlı ibaresi olan her şeye düşkünlük başladı.

Niye?

Sadece reklam olsun diye.

Yoksa Osmanlı zihniyetini nesilden nesile anlatacak bir nesil de yok.

Osmanlı tulumbacısı,

Osmanlı yemekleri,

Saray sofrası,

Osmanlı mutfağı.

Sistem mühendisleri devreye girdi, yeni bir olgu ile Osmanlıcılık başlattı. Herkes başında Osmanlı olan programlar yapmaya başladı.

Ama nafile.

Şimdi Bozulan ne? Tarih mi, biz mi?

Neden mi?

Fatihin 18 yaşında fethini gerçekleştirdiğinde hiç uyumayan gençlikten ,barlarda, parklarda sızan gençliğe döndük. Osmanlı şerbetinin sahtesini yaptık. Osmanlı sokağı açtık. Rüzgardan başımıza çöktü üç vatandaşımızı yaraladık.  Osmanlı sofrasından gelen kokmuş yemeklerle çocuklarımızı zehirledik. Tulumbacıda olmadık işler başımıza geldi.

Eğer gerçekten Osmanlıyı Osmanlı gibi yaşamak istiyorsak önce tarih okumalıyız.

Yoksa mı?

Tüm Osmanlı yattığı yerden kalkar ve okkalı bir Osmanlı tokadı yapıştırır da ondan.

Kalın Sağlıcakla.