Necmettin ÇUHADAROĞLU


BOŞVER


Bazı olaylar var ki boş verrrr diyemezsiniz. Diliniz dursa gönlünüz durmaz. Derya üstad; dilim seni dilim dilim dilerim. İşte bizimkisi de böyle bir şey .
Söz var kestire başı, söz var kese savaşı.
Kayseri tabiri ile kale alınmak ya da alınmamak. Kendileri hakkında yazmış oldukları yazıları ya da sözleri üzerlerine alınmamak.
Taş olmak ya da taşlamak.
Doğru kurtlar sofrasından pay almaya çalışanlar elleri yüzleri kan revan içerisinde olunca niye oldu? Neden diyebiliyorlar. Anlamadığım, ben bir odanın ya da kurumun eksiklerini gördüğümde yazmam kadar normal bir şey yok. Eleştirdiğim oda başkanı ya da kurum genel müdürünü yayına almam ekrana çıkarmam ve ona söz hakkı vermem kadar da doğal bir şey yok.
Amma velâkin dışarıdaki insanların farklı anlamalarına imkân veren bir durum yokken kendileri çalıp kendileri oynuyorlar varsın oynasınlar. Şimdi bir insanı eleştireceksiniz. Ama ona söz hakkı vermeyeceksiniz.
Böyle bir dünya yok.
Böyle bir mantıkta yok.
Söz hakkı vermezseniz böyle bir anlayış olur mu? Adama burada da inanıyorsanız orada da sorarlar. Ama gazetecilerdeki mantık şu; önce salla sonra ne kopartırsam kar ise ayıp olur, günah olur. Her programa çıkardığınız insanlardan para mı alıyorsunuz? Alıyorsanız bizim niye haberimiz yok gibi bir muhabbet. Böyle gazetecilikte anlayışta olmaz olsun. Eğer biz birisini eleştiriyorsak ona söz hakkı vermemiz lazım. Bizim yaptığımız işte bu.
Birde olayı şöyle düşünmek lazım. Ben ne zaman ekrana çıkmaya başladım. O zamandan beri beni eleştirenler ve varsa düşmanlarımız arttı. Dedikodumuz yapılmaya başlandı. Demek ki iyi yoldayız. Bazen de varsın arkamızdan atsınlar. Günahlarımıza kefaret olacak inşallah.
Bu arada kitabımız ?´ 15 Temmuz Karanlıktan Aydınlığa´´ çıktı. Çok şükür. Büyük bir emek vererek yazdığımız bu kitap inşallah gerekli ilgiyi görür.
Eksiğimiz olursa da herkesten şimdiden özür diliyorum.
Kalın Sağlıcakla.