Yazık, yazık... Çok yazık. Kayserispor'un düştüğü şu hale bakar mısınız?
Aldatarak, kandırarak külüp yönetenler, şimdi oturmuş kenardan eserini izlerken ne düşünüyor acaba, ve de onlara alkış tutan destek verenler...
Koskoca bir şehri kişisel çıkarlarınıza alet ettiniz ve sarı-kırmızılı renkleri ne duruma düşürdünüz. Dün akşam izledik, gördük eserinizi; utandık. Beşiktaş, Kayserispor ile kedinin fare ile oynadığı gibi oynadı. Ortaya fevkalade tarihi bir fark çıkmadıysa ve skor 4 olarak kaldıysa, Adebayor'un tek sayısı teselli hanesine yazıldıysa, oturup şükretmek lazım.
Kayserispor'da bir çuval inciri berbat edip bırakanlar bir kenera... Bir de Bülent Uygun vakası çıktı karşımıza... Yahu kardeşim, namütenahi konuşuyorsun. Bu kadar konuşacağına dersine çalışsan, işini iyi yapsan, enerjini takımı düzeltmek adına harcasan hiç olmazsa bu takım sahada rezil olmayacak. Nedir senin derdin anlamaya çalışıyorum. Bu nasıl bir futbol anlayışı, bu nasıl bir kardo seçimi, pes doğrusu...
Türkiye'nin gündemine gelme adına," ismim konuşulsun da ne olursa olsun" düşüncesiyle 15 yaşında geleceği olan Emre Demir'i Vodafone Park'ta sahaya sürerek ucuz kahramanlık yapmanın kimseye faydası yok. Hele daha yeni yeni futbol kişiliği oturmaya çalışan Emre'yi bitirmekten başka hiç bir işe yaramaz bu hamle... Nitekim yaramadı da ve bu duruma tüm Türkiye tanıklık etti.
Kadro seçimi dedik ya... 4-3-2-1 gibi bir anlayışını tercihleyen ve kanat oyuncuları olmadan üç ön libero ile Beşiktaş karşısına çıkan Bülent Uygun, takımından ne bekledi, neyi hedefledi doğrusu herkes merak etti. Tek düşüncesi ve planı, topu kazanınca hızlı hücum etmek olan bir takım düşünün, hepi topu Kayserispor buydu işte...
Enkaz yığını olma yolunda hızla yol alan bir Kayserispor'dan bahsediyoruz. Bakın bundan sonrası muazzam bir önem ve hayatiyet arzediyor. Yapılması gereken o kadar çok şey var ki... Sarı-Kırmızılı takımda, Başkan Berna Gözbaşı'nın hiç zaman kaybetmeden gerekli adımları atıp, radikal kararlar -alması gerekiyor. Aksi halde vakit çok geç olacak.
