Sinemis ZAFER


BASİT SİYASET Mİ FETİH RUHU MU?

    Haftalardır tüm memleketin gündeminin en üstünde yerini alan  AYASOFYA!


Haftalardır tüm memleketin gündeminin en üstünde yerini alan  AYASOFYA!
‘Ayasofya ibadete açıldı’  ‘ Ayasofya ibadete açılmamalı müze olarak kalmalıydı’ bu iki farklı düşünceyi haftalardır hepimiz haber bültenlerinden,tartışma programlarından,sosyal medyadan  duyduk,gördük.

Bir bakalım birlikte Ayasofya nedir?

Ne zaman açıldı?

 Ne zaman müze oldu?

Ve daha  birçok sorunun cevabını bilmeden Ayasofya’nın fotoğraflarını paylaşıp  ‘Çok Şükür’ yazmak ya da tam tersi yorumlar atmakla olmuyor.

AYASOFYA’NIN TARİHİ

Doğu Roma İmparatorluğu’nun İstanbul’da yaptırmış olduğu en büyük kilise olan Ayasofya, aynı yerde üç kez inşa edilmiştir. İlk yapıldığında Megala Ekklesia (Büyük Kilise) olarak adlandırılmış, 5. yüzyıldan itibaren ise Ayasofya (Kutsal Hikmet/Bilgelik) olarak tanımlanmıştır. Ayasofya, Doğu Roma İmparatorluğu boyunca hükümdarların taç giydiği, başkentin en büyük kilisesi olarak katedral işlevi görmüştür.

Günümüz Ayasofya’sı aynı yerde fakat öncekilerinden farklı bir mimari anlayışla yapılmış olan üçüncü yapıdır.

     27 Aralık 537’de büyük bir törenle kilise olarak açılmıştır.

     1453 yılında Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethi ile camiye çevrilmiş ve ilk Cuma Namazı Ayasofya’da kılınmıştır.

     Daha sonra Ayasofya 24 Kasım 1934’ te Mustafa Kemal Atatürk’ün önerisi ve Bakanlar Kurulu kararı ile müzeye dönüştürülerek 1 Şubat 1935’ te ziyarete açılmıştır.

    10 Temmuz 2020’de Bakanlar Kurulu kararı ile Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek ibadete açılmasına karar verilmiştir.

Şimdi gelelim asıl meseleye.

Ayasofya’nın Açılması

Ayasofya’nın ibadete açılması bu ülkede daha önce defalarca şahit olunan yeniden dirilmelerinden birini yaşadığı için mi bu kadar tepki alıyor yoksa daha kişisel mi algılanıyor tartışılır.

Ayasofya’nın açılmasına şöyle tepkiler görüyorum sosyal medyada;

‘’Cami eksiğimiz mi vardı?’’

‘’Karşısında kocaman Sultanahmet Camii varken ne gerek vardı?

Gerçekten mi?

İstanbul’da 3 bin 365 tane camii ve Türkiye’de toplam ezan sesi yükselen 84 bin 684 camii varken Ayasofya’nın tekrar ibadete açılması sadece ibadethane eksiği yaşandığı için mi gerçekleşti?  Öncelikle bunu düşünmek gerekiyor.

Ayasofya’nın tekrar ibadethane olması kimseyi bu kadar rahatsız etmemeli.

 Bu kadar kötü yorum alıyor olması anlamsız..

İçerisinde bulunan hiçbir yapıya  zarar verilmeyecek ve sadece hakettiği değeri görecek.

Şimdi diyeceksiniz ki en başta kiliseydi Mustafa Kemal ile birlikte müze haline getirilip korumaya alındı.

Cami olması bu korumadan çıkması anlamına gelmez.

Başta da belirttiğim gibi konu cami olması değil.

Başka camiler fethin sembolü değil.

Ayasofya fethin sembolüdür.

Cami olarak kalmalıdır.


SULTAN FATİH HAN’IN AYASOFYA VAKFİYESİ

“İşte bu benim Ayasofya Vakfiyem, dolayısıyla kim bu Ayasofya’yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse onu iptal veya tedile koşarsa, fasit veya fasık bir teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisi’nin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederlerse, aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek, mütevellilik hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterlerine kaydederler veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse ifade ediyorum ki huzurunuzda, en büyük haram işlemiş ve günahları kazanmış olurlar.

Bu sebeple, bu vakfiyeyi kim değiştirirse; 

Allâh’ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen LANETİ ONUN VE ONLARIN ÜZERİNE OLSUN, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın.


Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır.
Allâh’ın azabı onlaradır.
Allâh işitendir, bilendir. 


(Fatih Sultan Mehmed Han / 1 Haziran 1453)

Hal böyleyken, ortada böyle bir vakfiye varken durumun sadece Cami açmak olmadığını yaşatılmaya çalışılan bir ruh meselesi olduğunu görmek gerekir.

Bugün 24 Temmuz Cuma ve tam 86 yıl sonra yeniden dirilişi hep birlikte Cuma namazıyla kalplerimizde hissedeceğimize inanıyorum.

Tekrar söylüyorum.

Ayasofya’nın açılması küçük bir siyasi adım değil fethin sembolüdür.

nadiye solmaz
24.07.2020 10:51:05
Sinemis yazılarını beğenerek okuyorum.Başarılarının devamını diliyorum.

ilhan zafer
24.07.2020 15:27:01
Genç yaşına rağmen çok kıymetli konuları çok güçlü işlemen senin nekadar başarılı bir kalem olacağının işareti tebrikler başarılar diliyorum