Şaban KÜLHANCIOĞLU


BASİT YARALAMA BU KADAR BASİT Mİ?

Yanlış anlaşılmak istemem! Bu yazı T.C nin değerli hakim ve savcılarımıza ve onların verdiği kararlara bir eleştiri olarak olarak algılanmasın!


 

 
Yanlış anlaşılmak istemem!
Bu yazı T.C nin değerli hakim ve savcılarımıza ve onların verdiği kararlara bir eleştiri olarak olarak algılanmasın!
Benim muradım bir vatandaş olarak, ülkemizi yakıp kavuran şiddet gibi şiddetli bir meselede duygu ve düşüncelerimi dile getirmekten 
ibarettir.
Ve meselenin sosyal ve toplumsal hayatımıza olan tesirine dikkat çekmektir.
Malum...
Son yıllarda şiddet olaylarının arttığını hepimiz görüyoruz,duyuyoruz,yaşıyoruz.
Kadına şiddet,çocuğa şiddet,yaşlı ve çaresize şiddet...
Şiddet aşağı şiddet yukarı..
Taciz,tecavüz,tehdit,gasp,yaralama ve cinayet olayları gırla gidiyor.
Zira rakamlar ülke olarak şiddet sarmalının nasıl içinde olduğumuzu göstermek için yoruma gerek 
bırakmıyor aslında.
Geçen yıl(2017) 285,son 10 yılda 2337 kadınımızı cinayet olaylarına kurban vermişiz.
Yine geçen yıl 397 çocuğumuz tecavüze uğramış.
Son 7 yılın rakamlarına göre; hırsızlık,dolandırıcılık,gasp,kasten yaralama v.s olay sayısı 1 milyon 
775..
Bunun 1 milyonu vucut dokunulmazlığına verilen zarar olaylarını içeriyor.
Toplam 7 yedi yılda 11.056.450 rakamına ulaşmış dosya sayısı. 
Rakamlar böyle olunca çarşıda pazarda,trafikte kimseye yan gözle bakıp,´´öte git´´ diyecek sıra değil.
Etrafımızda psikolojisi bozuk insan sayısı hızla artıyor.
Son yıllarda uyuşturucu kullananların arttığını yine resmi rakamlardan öğreniyoruz.
Yani...
Sosyal hayatımız pek güven içinde gözükmüyor.
Durum böyleyken...
Suç işleyenlere cezalarını layıkıyla verme hususunda zaaflarımız olduğu gözüküyor.
Özellikle ceza yasalarımızdan kaynaklanan zaafiyetin yanında...
Bu yasaları uygularken mağdurdan yana insiyatif kullanmaktan imtina gösteren hukuk adamlarımız olduğunu üzüntüyle müşahede ediyoruz.
Bu da İçinde bulunduğumuz şiddetin daha da alevlenmesine neden oluyor diye düşünüyorum.
Bir örnek verecek olursak:
Adam biri kalkıyor,kadını,kızı sokakta otobüste nerede denk gelirse gücünün yettiğince dövüyor,öldürmekten 
beter ediyor...
Polis onca uğraşın sonunda bu adamı bi güzel yakalayıp adalete teslim ediyor.
´´Oh ne güzel,adalet yerini bulacak´´ demeye kalmadan bir de ne görelim,mahkemenin´´Tutuksuz 
yargılanmak şartıyla´´ serbest bıraktığını duyuyoruz.  
Neymiş efendim,´´Basit yaralama´´
Yine başka bir olayda;adamın biri, bir diğerini bıçakla nerdeyse öldürmeye ramak kalırcasına lime 
lime ediyor.
Yine...
Mahkemeden serbest!.
Karar yine aynı: ´´Basit yaralama.´´
Her şey bu kadar basit mi(!)?
Bu ve buna benzer yüzlerce ve binlerce olayı televizyonlarda izliyoruz.
Ancak...
Televizyonlar bir kaç sefer bu olayın haberini verirse,bir de bakmışız serbest bırakılan kişinin tekrar 
tutuklandığını görüyoruz!!!
Peki şu olaya ne diyeceksiniz?
Çocukların oyun parkında gürültü yaptıklarına sinirlenen ´eşşeği mahlukat´ın biri, çocukların üzerine 
kurşun yağdırmış..
O kurşunlardan biri küçük bir kızın sırtına saplanmış..
Allah´tan ki şans eseri çocuk kurtulmuş.
Polis her zaman ki gib görevini yapmış,lbu zatı yakalayıp adalete teslim etmiş.
Sonuç yine beklenen son:Serbest!
Allah aşkına!
İnsanların illa ölmesi mi lazım? bu tür cani ruhlu insanların tutuklanması cezalarını çekmesi için.
Buradan T.B.M.M sine sesleniyorum!
Ülkemizde artan şiddet olaylarının azalmasını istiyorsak, ceza yasalarımızın yeniden ve acilen düzenlenmesi 
gerekmektedir!.
Mevcut haliyle ceza yasalarımızın caydırıcılığı yeterli değildir!   
Ayrıca...
Değerli hakimlerimizin,vizdanları sızlatan olaylarda toplumun genel menfaatinden yana biraz insiyatif kullanmalarını umuyoruz.
Gerçi...
Polislerimiz yakalasa,hakimlerimiz içeri tıksalar ne olacak!..
Siyasilerimiz ceza indirimleriyla,aflarla onları zaten salıveriyor.