Mehmet Tarık ÇAY


AHMET HAKAN OKUSUN DİYE YAZILDI

Bu yazıyı Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı CNN Türk Tarafsız Bölge programı moderatörü, Kanal D Ana Haber Müdürü sevgili Ahmet Hakan´a ithafen yazıyorum.


Gazetede köşe yazarlığı yapan, üniversitede düzenlediği programlarda ?Tarafsız Bölge? programını örnek alan ve yerel bir televizyon programında konuk olarak moderatörlük yapan yerel bir meslektaşı olarak yazıyorum. Köşe yazısı konusu Ahmet Hakan olunca da yazıya tek yıldız koymamak ve vurgulamak istediğin yerleri kalın yazmamak olmaz. Yazıma öyle devam edeceğim.
*Ahmet Hakan ismi biraz farklı bir isim. Herkesle yıldızı barışmaz. Bugün sokağa çıksak on vatandaşa sorsak sekizi Ahmet Hakan´ı sevmez, ikisi de garanti veremem ama olsun ben seviyorum o yeter.
*Anayasa değişikliği için referandum yaklaşıyor. Gazeteler her gün insanları ya hayır demeye yada evet demeye çekiyor. Ahmet Hakan hariç. O kutuplaşmaya dikkat çekiyor, evet diyen şu hayır diyen de bu değildir diyor, demekten de vazgeçmiyor. İçinden geçmese de olması gerekeni yapıyor. Yani elbette bir görüşü var, bir fikri var ve bir reyi var ama pek çaktırmıyor. Bir de Ahmet Hakan´ın geçmişine takanlar var. Bir psikoloji öğrencisi olarak insanın bir dinamik olduğu her geçen gün değişebileceği ve fikirlerinin gelişebileceği kanısındayım. Çok da haksızlık etmemek lazım.
*Her gün derste cep telefonumdan Ahmet Hakan´ın köşe yazısını okurum. Derinlemesine okur, biraz da düşünürüm. Sırf bu yüzden çok konu kaçırdım, hatta Gelişim Psikolojisinden bütünleme sınavına kaldım. Olsun. Yine de okumayı seviyorum. Bir şey kafama takıldı. Sevgili Ahmet Hakan fazla tarafsız değil misin. Yani bir gerçek bir de doğru vardır. Gerçeği bilmek belki bu çağda mümkün değil ama neden doğrunu yazmıyorsun. Referandum yaklaşıyor, sence evet mi doğru hayır mı doğru. Yani bir görüşü doğru kabul ediyorsan diğerinde bir yanlış olmalı öyle değil mi? İki doğru diye bir şey yoktur. İki tarafında doğru olduğu noktalar vardır fakat birisi ağır basmalı.
Helal Olsun?
- Atatürk Türk değildir diyen birisine ?Atatürk Türk değildir´ demiş dangalağın teki diye cevap verdin. Sen ne büyükmüşsün hey Atatürk yazınla birlikte Atatürk´ü sevmeye başladın. (Ey yerine Hey yazmayacak kadar zeki bir adamsın) ama olsun. Helal olsun.
- Evet çıkmazsa iç savaş çıkar diyen birisine allem ettin kallem ettin köşe sıkıştırıp geri vites yaptırdın, barışçıl şeyler söylettin. Helal olsun.
- Adam gibi gazetecilik yapıyorsun. Helal olsun.
Aşk olsun?
- İrfan Değirmenci olayında meslektaşın için tek kelime yazmadın. Hatta ?Doğan da Doğan Doğan da Doğan? dedin. Peki Doğan Medya´nın tarafsız olduğunu kime inandırabilirsin. Ben bile gülerim.
- Hiç kimseye yakın olmaya çalışmıyorsun. Aydın Doğan´ı saymazsak. Bu adama bu kadar da sarma. 2 televizyonunda bir gazetesinde çalışıyorum dersen eee sende haklısın ama yine de Aşk olsun.
Kendine Haksızlık Etme
Kravat iğreti durmuyor. Kendine haksızlık etme. Sırf sen takmıyorsun diye iki programımda takamadım.
Takım elbise gayet güzel yakışıyor. Özellikle de Ana Haber Bültenini ilk sunduğun gün dalyan gibiydin. Ana Haber sunarken de kravat tak. Gel kardeşini dinle.
Beyaz ya da mavi gömlek dışına çıkma. Hatta Cem Uzan gibi kolları katla. Samimiyettir. Takım elbisenin içine de çok güzel yakışıyor.
Senin etrafında İtalyan tarzı kravat bağlamayı bilen kimse yoksa bence o modadan vazgeç. Bizim hiç yok.
Sevgili Ahmet Hakan 22 yaşındayım hala mavi kotun dışına çıkamadım. Bordo pantolon bence kâfi.
Süveter çocukluk giysisi değil. Ben yakıştırıyorum. En çok da Doğan Hızlan´a yakışıyor. Haksızlık etme.