Yalçın ARAL


ADNAN OKTAR !

Adnan Oktar´ a karşı yapılan operasyonda çarpıcı bağlantılar ortaya çıktığı görülmektedir.


 Adnan Oktar ve Dr. Oktar Babuna ile ilgili haberlerle hafızalarımızı biraz tazeleyelim, daha sonra olan olayların ne gibi neticeler doğura bileceğini bir analiz edelim.

 

  • Adnan Oktar, Türk toplumunun değer yargılarını ortadan kaldırmak için kurgulanan Sabetay bir kişiliğe sahip biridir.
  • Adnan Oktar kendisini Fetullah Gülen gibi Mesih olarak ilan eden bir şahıstır.
  • Adnan Oktar´ın  Türkiye´de dağıttığı kitaplar ABD´DE basılarak Türkiye´ye gönderilmiştir.
  • Haham Yehuda Glick, 30 Haziran 2015´te Adnan Oktar ile bir araya gelmiştir.
  • Adnan Oktar´ın 15 temmuz darbe girişiminden sonra istihbarat birimlerindeki FETÖ´CÜ vatan hainlerinin temizlenmesinden sonra dinlenmeye alındığı ve operasyon için gerekli bilgilerin derlenmesinin yapıldığı görülmektedir.
    • Adnan Oktar emniyet ve yargıdaki FETÖ uzantılarının koruması altında 15 temmuz darbe girişimine kadar işlerini yürüttüğü ve kimsenin de dokunamadığı görülmektedir.
    • Fazıl Say´ın paylaştığı Ömer Hayyam şiiri için ?Milleti veya Devleti küçük düşürücü?  beyanat vermesi gerekçe gösterilerek dava açılmasının organizasyonunu Adnan Oktar grubunun yargıdaki FETÖ uzantıları ile beraber yaptığı, bu sebeple de Fazıl Sayın 10 ay hapis cezası almasını sağladıkları görülmektedir. Bu davalar sırasında Ak Partisi karşıtlarının ne gibi yazı yazdıklarını ve ne gibi protestolara imza attıklarını tekrar hatırlamak gerekir! Bu tezgaha alet olan kesimlerin bu zihniyete hizmet ettiklerinin her halde şimdi farkına varmışlardır!
      • Fazıl Say bu olayın ortaya çıkması ile,
        • Hayatımın 6 yılını yedi bu adamlar ( Adnan Oktar)!
        • Televizyonda o tuhaf pavyon programları yapan Adnan Oktar bu ülkede 4 binden fazla insana dava açmış olmasına ne deniliyor!
        • Adalet sisteminin içine ürkütücü şekilde yayılmışlıkları olan güçler bunlar!
        • Sevgim, Müziğe, insanlara ve Memleketime olan sevgim. Ve tabii umudum.

Şeklindeki beyanatlarının not edilmesi gerekmektedir.

  • 19 yıl önce Adnan Oktar´a yapılan operasyon sırasında zamanın İçişleri Bakanı olan Sayın Saadettin Tantan´nın o dönemdeki operasyonla ilişkin çarpıcı açıklamaları;
    • Adnan Oktar´a Operasyon talimatını veren İçişleri Bakanı Saadettin Tantan hakkında 28 ayrı suçtan dava açıldı.
    • Sayın Tantan, ?Onları içeriye aldığımda, o dönem parlamentodaki vekillerden bazıları ?Bunlar iyi çocuklar´ diye üzerime çöktüler, Siyaseten baskı yaptılar!?
    • Ocak 2000´de Adnan Oktar ve 35 adamı hakkında 16 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ocak 2007´de Adnan Oktar delil yetersizliğinden beraat etti.
    • ?Adnan Hoca beraat ediyor, ben ise kendisine bağlı Bilim Araştırma Vakfı (BAV) ve adamlarının açtığı 28 ayrı davalarla yargılanıyordum. ?
    • ?Meclis oturumundan çıkarken yanıma iki üç yakışıklı genç ceketlerini ilikleyerek geldi. Kendilerini tanıttılar.? Sayın Tantan şaşırdığını beyan ederek ?Emniyet Müdürü´ne talimat verdim bu gurupla ilgili çalışma başlattım. Her türlü delil, bilgi, teknik takip yapıldı ve düğmeye basıldı.?
    • Sayın Tantan,  o zaman Emniyetin elinde dahi olmayan çok sofistike cihazların (dinleme, çekim vs) Adnan Oktar ve ekibinin elinde olduğunu belirtmektedir.
    • Adnan Oktar´ın Türkiye düşmanı İsrail Milletvekili olan kişilerle görüştüğü ve bu görülmeler ile ilgili resimlerin bulunduğu görülmektedir.
    • Adnan Oktar´ın , ?İsrail de benim çok iyi arkadaşlarım vardır. Onlar çok iyi Yahudilerdir.? Şeklinde beyanatları bulunmaktadır.

 

  • Beyin Cerrahı Dr. Oktar Babuna (Lösemi hastası) olduğunu belirtilerek ilik nakli için uygun ilik bulma bahanesi ile Türk toplumundan kan örneklerinin alınması ve alınan 120 bin kan örneğinin nereye gönderildiğinin bilinememesi!
    • Dr. Oktar Babuna, 1988´de New York Üniversitesi´ndeki beyin cerrahisi ihtisasını tamamladıktan sonra Türkiye´ye dönmüştür.
    • Türkiye´ye döndükten sonra rahatsızlandığı, teşhisi ABD´NİN Texas Eyaletinde bulunan M.D.Anderson Kanser Hastanesinin koyduğu belirtilmektedir. Richter Hastalığı. Yani Lösemi artı Hodgkin.
      • O zamana kadar dünyada 40 Richter hastalığı vakası teşhis edilmiş olup, kayıtlara göre bu hastalıktan kurtulan olmamıştır.
      • ABD´DE tedavi olarak çok ağır bir kemoterapi uygulandığı ve tedavinin başarılı olduğu belirtilerek Dr. Babuna´nın Türkiye´ye tekrar döndüğü görülmektedir.
      • Türkiye´ye döndükten 6 ay sonra hastalığın tekrarladığı belirtilmiştir. İlik naklinin şart olduğu yoksa hastanın kaybedileceği belirtilerek bu süreçten sonra ilik nakli için uygun ilik aranmaya başlandığı görülmektedir.
  • Dr. Oktar Babuna 1999 yılında kan kanseri ( Lösemi) olduğunu belirterek tedavisi için ilik nakline ihtiyacı olduğunu gazete ilanları ile duyurdu.
    • Alınacak örneklerden 50 binde birinin ancak uyma ihtimali olduğu belirtilmektedir.
    • Gazetelerdeki bu ilanın organizasyonu ve finansmanı Adnan Oktar ve ekibi tarafından yapıldığı görülmektedir.
  • Bu kampanya ile toplanan 160 bin örnekten 120 bin lik kısmının ortadan yok olması ile de o zamanın Sağlık Bakanı Osman Durmuş tarafından suç duyurusunda bulunulmuştu.
    • Zamanın Sağlık Bakanı ? Burnuma pis kokular geliyor, Kanlarımız Amerika´ya gönderiliyor. Genetik şifrelerimizi çözecekler. Bu bilgileri de Türkiye´ye karşı, kimyasal silahlar şeklinde kullanacaklar!? şeklinde beyanatta bulunmuştu.
    • Ortada olmayan ve bulunamayan 120 bin örneğin gizlice ABD´ye gönderildiği veya satıldığı iddiaları o zamanki basında belirtilmişti.
  • Dr. Oktar Babuna kendisi gibi lösemiye yakalanan hastalar ölürken, kendisi hala çok sağlıklı olarak hayatına devam etmektedir.
  • Dr. Oktar Babuna, hastalığı sırasında kendisine yardımcı olmadığı gerekçesi ile ailesini reddetti. Kız kardeşi Hüma Babuna´da  daha sonra ailesini reddederek Adnan Oktar´a katıldı. Hüma Babuna´nın, Adnan Oktar´ın yurt dışı faaliyetlerinde öne çıktığı görülmektedir.
  • Babuna kardeşler Adnan Oktar operasyonunda göz altına alınıp tutuklananlar arasında bulunmaktadır.
  • Dr. Oktar Babuna, Oktar´ın televizyon programında ve katıldığı etkinliklerde sıklıkla boy gösteren bir isimdi. Bilhassa yaptığı değişik danslarla!
  • Dr. Oktar Babuna´nın ziyaretleri ve beyanatları;
    • Dr. Oktar Babuna İsrail´e giderek İsrail Başbakanı Netanyahu ve İsrailli bazı Bakanlarla görüşmeler yaptığı görülmektedir, bu ziyaretin fotoğrafları sosyal medyada bolca mevcuttur. Görüştüğü Bakanlar arasında gizli servislerin bağlı olduğu bakanlıklarda bulunmaktadır. Ayrıca Türkiye düşmanı 10 adet  milletvekili ile görüştüğü de dikkatlerden kaçmamıştır.
      • İsrail başbakanı Netanyahu ile görüşmesinde Adnan Oktar´ın ABD´DE basıldığı kitapları ilettiği görülmektedir.
  • Dr. Babuna İsrail Ulusal kanalı i24news TV´deki röportajında;
    • İsrail Kıyamete kadar yaşayacak.
    • Adnan Oktar bir Türk İslam alimi! Kendisi ve temsilcisi Oktar Babuna ?Musevilerin Tapınak Tepesi´nde sadece dua etmekle kalmayıp o bölgede Süleyman Mescidini yeniden inşa etme hakkı olduğuna inanıyor ve savunuyor? ifadelerini kullanmıştır.
  • İsrail ziyaretinde Üniversitelerde konferanslara konuşmacı olarak katıldığı da görülmektedir.

1 ) Dr. Oktar Babuna Türkiye´ye adını; 1999 yılının yaz aylarında kan kanseri olduğunu ve tedavi için ilik nakli gerektiğini duyuran gazete ilanı ve başlattığı ilik kampanyası ile duyurdu.

2 ) Kampanyada 160 bin kişiden ilik ve kan örneği alınmasının ardından örneklerin 120 bininin kaybolması suçlamasıyla dönemin Sağlık Bakanı Osman Durmuş tarafından hakkında soruşturma başlatıldı. Adnan Oktar ile bağlantısı olduğu, kan ve ilik örneklerinin ABD´ye gönderildiği iddialarıyla gündeme geldi.

3 ) Kampanyada kuşkular olduğu gerekçesiyle toplanan ilik ve kanların iade edilmesi için girişimde bulunulmuşsa da büyük oranda başarısız olundu. Sağlık Bakanlığı´nın girişimiyle Türkiye´de durdurulan kampanyanın Avustralya´da sürmesi üzerine Türkiye, Avustralya´yı uyararak kampanyanın durdurulmasını sağladı.

4 ) O zamanlar, bu kampanyaya sosyal medya üzerinden Adnan Oktar´ın büyük destek verdiği görülmektedir.

5 ) O zamanlar, Sosyal medya ile de Türk toplumunun vicdanına dokunan bu kampanya çığ gibi büyümüştü.

6 ) Zamanın Sağlık Bakanı Osman Durmuş´un bu kampanya ile suç duyurusunda bulunmasından sonra kampanya´ya destek verenler ininde yavaş yavaş kendilerini geri çektiği görülmüştür.

7 ) 120 bin kan örneğinin ortadan kaybolmasından sonra, ABD ve Avrupa basınında ve dünyadaki önemli mecmualarda, Kürtlerin İsrail Oğulları ile akraba olduğu yazılarının çıktığı ve bunları ispat etme çabaları üzerine tezlerin yoğunlaştığı görülmektedir.

Şimdi bu verilere göre bir analiz yapalım.

Büyük Dünya savaşı ?ARMAGEDDON? dan  sonra Mesih´in geleceğine inanan din inanışlarına bakıldığı zaman karşımıza üç grup çıkmaktadır.

  • Radikal Yahudiler, Şu an zaten İsrail hükümeti radikal unsurlar tarafından idare edilmektedir.
  • Evanjelistler, ABD´DE  ciddi bir potansiyele sahiptirler. ABD´DE Evanjelist nüfusun takribi 130 ile 170 milyon arasında olduğu belirtilmektedir. Şuan ABD Başkan Yardımcısı Mayk PENCE koyu bir Evanjelisttir. Şu an Evanjelistler ABD hükümettin de  ciddi şekilde söz sahibidirler.  
  • İran´da bir kısım Şiilerin de büyük savaştan sonra Mesih´in geleceğine inanmaktadır.

 

Sayın Başkanımız ? Siyonist ve Evanjelist?  ittifakı olarak Türkiye´ye yönelik gerek ekonomik gerekse siyasi saldırıları boş yere tarif etmemiştir.

Bu kesimlerin hepsi radikal unsurlardır. Radikal unsurlarda mantık aramanın imkansız olduğu  zaten bilinmektedir. Bu üç radikal grubun amaç ve hedeflerinin aynı olduğunu düşünmek bile korkutucudur. Ama maalesef gerçektir. Radikal İslam diye lanse edilen DEAŞ unsurları ne kadar radikal ve tehlikeli ise bu zihniyete sahip kişilerde o kadar radikal ve tehlikelidir.

Türkiye´nin her yönden gerek ekonomik gerekse de siyasi olarak saldırı altında olduğunu her seferinde belirmişimdir. Yukarıda konu ettiğim bilgiler doğrultusunda 15 Temmuz darbe girişimi Türkiye düşmanı odaklar tarafından başarılı olmuş olsa idi. Şu anki radikal unsurları barındıran İsrail hükümetinin hayali olan Büyük Orta Doğu Projesinin en önemli ayağını tamamlamış olacaklardı. Kürtleri de İsrail oğulları ile Adnan Oktar ve Dr. Oktar Babuna´nın kanser tezgahı vasıtasıyla ve ABD´NİN düzmece kanıtlarıyla akraba yaparak Türkiye´yi böleceklerdi. Bu vesileyle İsrail, Büyük Orta Doğu Projesi doğrultusunda Türkiye´nin Güney Doğu Anadolu´sunu yani su kaynakları olan Fırat ve Dicle havzasını kendilerine bağlayacaklardı.  Tabi ki bu odaklar 15 temmuz darbe girişimini başarmış olsalar idi ayrıca da Kıbrıs´ı, Hatay´ı ve Mersine kadar olan bölgeyi de ele geçirip hakkımız bulunan Doğu Akdeniz´deki enerji kaynaklarının üstüne de oturmayı  gerçekleştirmiş olacaklardı!

Adnan Oktar yakalandığı zaman ? Bu bir İngiliz derin devletinin bir komplosudur!? şeklinde verdiği demeç abilerini korumanın gayretine girdiği ve onlara da beni buradan kurtarın mesajını ilgili odaklara verdiği görülmektedir!

 

Türkiye Cumhuriyeti Adnan Oktar operasyonunu 15 temmuz darbe girişiminden ve emniyette ki, istihbarattaki temizlik harekatından sonra  takribi 2 sene önce başlattığı görülmektedir. Bu süreçte  Türkiye üzerinde oynanmak istenen oyunların Adnan Oktar üzerinden de Devletimiz tarafından öğrenilmek istendiği varsayımı kuvvet kazanmaktadır. Siyasi otorite de bu operasyonun artık zamanının  geldiğini düşünerek harekete geçilmesi talimatı verdiği görülmektedir.

 

Türkiye her zaman belirtiğim üzere, jeopolitik olarak çok kritik öneme sahip bir konumdadır.

Türkiye´yi Eski Türkiye´de olduğu üzere bir şey vermeden dize getirmek istemelerinin normal olarak karşılanması gerekmektedir.

Eski Türkiye´yi hayal eden Türkiye Düşmanı Odaklar, Yeni Türkiye´de Türkiye´yi ne siyasi olarak nede ekonomik olarak dize getiremeyeceklerinin bilincinde olmaları gerekir. Her şeyin bir bedeli vardır. Dünyanın yeni düzeninde bedel ödemeden hakkını alabilmenin imkanı bulunmadığı da ortadadır. Bu yeni düzene geçişte bütün ülkeler belli bir bedel ödeyecektir. Mühim olan bu yeni düzen oluşurken  az hasarla olayı atlata bilmektir.

Türkiye´ye bedel ödetmek isteyenler her seferinde Yeni Türkiye´nin direnci ile karşılaşacaklardır.  İçimizdeki bu toprağın insanı olduğunu hissedemeyenlerinde bu geminin içinde olduklarının bilincinde olması gerekmektedir. Gemi su alırsa kendilerinin de zarar göreceğinin idrakinde olmaları gerekmektedir. Dünyanın hiç bir yerinin güvenli olmadığı bir ortamda bulunduğumuzun da unutulmaması gerekir!

Dünyada başka bir Türkiye olmadığının bu saldırıları ancak ve ancak birlik beraberlik ve Türkiye üzerinde oynanmak istenen oyunların idraki ile atlatıla bilineceğinin bilinci önemlidir. Ne kazandık ise Türkiye´de kazandığımızın idraki önemlidir! İnsanların hele Türk Ulusunun vatanı varsa bir şey ifade edebilir. Türkiye´den başka Türkiye olmadığını bilerek birlik beraberlik içinde ülkemize sahip çıkmamız bütün vatandaşların asli görevidir.

Türkiye Düşmanı odakların uyumadığını, Adnan Oktar ve Dr. Oktar Babuna olayın da en çarpıcı şeklinde görülmektedir. Türkiye gerek dışardan ve gerekse de Türkiye Düşmanı odakların maşalığını yapan içimizdeki bu toprağın insanı olmayanların oyunlarına gelmemesi gerekmektedir. Bunun içinde hem bilinçli hem de çok uyanık olmak gerekmektedir.