Yalçın ARAL


ABD´NİN DÜNYA ENERJİ KAYNAKLARI ve YOLLARI ÜZERİNDEKİ SENARYOLARI;

Pentagonun Orta Doğuya asker göndermek için hazırlık yapmakta olduğu da batı basınında çokça rastlanan haberler arasında olduğu gözlenmektedir. Bu doğrultuda Beyaz Saray´dan onayı çıkan 1.500 askerin daha Orta Doğuya gönderileceği açıklaması gelmiştir.


Pentagonun Orta Doğuya asker göndermek için hazırlık yapmakta olduğu da batı basınında çokça rastlanan haberler arasında olduğu gözlenmektedir. Bu doğrultuda Beyaz Saray´dan onayı çıkan 1.500 askerin daha Orta Doğuya gönderileceği açıklaması gelmiştir.
Körfez ülkelerinin, ABD güçlerinin yeniden ülkelerinde konuşlandırılma taleplerini onayladıkları da görülmektedir.
ABD´nin İran´dan petrol ithalatı için 8 ülkeye verdiği muafiyet hakkını sonlandırma kararı küresel petrol arzına yönelik endişeleri artırdığı belirtilmektedir.
Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) üyesi 15 ülke, 2020 de ortak para birimine geçeceklerini açıkladılar. Bu ülkeler Nijerya, Senegal, Nijer, Mali, Liberya, Sierra Leone, Togo, Gine, Gine Bissau, Gambiya, Fildişi Sahili, Cabo Verde, Burkina Faso ve Benin´dir. Bu ülkeler ağırlıklı olarak Fransa´nın güdümünde olan ülkelerdir.
Trump, ?Eğer İran savaşmak istiyorsa, bu İran´ın resmen sonu olur.? söyleminde bulunarak İran´ı tehdit ettiği görülmektedir.
Avrupa Birliği Komisyonu, ABD ile İran arasındaki artan gerilime ilişkin, ?Bölgenin daha fazla istikrarsızlık unsuruna ihtiyacı yok! Her çeşit provokasyondan kaçınılmalı ve gerilimi azaltacak her türlü çaba gösterilmelidir!? değerlendirmesinde bulundu.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevat Zarif´de, ? ABD ile savaş olasılığını görmediğini? belirti.
ABD´nin İran´a karşı savaş başlatamayacağını ileri sürenler, ? Dünya enerjisinin % 60´ından fazlası Batı Asya´dan elde ediliyor, bölgede bir savaş çıkarsa dünyada enerji arzı sekteye uğrar. ABD ekonomisi de bu yeni savaşın maliyetini karşılayacak güçte değil.? şeklindeki yorumların olması çok dikkat çekicidir.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ? Sadece savaşanlarındır var olma hakkı! Asla işgal edemezsiniz benim vatanımı! Dinle küçük gringo, biz hazırız. Bekliyoruz, elimizde silahlarımızla.? ifadelerini ABD´ye karşı kullandı.
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, Arap Birliği liderlerini Körfezdeki gerginlikten dolayı 30 Mayıs´ta zirveye davet etti.
Suudi Arabistan Dışişlerinden sorumlu Devlet Bakanı Adil el-Cubeyr de yaptığı basın toplantısında, İran rejiminin bölgede güvenlik ve istikrar için çalışmadığını, ayrıca Suudi Arabistan´ın bölgede İran´la savaş istemediğini, ancak diğer tarafın savaşı seçmesi durumunda krallığın güçlü bir şekilde yanıt vereceğini söyledi. Bunun yanında ? Bölgede muhtemel herhangi bir savaşa engel olmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız? ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan, İran´ın bölgedeki yıkıcı eylemlerinin önüne geçilmesi konusunda Birleşmiş Milletlere çağrıda bulundu.
Harvard Üniversitesi Profesörü Walt ? ABD´nin Orta Doğu ile bağı ciddi oranda azalacak. Askeri olarak bölgeden çekilecek!? saptamasında bulundu.
ABD Başkanı Trump bir AB gezisinde Avrupa´nın neden ABD´den kaya gazı almadıklarını bunun yerine Rusya´yı tercih ettiklerini AB Liderleri nezdinde sorgulayarak! Bunun müttefikliğe uymadığını açık bir şekilde ifade ettiğini atlamamak gerekir.
İran devrim muhafızları üst düzey komutanı Amiral Ali Fedevi ? Hürmüz Boğazı´nın kuzeyi kontrolümüz altında? açıklamasında bulundu.
İran, Irak´taki ABD konsolosluğuna yönelik düzenlenen füze saldırısından Suudi Arabistan´ı sorumlu tutmaktadır. Çok çarpıcı bir açıklama olarak gözlerden kaçmaması gerekir.
Bahreyn Dışişleri Bakanlığı, vatandaşlarını İran ve Irak´a seyahat etmemeleri konusunda uyardı.
ABD´deki Federal Havacılık İdaresi (FAA), İran ile yaşanan askeri ve siyasi gerilim nedeniyle Basra Körfezi ve Umman Körfezi üzerinde uçan havayolu şirketlerini güvenlik riskine karşı uyardı.
Doğu Akdeniz´deki enerji arama gerilimi ile ilgili Savunma bakanımız Akar ? Kimse TSK´yı test etmeye kalkmasın, tartışmasın. Hakkımızı koruyoruz? açıklamasını yaptı.
Libya´da Ulusal Mutabakat Hükümeti´nden, Hafter´e hava saldırısı yapıldı, mühimmat ve teçhizat sevkiyatı hedef alındı açıklaması yapıldı. Arkasından Mısır´dan Libya ile ilgili; ?Ülkenin doğusundaki güçlerin lideri Emekli General Hafter´i destekliyoruz? açıklaması geldi. Mısır zaten ABD´nin güdümünde olan bir ülke, Mısır´ın bu açıklaması ile ABD´nin Libya´yı ve Kuzey Afrika´yı daha fazla karıştıracağı ve bu bölgelerde üretilen gerek doğal gaz gerekse de petrol sevkiyatının önüne geçme hamlesi olarak görülmesinde fayda vardır. Bu vesile ile bu bölgeden Çin´in ve Avrupa´nın sağladığı enerji sevkiyatlarının önünün kesilmesi amaçlanmış gözükmektedir.
Putin, Macron ve Merkel ile telefonda görüştü. Liderlerin Suriye, Ukrayna ve İran konularının ele aldıkları bildirildi.
Sayın Erdoğan, ? Bir damla petrolü bir damla kandan değerli gören zihniyetin coğrafyamızda yaşananlarda rolü vardır.? açıklamasında bulundu.
Çin´e gerek Doğalgaz gerekse Petrol tedarik eden ülkelerde yaşananlara ve oralarda olan son olaylara bir göz gezdirelim;
İran, ABD´nin ekonomik ve siyasi yaptırımları ile iyice ekonomik olarak dar boğaza sürüklenmekte olduğu görülmektedir. Bunun yanında, İran´ın doğal gaz ve petrol ihracatının önünün kesilmesine çalışılmaktadır.
Endonezya´daki Başkanlık seçiminde, rakibi WİDODO´ya kaybeden SUBİANTO, açıklanan resmi sonuçlara itiraz etti. Seçim sonucunda yapılan protestolarda göstericilerle polis arasında çıkan çatışmalarda ölü sayısının 8 e çıktığı belirtildi.
Malezya´nın başkenti Kuala Lumpur´da ki pazar alanındaki yangında 30 dükkanın kül olduğu bildirildi.
Dünya Sağlık Örgütünden EBOLA uyarısı, KONGO Demokratik Cumhuriyeti´nde salgının yayılma riskinin hala yüksek olduğu bildirildi. Son salgında şu ana kadar Eboladan ölenlerin sayısının 979´a ulaştığı belirtilmektedir.
Venezuela´nın durumunun İran´dan farklı olmadığı görülmektedir!
Körfezde meydana gelecek bir sıcak çatışma ile Hürmüz boğazı bloke olacağından, bu bölgeden Doğal gaz ve petrol sevk eden Körfez ülkeleri direk etkilenecektir. Etkilenecek Körfez Ülkeleri, Kuveyt, Bahreyn, Irak, Umman, Katar, Suudi Arabistan, İran, Birleşik Arap Emirlikleri´dir.
Bu suretle Katar´ın senelik takribi 100 milyar M3 lük doğal gaz ihracatının bloke olacağı ABD´nin de bu açığı doldurabileceği zaten görülen bir gerçektir. Bundan evvel ABD´nin Katar üzerinde oynamak istediği oyunda bu pazarı kapma yönünde olduğunu evvelki yazılarımda belirtmiştim. Körfez ısınırsa Doğal gazda Katar´a ve diğer körfez ülkelerine bağlı olan tedarikçilerin ABD´nin kucağına düşmüş olacakları da bir gerçektir. Bunun yanında o bölgeden sevk edilen petrol de durmuş olacaktır. Çin´in bu bölgeden tedarik ettiği gerek doğalgaz gerekse petrol sevkiyatının sekteye uğrayacağı açıktır, bundan dolayı Çin´in enerji tedariki konusunda ciddi bir dar boğaza girme ihtimali oluşacaktır. Bu da Çin ekonomisi için iyi bir durum değildir.
Yemen, Irak ve Libya iç savaş yüzünden zaten kaos içinde olan ülkelerdir.
Nijerya, devamlı terör örgütlerinin saldırılarına maruz kalan bir ülkedir. En son çiftçilere saldırı olmuş ve 18 kişi hayatını kaybetmişti. Çobanlarla çiftçilerin çatışmalarından kaçan binlerce çocuk ve kadın Nijer Cumhuriyeti´ne sığındı.
Mısır , darbeden sonra tamamen ABD´nin kontrolüne girmiştir.
Suudi Arabistan, zaten ABD´nin kontrolünde ve güdümünde olan bir ülkedir.
Angola, Kongo Demokratik Cumhuriyeti´nin kuzey doğusunda bulunmasından dolayı sınır komşusudur. EBOLA salgınının Kongo´dan Angola´ya da sıçrama riski kuvvetli gözükmektedir. Angola, petrol, gaz ve elmasıyla sıra dışı bir ekonomiye sahiptir. Bugün Angola´nın ekonomisini oluşturan temel unsurların başında elmas gelmektedir. Angola´da kuraklık nedeniyle şuan 2,3 milyon kişinin acil gıda yardımına ihtiyaç duyduğu belirtilmektedir.
Brezilya, 20.05.2019 da Brezilya´da bir bara düzenlenen silahlı saldırı sonucu 11 kişi hayatını kaybetti. 22.5.5.2019 da kilisede etrafa ateş eden birisi 3 kişinin ölmesine neden oldu. Brezilya´da öğrenciler ve öğretmenler, hükümetin temel eğitim ve yüksek öğretimdeki kesintilerini birçok şehirde protesto etti. Ayrıca Türkiye gibi ekonomik saldırılara ve yaptırımlara da maruz kalmaktadır!
Gine, 10 Mart´ta düzenlenen genel seçimin üzerinden 2 ay geçmesine rağmen hala hükümet kurulamadı.
Rusya, ABD´nin ekonomik yaptırımlarına maruz kaldı. Rusya´nın Suriye vasıtası ile Doğu Akdeniz´e inmesi, Türkiye´nin Rusya´dan S 400 hava savunma sistemi alması ve Rusya ile Suriye konusunda çözüm üzerinde birlikte çalışarak, ekonomik olarak Türkiye´ye yanaşması ABD´yi ciddi şekilde rahatsız etmektedir. Ayrıca Rusya´nın gerek Çin, İran ve Türkiye ile doğal gaz ve petrol ticaretinin yanında aralarında olan ticareti de kendi paraları üzerinden yapmaya başlamaları da ABD Doları ve ABD´nin kurguladığı para sistemi için çok ciddi bir tehlike oluşturmaktadır.
Şunun da atlanmaması gerekir! Nasıl Türkiye´de içimizdeki maşalar ile Rus uçağı düşürerek Rusya ile Türkiye´nin arasının bozulması tezgahlanmış ise. İran´ın içinde ABD´ye hizmet eden maşaların olmadığını düşünmek de çok safça olur. Basra Körfezinin ve Hürmüz Boğazının sıcak sular olması için, altı üstü herhangi bir ABD gemisine veya başka ülkelerdeki herhangi bir ABD hedefine atılacak bir füzeye veya saldırıya baktığı görülmektedir. Bu saldırının veya füzenin kimler tarafından yapıldığı veya atıldığı da niyetleri bozuk olanlar için önemli değildir! Böylelikle de bölgede bulunan yataklardan ve bu bölgeden Hürmüz Boğazı üzerinden sevk edilen gerek petrol gerekse de doğalgaz ihracatı tamamen durarak, bloke olur. Bu durumda İran, Irak , BAE, Kuveyt, Katar, Umman, Bahreyn ve Suudi Arabistan´ın bu bölgeden doğal gaz ve petrol sevkiyatı ciddi şekilde etkilenir ve durur. Tabi ki bunun karşılığında bu bölgeden enerji alan ülkeler de ulusal güvenlikleri açısından ihtiyaç duydukları enerjide sıkıntı yaşamaya başlayacakları da kaçınılmaz bir gerçek olarak ortaya çıkar. Enerji tedariki her ülkenin önemli bir Ulusal Güvenlik sorunudur. Tabi ki Ulusal Güvenlikleri açısından bu ülkelerin tedarik için başta ABD olmak üzere başka enerji kaynaklarına yönelecekleri de bir gerçektir.
Basra Körfezinin sıcak sular olması ile Hürmüz boğazı kapanacak ve bölge karışacak, İran ve Irak savaşında yaşandığı üzere yine Müslümanlar ? Müslümanları öldürecektir. ABD bölgede ilk etapta Türkiye ile İran´ı savaştırmaya çalışmıştı! Bu olmayınca da ABD Kuzey Irak´taki terör destekçileri vasıtasıyla İran ve Suudi Arabistan´ı karşı karşıya getirip çatıştırmak istedi! Bu senaryolar tutmayınca şimdi Körfez üzerinden İran ile Suudileri ve diğer Arap Ülkelerini de kapsayacak şekilde savaştırmanın peşinde oldukları görülmektedir.
Bu suretle de ellerini ovuşturarak kenardan seyrederek, Irak´ın Kuveyt´i işgal girişiminde olduğu gibi hem silah satarak hem de haraç keserek bu bölgedeki birikimleri hortumlayacaklar hem de Müslüman nüfusunun azalmasını sağlayacaklardır! Tabi ki o bölgeye yapılan yatırımlar ve enerji platformları ciddi hasar göreceğinden dolayı çatışmadan sonra ABD kendi ekonomisi için çok büyük bir iş imkanına da kavuşacaktır! Bunun yanında ABD kendi çıkardığı ve senelik 100 milyar M3 kaya gazı potansiyeline de pazar bulmada zorlanmadan istediği fiyattan pazarlayarak dış ticaret açığını azaltacaktır. Bu suretle de doğal gaz ihracatı yaptığı ülkeleri de gerek siyasi gerekse de ekonomik olarak kendi kontrolleri altına almayı başaracaklardır. Çünkü enerji tedariki bir Ulusal Güvenlik Sorunudur. Bu suretle de ABD dünyadaki hegemonyasının devamını sağlamaya çalışacağını göz ardı etmemek gerekir.

ABD, kendi çıkarları doğrultusunda almış olduğu yaptırım kararları bugün uluslararası düzeni hedef almaktadır! ABD kendi kanunlarını ve kendi çıkarları doğrultusunda almış olduğu kararları dünya ülkelerine dikte ederek, hala kendilerinin dünyanın tek hakimi olduğunu belirtmek istemektedir. Bununda sürdürüle bilir bir politika olmadığını zaten kendilerinin de idrakinde olduğunun ıskalanmaması gerekir.
Hiç bir şey tesadüf değildir. ?Eğer kontrol edemiyorsan veya sahip değilsen başkalarının kontrol etmesine veya sahip olmasına izin verme.? Elbet ABD´nin bu hamlelerinin arkasında enerji kaynaklarının ve yollarının bloke edilmesi olduğu varsayımının atlanmaması gerekmektedir. Şu an ABD´yi yöneten gücün davranış ve hamlelerine bu çerçeveden de bakmakta her zaman fayda vardır.
Avrupa Ülkelerinin AB vasıtası ile ve Körfez ülkelerinin Basra Körfezi için verdikleri demeçlerden ne kadar çaresiz bir durumda oldukları görülmektedir. Avrupa Birliği Ülkeleri bu çaresizlik içinde çırpınarak Ulusal Güvenlikleri açısından Doğu Akdeniz enerji kaynaklarından Türkiye´ye herhangi bir pay vermeden pay kapmak istedikleri görülmektedir.
Doğu Akdeniz´de çok ciddi enerji kaynaklarının olmasından dolayı, Doğu Akdeniz´e kıyısı olan ülkelere bakıldığı zaman Türkiye dışında diğer ülkelerin gerek ekonomik gerekse de siyasi olarak karıştırılmak sureti ile ele geçirilerek güdüldüğü görülmektedir. Doğu Akdeniz konusunu ilerideki yazılarımda daha detaylı olarak değinmekte fayda vardır. Türkiye´ye gerek ekonomik gerekse de siyasi olarak yapılan baskılara bu çerçeveden bakmakta fayda vardır. Eğer Yurtdışı Türkiye düşmanlarının organize olarak gerçekleştirdikleri 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olmuş olsa idi, ABD´nin güdümüne girmiş olarak Kıbrıs´ı ve bunun yanında Doğu Akdeniz´de ki enerji kaynaklarımızı kaybetmiş olacağımızın bilincinde olunması gerekir.

ABD´nin enerji bölgelerini ve yollarını bloke etmesi ile Avrupa´nın da enerji ihtiyacının bir kısmının bloke olacağı, bu suretle de enerjide Rusya´ya ve ABD´ye bağımlı olarak kalacaklarının bilinci içinde oldukları gözükmektedir. Bundan dolayı bütün kuvvetleri ile Doğu Akdeniz´deki enerji kaynaklarına asılacakları da kaçınılmaz bir gerçek olarak görülmektedir. Hedeflerinin de, Doğu Akdeniz´i kontrol eden ve Doğu Akdeniz´deki büyük paya sahip olan Türkiye´nin olduğu görülmektedir. Neden Kıbrıs sorununun Batı tarafından çözümlenmek istenmediğinin şifresinin de Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının olduğunun not edilmesi gerekir.

Başta Avrupa olmak üzere Batının, Türkiye´ye karşı şimdiye kadar olduğu üzere Churchill´in vasiyeti doğrultusunda hareket ettiğinin atlanmaması gereken bir gerçektir.

Vasiyetten bazı bölümler ;
? Türkiye Batı´nın emrinde ve hizmetinde olarak Batı´nın tayin ettiği gücü aşmamalı.
Zayıflayınca desteklenmeli.
Varsayalım gücü aşırı artarsa Orta Doğu´da, Balkanlar´da ve de Kafkasya´da Osmanlının boşluğunu doldurmaya asla müsaade edilmemelidir.
Türkiye´nin aşırı güçlenmesini önlemek için her çareye başvurulmalıdır.?

Batının bu yaklaşımı, Türkiye var olduğu müddetçe devam edeceğinin bilincinde olunması gerekmektedir.

Bu verilerden Dünyada suların ısınmakta olduğu, ayrıca enerji bölgeleri ve yollarının sıcak bölge olma yoluna doğru ilerlediği de görülmektedir.
Tabi ki bu sıcak sularda en önemli aday olarak da Basra Körfezinin yanında Doğu Akdeniz görülmektedir. Akdeniz´in şu an dünyanın en değerli denizi konumunda olduğunun da atlanmaması gerekir.