Okudum... Bir daha okudum? Bir daha, bir daha derken? Beyin, otomatikman, ?Hafazanallah?a bağladı gitti?
Bunu bir milletvekili söylemez dedim?
Bırakın söylemeyi üstüne basa basa, vurgu yapa yapa ?Bizi 15 Temmuz darbesinden Suriyeliler´in duası kurtardı? cümlesi dökülüvermiş dudaklarından; epik şiir tadında(!) Teşhis, tedavi, çözüm üçü bir arada AK Parti´nin Kayseri Vekili Sami Dedeoğlu´nun saptamasında. Ez cümle diyor ki, bunların nefesi kuvvetli, üfledi mi uçurur valla(!)
Hani derler ya? Neresinden tutarsanız orası elinizde kalır diye. Tıpkı öyle bir durumla karşı karşıyayız. Her boyaya boyamıştık, bir fıstıki yeşil kalmıştı, onu da Dedeoğlu Vekil halletti. Bırakın bir vekili, normal koşullarda bir insanın ağzından bu cümle nasıl çıkar hâlâ anlama adına empati yapıyorum ama boş?
Yahu azizim, şimdi bu sözlerin ardından 15 Temmuz´da tankların önünde canını hiçe sayan 242 şehidin aziz hatırasını incitmedin mi? Yaralanan sakat kalan gazilere hakaret etmiş olmadın mı? Tarihin en edepsiz kalkışmasının defedilmesini, akıldan, izandan uzaklaşarak yorumlamak yakıştı mı?
Allahaşkına, neyin hezeyanıdır bu yahu?
Kendi vatan topraklarını savunma adına kılını kıpırdatmayan, arkasına bakmadan kaçan korkak tavukların duası ve 15 Temmuz´u yan yan yana getirmek, gaflettir, delalettir?
Pes doğrusu!
Pes doğrusu!
REZALET DEMEYİN;
REZALATE AYIP OLUR!
Hafta sonu, Kayseri, tek ses, tek yürek oldu, şahane bir duruş sergiledi teröre karşı. En az 70 bin kişi gür bir sesle, ?Bu ülkeyi bölemeyeceksiniz? diye haykırdı. Dedim ya, örnek alınması gereken müthiş duruşun altına okkalı bir imzaydı bu. Fakat, bu kadar kıymetli bir tavrın içinden ortaya çıkan görüntü yüreğimizi yerle yeksan etti. Henüz bir hafta önce vatan toprağına emanet ettiğimiz şehitlerimizin aziz hatırasına saygı anlamına da gelen bu yürüyüşün Cumhuriyet Meydanı ayağından sosyal medyaya düşen video, herkes gibi benim de nutkumun tutulmasına sebep oldu. Haberin kaynağı Deniz Postası Gazetesi´nden Şeref Kahraman idi. Aradım, konuştuk, anlattı, teyit etti?
Yeni görüntüler yüzde yüz sahiciydi, şerk, şüphe yoktu.
Görüntülere gelince, yaşını-başını almış? 50 yaş üstü 2-3 kişi, Dombıra müziği eşliğinde bildiğiniz şakkudu-şukkudu göbek atarak oynuyor, eğleniyordu? Evet, aynen öyle? Şehitlere Saygı, Teröre Lanet mitingine gelen bu akıl ziyanı insanlar bildiğiniz gerdan kırıyordu? Şimdi ben buraya üç nokta koyuyorum? siz istediğinizi düşünün yazın. Bende aynının altına imzamı atıyorum.
Bakınız şimdi bunları anlatırken, esası kaçırmayalım.
Ne oldu bize de, bu duruma düştük?
Sorgulanması gereken mevzu bu?
Siz bu köküne kadar Türk coğrafyasında Türk olmayı yasaklarsanız? Ne mutlu Türküm diyene sözünü tehlikeli bulursanız, ?Andımız?ı okutmaktan imtina ederseniz, kusura bakmayın ortaya böyle zübüklük yüklü görüntüler çıkar? Hem de artarak. Yeni-eski nesil fark etmeksizin milli bilinç, milli şuur ülküsüne ?Aman canım boş ver? deseniz, emin olun ki, o sık sık tekrar ettiğiniz ?Beka? sorununu biz dibine kadar hissetmeye başlarız?
Demem o ki, gerçekten de ikinci bir Kurtuluş Savaşı verdiğimiz şu günlerde, ilk öğretimden başlayarak müfredatınıza bir göz atın. Sonsuza kadar yaşayacak bir Türkiye Cumhuriyeti için, illa ki milli bilinç, illa ki milli şuur!
Tam da mesele bu işte?
KAYSERİSPOR YANIYOR? İÇİMİZ
YANIYOR? KAYSERİ YANIYOR?
Bilmem kaç kere anlattık. Kayseri, Kayserispor demektir. Kayserispor demekte Kayseri.
?Bu takım, bu şehrin kutsalıdır? yorumunu yaptığımızda kerameti kendinden menkul kaba softa, ham yobazlar işi bilmem nereye kadar getirdi. Saymadım, kaç zamandır uyarıyoruz? Kayserispor elden gidiyor. Bak, bir stat yaptık, içi boş kalacak. Böylesine önemli bir değerimiz avucumuzun içinden yok oluşa sürüklenecek ve hep birlikte ağlaşacağız, hayıflanacağız diye?
Anlattık da, anlattık; Kayserispor yalnızca Kulüp Başkanı Recep Mamur´un meselesi değil? Şehrin ortak değeri sahip çıkın!
Lakin anlayan kim?
Mamur´un eksiği vardır, noksanı da, hatası da? Tamam. Ancak kardeşim, ne için dönüp dolaşıp bu ismi başkanlığa getirirsiniz, üstüne üstlük ? İstemiyorum? dedikçe.
Ve bundan aylar önce, ?Kayserispor´u büyük sıkıntılar bekliyor? açıklaması yapıldığında, şehir neden topyekun görmedim, duymadım, bilmiyorum ayağına yatar.
Ve sonrasında Mamur ile ekibi gider gitmez Karpuzatan´a uğrak verilerek neden selam çakılır?
Tabii ki oraya giden tüm belediye başkanlarını kast ediyorum.
İyi de arkadaş, içinizde bu kadar Kayserispor sevdası-sevgisi vardı da bugüne kadar neredeydiniz. Mesele Mamur Başkan ise, o zaman açık açık söyleseydiniz yahu?
Tek bir aday dahi bulunamayan kongre sonrası 4 belediye başkanı bir araya gelerek tesislere koşturmak demek, şahsi hırstan öteye anlam ifade etmez. Dün, ?Kayserispor için dua ediyorum, elimden başka bir şey gelmiyor? diyeceksiniz? Bıraktığınız Onursal Başkanlık sonrası aslında yapılamayan olağanüstü genel kurulun ardından yanınıza metropol belediye başkanlarını da alarak, gövde gösterisi yapacaksınız. Bir de Karabük maçı için 30´ar bin lira prim vereceksiniz?
Madem o tesislere gidecektiniz?
Madem yardım edecektiniz?
İyi de arkadaş, takımın bu hâle gelmesini niye beklediniz?
Niçin Kayserispor yangının orta yerinde kaldıktan sonra dostlar alışverişte görsün babında görüntü verdiniz?
Altını bir kez daha çizeyim de zihinler berrak olsun? İsimlerin zerre kadar önemi yok benim için?
Şimdi soru belli:
Kastınız, Mamur´a mı, Kayseri´ye mi? Kayserispor´a mı?
Bi anlatın hele, açık açık amacınız ne sizin?
Unuttum sanmayın? O soruyu da soralım: Dünden bugüne Kayserispor´un hesapları da dahil olmak üzere, her şey kamuoyu ile berrak ve şeffak biçimde paylaşılmalı. Kim ne vermiş, ne almış? Varsa eğer haksız yere kimin kursağından bu kulübün parası geçmiş ise bedelini ödemeli, vesselam!