VEKİLLİK İÇİN TEKLİF GELİRSE DÜŞÜNÜRÜM

20.01.2015 12:44:38

Kayseri Ticaret Odası (KTO) Başkanı Mahmut Hiçyılmaz'ı daha yakından tanımak ister misiniz? Oldukça mütevazı ve başarı odaklı bir kimliği var. Kendini çok iyi yetiştirmiş, çok iyi okullarda okumuş bir insanın bu kadar mütevazi olması dikkat çekici…

Hiçyılmaz ile özel hayatı ve KTO ile ilgili bilinmeyenleri, merak edilenleri konuştuk ve ortaya 3 gün sürecek bir seri röportaj çıktı… Konuşmasında tüccarların sorunlarından, vaadlerine kadar her şeyi konuştuk. KTO’nun önceki dönemlerde üyeleri memnun edemediğini söyledi.

Yaklaşan milletvekilliği seçimi öncesi tahmini listelerde ismi geçen Hiçyılmaz, “Ben kimseden görev istemedim ama başarılı olmak adına en iyi yerlerde de bulundum. Beni orada görmek isterlerse de düşünmek lazım” dedi.

 

KTO başkanı seçildiğiniz de yapmak istediğiniz ilk icraat neydi. Bunu başarabildiniz mi?

 

Türkiye’de faaliyet gösteren odalar üyelerine çok fazla ilgi göstermiyor. Onlarla irtibat halinde olmuyorlar. Bu odaların ne işe yaradığı hususunda konuşulan konular var. Bu yalnızca Kayseri için değil, tüm Türkiye için geçerli bir durum. Oda üyelerine fayda sağlamak için kurulmuşsa bunun gereği yerine getirilmeli. Ben uygulamalarımı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne anlattığımda başkanım yorulursun diyorlar. Ben burada sistemi zorluyorum. Benim sistemim birçok yerde yok. Mevcut şartlar neyse, o şekilde dönderiyorlar. Ama biz burada üyelerimize faydalı olmak zorundayız. Ben göreve gelmeden önce de bunun yanlış olduğunu görüyordum. Zaten burada göreve başladığımızda yaptığımız ilk iş üyelerle faaliyete geçmek oldu. Üyelere ulaştıktan sonrada her yardımı desteği yapmak üzere irtibat halinde olduk. Sistemin bu şekilde dizayn edilmesi gerekiyordu. Diğer odalarda bu gayretin, bu kadar olduğu kanaatinde değilim. Bundan sonra bu şekilde olması gerekir.

 

KTO adına hedefleriniz nelerdi?

 

Ben burada bir sistem kuruyorum. Bizden sonraki yönetimlerde biz olalım olmayalım bu sistemi uygulamak zorunda kalacak. Hatta kendisini başarılı noktaya getirmek amacıyla bizim yaptıklarımızın daha da üzerine çıkması gerekecek. Bu yüzden biz bu dönemde çıtayı mümkün olduğunca yukarı çıkarmak zorundayız ki bizden önce gelenler daha da çıtayı yükseltsin. İyi yolda gidiyoruz. Eğer böyle hata yapmadan ilerleyebilirsek belli bir sistemimiz oturmuş olur. Hedeflerimden birisi buydu, bunu oturtmuş olmak beni mutlu ediyor.

 

Üyelerin ‘Ticaret odası para almaktan başka ne işe yarar’ algısından bahsediyorsunuz. Sizden önceki yönetimlerin ne gibi eksikleri vardı?

 

Bizden önce ne yazık ki böyle bir algı vardı. Bizim odamızın 14 bin üyesi vardı, ancak 9 yüz üyeyle burayı yönetiyorlardı. Böyle bir şey olabilir mi, diğer üyeler ne olacak? Geriye kalan üyelerin Ticaret Odası’nın faaliyetlerinden haberi olmadan, üyelik sistemi olabilir mi?  Eğer o insanlar sizin üyenizse, onlara bilgi vereceksiniz. Şöyle bir imkân var, şöyle bir eğitim veriyorum, dışarıdan şöyle bir konuşmacı getiriyorum, onun bilgilerinden istifade et gibi bir gayret içerisinde olması gerekiyor. 14 bin üyenin yalnızca 9 yüzüyle böyle bir irtibat sağlayarak oda yönetilebilir mi? Durum böyle olunca üyeler de diyordu ki, ‘Biz yalnızca para veriyoruz, karşılığında ne alıyoruz?’ Şimdi biz bu algıyı kırmaya çalışıyoruz. İnsanlar buraya kanun gereği belirli bir para ödüyorlar ama bunun karşılığında bir hizmet almaları gerekiyor.

 

Üyeleriniz yeni KTO’dan memnun mu?

 Meslek komiteleri toplantılarında üyelere özellikle sıkıntılarını soruyorum. Bu toplantılara gelen arkadaşlar ‘biz buraya neden geldik’ diye soruyorlar. Toplantıda bir amca, ‘Ben 35 yıldır bu odanın üyesiyim, ben buraya ilk kez geldim, ilk kez beni aradılar’ dedi. Bir üyeyle 35 yıldır ilgilenmemişler. 35 yıl o üye size aidat ödemiş, o üyeye siz bir kere telefon açıp bir sıkıntın bir derdin var mı dememişsiniz. Böyle bir sistem olabilir mi?

 

Seçimden önce birçok vaade bulundunuz. Bunları yerine getirebildiniz mi?

 

Göreve gelmedin önce vaat ettiğiniz şeyleri yapmanız gerekir, yoksa insanları kandırmış olursunuz. Seçimden önce bir vaatler gurubumuz vardı. Zaten biz vaatler grubumuza bakarak çalışmalarımızı yönlendiriyoruz. Ne demişiz, neleri yapmışıza bakarak yolumuza devam ediyoruz. Hayat dinamik, her gün yeni yeni şeyler çıkıyor. Üyelerimizin yeni yeni sorunları oluyor. Biz üyelerimizin ihtiyaçlarını bilmeyiz, onlarla ilgilenmeyiz, biz şunları vaat etmiştik, onları yapacağız demek olmaz. Bizim seçimden önce hedeflerimiz var ama yeni yeni talepler de var. Eğer biz seçimden önce üyelere yönelik verdiğimiz vaatleri yerine getirmekse esas amacımız, biz bunların yüzde 75’ini yerine getirdik. 2015 yılında yapacaklarımızı da planlamışız. Hatta 2015 yılı içerisinde vaatleri yerine getireceğiz. Diğer zamanda da üyelerimizin ihtiyaçlarını gidermeye çalışacağız.

 

 

Üyelerin ihtiyaçlarını öğrenmek için neler yapıyorsunuz?

 

Bizim her yıl üye memnuniyeti anketi yapmamız gerekiyor. Bu anketler yöneticiler için önemli. Ayrıca da üyelere yönlendirdiğimiz sorularda neler istedikleri hususunda bilgi sahibi oluyoruz. Ondan sonraki süreçte neler yapacağımızı anketlere göre yeniden dizayn ediyoruz. Örneğin üyelere sorduk, size maille mi, telefonla mı, faksla mı ulaşayım diye. Onlarda mail yoluyla ulaşılmak istediler.  Buradan anlıyoruz ki tüccarımız teknolojiyi takip ediyor. Bizim bunları öğrenmemiz gerekir ki, nasıl bir tüccar profiline sahip olduğumuzu bilelim.

 

Kayseri ticaret şehri diye anılıyor. Tüccarların sorunları nelerdir?

 

Tüccarların problemlerini öğrenebilmek bakımından, meslek komiteleri toplantılarını geniş geniş yapıyorum ki her üye gelsin burada sıkıntılarını anlatsın. Kayseri’de olduğum sürece her meslek komitesi toplantısına katılmaya çalışıyorum. Çünkü benim onları en iyi şekilde temsil edebilmem için, onların görüşlerini almam gerekir. Yoksa benim kendime göre görüşlerim vardır. Siyasi görüşüm var, sosyal görüşüm var, spor görüşüm var, her türlü görüşüm var. Ancak, madem ben burada onları temsil ediyorum onları dinlemem gerekir, onların görüşlerini aldıktan sonra onları yansıtmam gerekir. Ben Mahmut Hiçyılmaz olarak kendi görüşlerimi açıklayabilirim, ancak Ticaret Odası başkanı sıfatını kullanırken üyelerimin görüşlerini açıklamak zorundayım. Yani bunu bu şekilde yapmazsak karıştırırız olayları. Kendi görüşlerimiz olacak ama birde üyelerimin görüşlerini temsil etme konuşmaları yapmam gerekir.  Meslek komitesi toplantılarında orada almış olduğum bilgiler doğrultusunda konuşmalar yapıyorum.

 

Hızlı trenin Kayseri’den geçmesi noktasında tüccarların özel isteği var…

 

Hızlı trenin olması Kayseri ekonomisine çok büyük katkı sağlayacaktır diyor benim üyelerim. Benim bunu dile getirmem gerekiyor bir yerde konuşurken. Ben Mahmut Hiçyılmaz olarak ‘ya hızlı tren gelse ne olur gelmese ne olur’ diyebilirim ama öyle değil. Benim üyelerim onu istiyorlar. Havaalanındaki uygulamaları istiyorlar. Havaalanı küçük, daha da genişletilmesi gerek diyorlar. Sadece İstanbul’a, Ankara’ya değil, artık Kayseri’den uçak Trabzon’a gitmeli. Kayseri’den Erzurum’a gitmeli, oradan buraya gelmeli. Antep’e gitmek için benim üyem ne yapıyor şimdi, Kayseri’den kalkıp İstanbul’a gidiyor. İstanbul’dan tekrar bir uçağa biniyor Antep’e gidiyor. İşte bakın artık bundan sonraki süreçte uçaklarımızı İstanbul bağlantılı düzenlenmemeli diye benim üyelerim talep ediyor.

 

Mersin – Kayseri karayolu için de özel istekler var…

 

Mersin Kayseri arasında ihracat yaparken kullandığımız hattın, dağılımın yüksek olduğunu söylüyorlar onları dile getiriyorum. Kayseri bölünmüş yollarla her tarafa bağlandı bunun için de hükümete çok teşekkür ediyoruz biz. Ama tabi konu otoyol, otoyol olduğu zaman gelişmenin daha çok olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla otoyol bağlantısıyla da Kayseri’nin ulaşım endeksinin yükseltilmesinin gerektiğini düşünüyoruz. Biz komite toplantılarında üyelerle bunları konuşuyoruz. Benim bunları söylemem gerekiyor. Ama en önemlisi rekabet konusunda benim üyelerimin sıkıntısı var. Ben onlara da diyorum ki arkadaşlar bu yoldan dönüş yok.

 

Yaklaşan genel seçimler öncesi kulislerde sizinde aday adayı olacağınız yönünde görüşler var. Siz Ankara’ya bilet almak ister misiniz?

 

Bende takip ediyorum. Zaman zaman gazetelerde aday adayı olabilir, aday olabilir, milletvekili olabilir diye benim ismimden bahsediyor arkadaşlar. Ama benim görüşüm şu, benim şimdiye kadar almış olduğum görevlerin hiç birine ‘ben burada çalışmak istiyorum, ben burada şu olmak istiyorum, bu olmak istiyorum’ diyerek başlamadım. Hep dışarıdan bana dediler ki, ‘ya senin şurada şu olman gerek, seni şuraya istiyoruz, buraya istiyoruz, şunu yapacağız, bunu yapacağız’ dediler. Bende büyük bir kısmına direnmiş olmakla beraber, başarılı olma duygusundan dolayı, arkadaşların ısrarlarına dayanamayıp Ticaret Odası’nda görev aldığımız gibi, görev aldığımız yerler oldu. Bundan sonraki süreçte de ben hiçbir yerde bir şey olayım diye bir talepte bulunmam. Şu anda Kayseri Ticaret Odası`ndaki görevimize devam ediyoruz ve herkesin huzurundayız. Halkın önündeyiz. Biz burada neler yaptık. Herkes zaten biliyor. Rahmetli annem derdi ki, "El, masuradan bakar Mısır`ı görür." Bunun değerlendirmesini yapan insanlar bizi orada görmek isterlerse düşünmek lazım. Biz şu anda görevimizin başındayız. Kayseri Ticaret Odası’nın çok daha iyi yerlere gelmesi için çalışıyoruz. Cenabı Allah ileride ne gösterir onu bilemiyorum.

Röportaj: Dilek Bolat