?ŞANSLI İSENİZ VARSINIZ!?

15.12.2015 10:47:17

Son yıllarda okuma alışkanlığımız nereye gitti? Yazılan kitaplar, yazarlar üzerine ?İkilem´ ve ?Kitapları Sevelim´, ?Leda Konuşanlar Ülkesinde´, ?Konuşanlar Ülkesi Susuz´, ?Leda, Tavşancık ve Baykuş´, ?Leda´nın Yeni Dostları´, ?Leda İyi Olacak´, ?Leda F

 

 

 

 

 

 

Öncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz?

1982 Elazığ doğumluyum. 3 yaşından itibaren Kayseri´de yaşıyorum. Babamın mesleği için gelip buraya yerleştik. 19 Mayıs Üniversitesi Muhasebe bölümü mezunuyum.

Muhasebe mezunu bir yazar, biraz ilginç?

Evet, aynen öyle. Ama isteyerek okumadım bu bölümü. Daha çok bitirdiğim lise yüzünden oldu birazda.

Nasıl karar verdiniz bu mesleğe geçmeyi?

Okulu bitirip geldikten sonra sosyal medya üzerinden kitap sayfası açtım. Zaman içerisinde çok fazla büyüdü bu sayfa. Yaklaşık 150 bin kişi tarafından takip edilmeye başladı. İnternet üzerinden talep gören bir sayfaydı. Bu sayfa sayesinde yayınevleri ile yazarlarla tanıştım. Zaten kitap okumayı çok seven bir insandım neden olmasın dedim. Denedim ve bir yayınevi ile konuştuk. Sonra da kendiliğinden gelişti her şey.

Sadece romanınız mı var?

Romanımdan hariç öykü kitaplarımda var. Çalıştığım yayınevim öykü kitapları çıkartmak istiyordu. Bana teklif ettiler yazmam için, denedim ve oldu. Çokta beğenildi. Öykü kitaplarımın doğuşu bu şekilde başladı. Yeni çalışmalarım devam ediyor. Bir kitabım daha var yazdım hazır yayınevimden cevap bekliyorum. Yeni çocuk kitaplarımda var. Üç tanesi hazır yazıldı ama seriyi ona tamamlamak istiyorum.

Türkiye´de yazarlık nasıl bir meslek?                

Eğer şimdiki halini soruyorsanız çokta iç açıcı değil doğrusu. Çünkü artık yazdıklarınızdan, kalitesinden ziyade okuyucunuz varsa, sanal ortamda çok yoğun takipçiniz varsa ona göre yayınevleri sizinle ilgili kararlarını veriyor ve ona göre talep görüyorsunuz. Örneğin son zamanlarda çıkan kitapların yazarlarına bakıyorsunuz 16-17 yaşında. İnsanın o yaşlarda tozpembe hayalleri olur. Bakıyoruz hep şiddete yönelik hayaller.

Neden bu tarz kitaplar çıkıyor peki?

İnternet üzerinde bir sistem var. Burada bu çocuklar yazdıkları kitapları yayınlıyorlar ve onların tıklanma sayılarına göre de bu kitaplar basılıyor maalesef. Gerçi şahıs kendisi girip burada sürekli kendi sitesini de tıklayabilir. Çok zor bir şey değil anlayacağınız.

/resimler/2015-12/15/1049228153853.jpg

Bu nasıl bir sistem?

İnternet üzerinden yazdığınız kitaplarınızı yayınlıyorsunuz. Sisteme giriş yapıp bu kitapları oradan okuyabiliyorsunuz. Bende zaman zaman girip oradan kitap okuyorum. Örneğin bir kitap okudum ve kendi kendime sordum, ?Bunu 16 yaşında bir çocuk mu yazmış?´ dedim. Gerçekten de o yaşta bir çocuk yazmıştı. İster istemez yazımından ve kullandığı kelimelerden anlayabiliyorsunuz bunu. Örneğin geçenlerde de bir kitap okudum ismini vermeyim o kitabı 16 yaşında birinin yazdığını düşünmedim. Çünkü gerek yazımı olsun, gerekse kullanılan kelimeler olsun çok güzeldi. Ama aşırı derece de şiddete yönelik bir kitaptı. O yaşlarda ki çocukların hayata bakış açıları ve farklı hayalleri olması gerekir diye düşünüyorum.

Son zamanlarda çıkan kitapları nasıl buluyorsunuz?

Son yıllarda çıkan kitaplarda maalesef cinsel saldırılar ön planda tutuluyor. Öyle ki bu kitapların içerisinde kendisine cinsel saldırıda bulunan şahsa karşı, mağdur olan taraf inanılmaz bir ilgi duyuyor, sonrasında da âşık oluyor. Buda ne yapıyor, toplumumuzu özendiriyor. Özellikle de ergenlik çağında olan gençlerimizi. Ben ve etrafımdaki birçok yazar arkadaşımda böyle düşünüyor. Kitaptaki o karakter henüz 15 yaşında ve gözünü kırpmadan cinayet işliyor. Ve en kötü tarafı da bundan zevk alıyor.

Bu yaş grubu çocuklar bunları okuyunca özeniyordur sanırım?

Elbette, hadi şiddeti de geçtim. İnsan şiddetle ilgili bir haber duyduğunda yâda okuduğunda iğrenir. Yani hiç birimiz, bir şahsın birini öldürdüğünü okuduğumuzda bundan hoşlanmıyoruz. Ama kitaplarda öyle bir anlatılıyor ki kızlar katili gördüğü zaman ona hayranlık duyuyor. Eee o zamanda erkek çocuklarında böyle bir algı oluşuyor. Kızlar demek ki bu tarz erkeklerden hoşlanıyor diye. Bu aynı bir dizideki tecavüz sahnesinin ardında maalesef ülkemizde buna benzer tecavüzlerin yaşanması gibi bir şey oldu.

 

Bu gençlerin hayallerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

İnanın bende çok şaşkınım bu çocukların hayal dünyasına. Ben ilk kitabımı 29 yaşında yazdım okuduğunuz zaman anlayacaksınız o yaşta bile halen hayallerim var tozpembe. Elbette kitabınızın içerisinde şiddet olayları olabiliyor ama aradaki fark mağdurun bundan hoşlanması değil tam tersine iğrenmesi. Tecavüz maalesef toplumuzun bir gerçeği, elbette yazılsın anlatılsın buna zaten karşı değilim ama küçük yaştaki nesille bunu cezbettirmeyin. Bunu hayatın rutininde olabilecek sıradan bir olay gibi göstermeyin.

 

Kitap yazma süreci nasıl biraz onlardan bahseder misiniz?

Öncelikle elbette çok okumanın yanı sıra yeteneğinizin de olması gerekli. Aaa hadi bugün bir kitap yazayım diye bilgisayarın başına oturup ertesi güne bitiremiyorsunuz bu kitabı. Yazım süreci, editörü, kapağı, tasarımı, yayınevi derken çok çok uzun süreçlerde gelişiyor hepsi. Siz yazıp anlaştığınız yayınevine yolluyorsunuz. Editörünüz kitabı okuyup gerekli düzeltmeleri yapıyor. Hatta binlerce kere okusanız da gözünüzden kaçan birçok şey olabiliyor. Her zaman ikinci, üçüncü göz daha farklı görüyor olayları. Kendinizi kabul ettirmek çok zor.

Muhasebe bölümü okumuşsunuz, bir şirkete gidip sabit bir maaşla çalışabilirdiniz?

Evet, aslında çalışabilirdim ama içimde yazmak ve okumak üzerine bir sevda vardı. Bende bu yönde ilerlemek istedim.

Okuyucularımız neden kitabınızı alıp okusunlar?

Benim kitabım biraz farklı. Günlük rutin işlerinden sıkılan, değişik bir şeyler okumak isteyen insanlar için bire bir. Hani evinizde oturduğunuz da bir tabak çerez misali. İnsanların hayal gücüne hitap eden, zevk alına bilinecek, her kitaplıkta olması gereken tarzdan.

/resimler/2015-12/15/1050075810919.jpg

Çocuk kitaplarınız peki?

Onlarda elbette fantastik. Çocukların hayal dünyasına hitap ediyor. Ama aynı zamanda da çocukların hayal gücünü geliştirirken öğrenmelerini de sağlıyor. Ben bu öykü kitaplarını yazarken de çok keyif alarak yazdım. Amacım hem hayal kurmalarını sağlamak, ama bu hayalleri de kurarken öğrenmeleriydi ki bunu başardığıma inanıyorum. Gelen tepkiler bu yöndeydi çünkü. Örneğin bir tanesinde çocuk gökyüzüne çıkıyor, ayla ve güneşle tanışıyor. Güneşin ve ayın faydaları hakkında bilgi veriyor. Hem hayal kuruyor hem de öğreniyor. Önemli olanda o çocuklara bir şeyler öğretebilmek.

Farklı projeleriniz var mı?

Elbette var. Ve çocuklar bunu daha çok beğenecek ama konusu ile ilgili şimdilik bilgi vermiyorum.

Yazarlık mesleğini yapanlar bence özel kişiler. Çünkü sürekli üretmek gerekli sizde öyle düşünüyor musunuz?

Özel olup olmadıkları konusunda bir şey diyemem. Ama üretmek konusuna gelince kesinlikle öyle. Bir kere bilginizin yanı sıra kullandığınız kelimeleriniz olsun, anlatımınız olsun çok önemli. Ama bizim içinde öyle bazen aylarca yazamadığınız oluyor. Ama öyle bir an geliyor ki oturduğunuz zaman 15-20 sayfayı arka arkaya yazabiliyorsunuz. Hayal gücünüz çok kuvvetli olacak. Bende oturduğum zaman kafamdaki çok farklıydı ama sonradan farklı yerlere gitti. Düşündüğünüz gibi gitmiyor bazen süreç. Kendiliğinden gelişiyor. Yazıyorsunuz sonra bir iki ay ara verip tekrar oturuyorsunuz ve devam ediyorsunuz. Konu tamam ama içerisini işlemek gerçekten de meşakkat istiyor.

 

Ülkemizde ve Kayseri´de okuma alışkanlığını nasıl görüyorsunuz?

Bana kalırsa eskiye nazaran daha fazla. Sadece bazı alışkanlıklar değişti. Artık insanlar ağır kitapları okumak istemiyor. Ama bir yurt dışındaki yaşayan insanlarla bizleri karşılaştırırsanız arasında dağlar kadar fark var.

Son olarak bu meslekte ki hedefleriniz nelerdir?

Tabii ki bende en üste çıkmak istiyorum. Ama inanıyorum ki şansta burada çok etkili. Elinizden geleni yaparsınız, yazarsınız gerisi Allah´a kalmış. Gerçekten böyle eğer şansınız yüksek ise bu meslekte siz zaten kazanmışsınızdır. 

Röportaj: Berna Utaş Utangan



Anahtar Kelimeler: ŞANSLI İSENİZ VARSINIZ