KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ HAMİLELİK ŞANSINI ARTIRIYOR!

24.03.2017 10:37:13

Çocuk sahibi olmak isteyen ancak bir yıl süreyle düzenli ilişkiye rağmen hamileliğin gerçekleşmediği çiftler için infertilitenin (kısırlık) varlığından söz etmek gerekiyor.

Kadın ve erkeğe bağlı faktörlerden kaynaklanabilen infertilite, çiftleri ilgilendiren bir sağlık sorunu olduğu için tedavinin de bu yönde değerlendirilerek sürdürülmesi gerekiyor. Kişiye ve sebebe özel tedavinin önemine dikkat çeken Acıbadem Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Dr. Çağlar Yazıcıoğlu, son yıllarda kişiye özel infertilite tedavisinde hamile kalma oranlarının giderek yükseldiğini ifade etti. İnfertilite tedavisinde özellikle son yıllarda genetik ve teknolojik gelişmelerin de etkisiyle oldukça başarılı sonuçlara ulaşılabiliyor. Ancak çiftlerin sağlıklı bebeklere ulaşabilmesi için, tedavinin başlangıcında kadın ve erkeğin ayrı ayrı değerlendirilerek nedene yönelik doğru bir tedavi uygulanması gerekiyor. Yumurtlama bozuklukları, tüplerden ve rahimden kaynaklanan sorunlar ve endometriosizin kadına bağlı infertilite nedenleri arasında ilk sıralarda yer aldığını belirten Acıbadem Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Dr. Çağlar Yazıcıoğlu, konu ile ilgili önemli bilgiler paylaştı.


Yaşla birlikte yumurtalık rezervi düşüyor

Toplumsal yaşam içinde çalışan kadın sayısının artmasına paralel olarak çocuk sahibi olma düşüncesi de ileri yaşlara erteleniyor. Kadının zaman içinde kariyeri güçleniyor ancak anne olma şansı da azalıyor. Özellikle ileri yaştaki kadınlardaki infertilitenin en sık karşılaşılan ve en önemli nedenlerinin başında yumurtalık rezervindeki azalmanın geldiğini söyleyen Dr. Çağlar Yazıcıoğlu, ?35 yaş üstü kadınlarda hamilelik şansı azalıyor ve 40 yaşına yaklaştıkça bu oranların daha da aşağılara indiği görülüyor. Özellikle 40 yaşından sonraki kadınlarda hamile kalma orana yüzde 5´in altına düşüyor? diyor. İleri yaşlarda yumurtalık rezervindeki azalmayla birlikte yumurta DNA´sında da hasar meydana geldiğini hatırlatan Dr. Çağlar Yazıcıoğlu, bu durumun yumurta kalitesinin de düşmesine neden olduğunu söylüyor. 38 yaş ve üzerindeki kadınlarda vakit kaybetmeden doğrudan tüp bebek tedavisi yapmanın akılcı bir yol olduğunu belirten, Dr. Çağlar Yazıcıoğlu, özellikle son yıllarda stres, beslenme, sigara ve genetik faktörlere de bağlı olarak erken yumurtalık yetmezliği durumunun daha sık görüldüğüne dikkat çekiyor.


Yumurta dondurma ileri yaş hamileliklerinde başarıyı artıyor

İnfertilite tanısı konan çiftlerin çeşitli nedenlerle tedaviyi ertelediklerini söyleyen Dr. Çağlar Yazıcıoğlu, gecikmeye bağlı tedavinin başarısının etkilendiğini ve hamilelik şansının düştüğünü belirtiyor. Bu nedenle çiftlerin infertilite tanısı alır almaz zaman kaybetmeden tedavilerinin planlanması gerektiğinin altını çizen Dr. Çağlar Yazıcıoğlu, ?İleri yaş kadınlardaki tüp bebek uygulamalarında PGD veya array CGH adı verilen embriyo genetik analiz testleri tedaviye önemli bir katkı sağlıyor. Bu şekilde, genetiği sağlam embriyoları tespit edip, transferi gerçekleştirerek daha genç yaştaki kadınlara yakın bir oranda hamilelik oranlarına ulaşmak mümkün olabiliyor? diyor.Dr. Çağlar Yazıcıoğlu, ülkemizde de uygulanan ve hamileliğini ertelemek durumunda olan kadınlar için ´´yumurta dondurma´´ işleminin ilerleyen yaşlarda çocuk sahibi olma şanslarını korumaları açısından çok önemli bir yaklaşım olduğunu söylüyor.


Tedavide cerrahiye ihtiyaç duyulabiliyor

Kadına bağlı infertilite nedenlerinde rahime ve yumurtlama fonksiyon bozukluğuna bağlı sorunların da başarıyla tedavi edilebildiğini söyleyen Dr. Çağlar Yazıcıoğlu, sözlerine şöyle devam ediyor: ?Polikistik over (PCOS) hastalığı başta olmak üzere yumurtlama fonksiyon bozukluklarında yumurtlamanın sağlanması, rahim içinde kitle etkisi yaratarak hamileliği engelleyen poliplerin histeroskopi olarak bilinen kapalı ameliyatla çıkarılması, yine aynı yöntemle rahim içi septumun yani perdenin düzeltilmesi önemli tedavi yöntemleri arasında yer alıyor. Doğru hastaya ve zamanında yapılan tedavilerle oldukça başarılı sonuçlara ulaşmak mümkün oluyor.? Dr. Çağlar Yazıcıoğlu, pek çok kadında görülen myomların infertilite üzerindeki etkisinin yerleşim yerine bağlı olarak değiştiğini, rahim içine uzanmayan küçük myomlarda hamilelik olasılığının çok fazla etkilenmediğini söylüyor.


Çikolata kisti varsa?

Üreme çağındaki kadınlarda infertilitenin oluşmasındaki en önemli etkenlerden biri de çikolata kisti olarak bilinen endometrioma. Özellikle sancılı adet görme durumunda mutlaka endometriozisten şüphelenilmesi gerektiğini belirten Dr. Çağlar Yazıcıoğlu, ?Kistlerin büyümesi durumunda yumurtalık rezervleri ciddi oranda azalıyor. Çikolata kistinin 1 cm bile olması durumunda evre 3-4 hastalık olarak kabul ediliyor ve hastalığın ilerlediği anlamına geliyor? diyor. Son araştırmalarda bu grup hastalarda tüp bebek dışındaki tedavilerin etkin olmadığının saptandığını ve bu nedenle endometriozise bağlı infertilite sorunu yaşayan çiftlerin zaman kaybetmeden tüp bebek tedavisine yönlenmesi gerektiğini söyleyen Dr. Çağlar Yazıcıoğlu, tedaviyle ilgili şu bilgileri veriyor: ?Endometriozis hastalarında kistlerin ilaçla baskılanması sonrası yapılan embriyo transferlerinde başarı şansının yükseldiği görülüyor. Bu hastalarda yumurtalık rezervlerine daha fazla zarar vermesi olasılığı nedeniyle zorunlu olmadıkça ameliyattan kaçınılması gerekiyor.?


Kişiye ve sebebe özel tedavi planlanmalı

İnfertiliteyi oluşturan etkenler tamamen kişiye özel olduğu için hastaların tedavileri planlanırken yaşa ve hastaya özgü olarak tedavi edilmesi büyük önem taşıyor. Dr. Çağlar Yazıcıoğlu, infertilite tedavisinde kişiye özel ve çözüm odaklı tedavilerin maddi ve psikolojik yıpranmalar olmaması ve geri dönüşümsüz süreçler yaşanmaması açısından çok önemli olduğunu vurgulayarak, bu yaklaşımın hamilelik başarısını da artırdığını söylüyor.

 (Kurum Haberi)