HAYVAN GÖRMEMİŞ GİBİ DAVRANIYOR

6.01.2015 09:56:56

Kayseri Hayvanları koruma derneği Başkanı Sibel Gürevin ile hayvan sorunlarını konuştuk. Konuşurken laf lafı açtı ve iki günlük seri röportaj çıktı…

Onlarında bir can olduğunun unutulmaması konusunda sık sık uyarıyor Gürevin… Onlara kötü davranıldığında bunun da bir vebal taşıdığını söylüyor. İnsanlardan tek istediği ise biraz merhamet ve kapılarının önüne artık yemeklerini koyması… Sibel Gürevin insanların özellikle de sokak hayvanlarına kötü davrandıklarını söylerken gözleri doluyor... En şikayetçi olduğu konu ise insanların barınak mantığını bilmemeleri. Sokakta her gördükleri kedi ve köpek için yetkilileri arıyorlar diyor ve ekliyor ‘İnsanlar sanki hayatlarında hiç hayvan görmemiş gibi davranıyorlar!’

 

 

Hayvanları Koruma Derneği olarak neler yapıyorsunuz?

 

Bir yıldır Kayseri Hayvanları Koruma Derneği faaliyette. Öncelikle barınak şartlarını düzeltmek için yoğun çaba sarf ettik. Barınak 12 yıldır faaliyet gösteriyor, geçen yıl Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki yönetimsel bir değişiklik yaptı. Tüm sorumluluğu Spor A.Ş.’ye devretti. Çok ciddi değişiklikler yapıldı. Şartları düzeltildi ve alanı genişletildi. Kulübeler yapıldı, dişi, erkek ve kısır alan birimleri birbirinden ayrıldı. Eskiden mevcut olan alan hasta hayvanlara ayrıldı. Kalorifer sistemi döşendi, yavrular ve hasta hayvanlar için. Ağaçlar dikildi. Çok güzel şeyler yapıldı orada. 

 

Köpek barınağı şehrin dışında, Molu Köyü’nde. Bu avantaj mı yoksa dezavantaj mı sağlıyor?

 

Aslında yakın olması daha fazla avantaj sağlardı. Ulaşım yönünden insanlara daha kolay olurdu. Belediyenin oraya bir ulaşım aracı yok. Eğer kendi aracınız yoksa ulaşımda ciddi bir sorun var. Hafta sonları Kayseri Park önünden ve Belediye’nin arka tarafından araçlar kaldırılıyor ama bu yeterli olmuyor.

 

Siz neler yapıyorsunuz, hayvanları korumak adına?

 

Biz ilk barınak şartlarını düzenlemek için yoğun çaba harcadık, o konuda bir noktaya kadar geldik. Sağ olsun Mehmet Özhaseki’nin çok ciddi desteği oldu. Çok ciddi yatırımlar yapıldı köpek barınma evine. Onun dışında bizim Facebook’ta Hayvanları Koruma Derneği sayfamız var. Bu sayfa üzerinden insanların hayvanlara nasıl davranması gerektiği ile ilgili bilinçlendirme çalışması yapıyoruz. Barınağa yönlendiriyoruz, ‘satın almayın sahiplenin’ sloganı ile… Çünkü böyle bir sektörde var. Cins hayvanları çoğaltıp satıyorlar. Bunlar el altından, vergisiz yapılan işler.

 

Siz dernek olarak da hayvan satın almaya karşısınız…

 

Bizim dinimizce de hayvan alım satımı kesinlikle yasak, haram. İnsanlar bu tür işlerden para kazanıyorlar. Vatandaşlarda hayvan hakkında çok bilinçli değil. Alıyorlar yavruyken birkaç ay bakıp sonra sokağa atıyorlar. Onlarında bir can taşıdığını ve insanların ilgisine muhtaç olduğunun farkında değiller. Bizde ne yazık ki şöyle bir algı var, ‘hayvandır nasılsa başının çaresine bakar, doğal ortamında yaşar’ diye. Sıkıntı burada başlıyor zaten ortam doğal değil. Bizde doğal bir ortamda yaşamıyoruz ki; binalar, caddeler, arabalar…

 

Hayvanların en büyük sıkıntısı yiyecek mi?

Bu hayvanlar sokağa atıldıktan sonra yiyecek sıkıntısı yaşıyorlar. Trafik kazalarından ölen yaralanan hayvan sayısı çok fazla. Bununla ilgili Belediye’nin bir hizmeti daha var, 444 2 899’u arayıp 8’i tuşladıklarında sokak hayvanlarını aldırıp tedavi ettirebiliyorlar. Sonrasında bakım evine gönderilip, bakım evinde sahiplendirmeler yapılıyor. Mesela bizde sahiplendirme noktasında yoğun çalışma içerisindeyiz.  Vatandaşlar bize ulaşıp kedi veya köpek bulduklarını söylüyorlar. Eğer tedavi gerekiyorsa dernek bütçemiz el verdiği kadar yardımcı oluyoruz. Derneğimiz daha çok yeni olduğu için, fazla bir bütçemiz yok.

 

Derneğe gerekli sermayeyi nasıl temin ediyorsunuz?

 

Üye kaydı yapıyoruz. Ayrıca geçen yıl bir takvim yaptırdık bu yılda onun satışına devam edeceğiz. Tamamı Kedi ve Köpek Bakımevi’nde çekilmiş fotoğraflardan oluşuyor. Büyükçe de bir takvim. Barınaktaki hayvanların çok da rahat olmadığını anlatan bir takvim.

 

Neden rahat değil hayvanlar barınakta?

 

İstediğiniz kadar yemeğini verin, tedavisi yapın doğasında özgürlük var hayvanın. Ama bizim vatandaşlarımız çok yakın çevresinde hayvan görmeye tahammül edemiyor. Bu da onlar için ciddi bir ızdıraba dönüşüyor.

 

Bir köpek belediye tarafından alındıktan sonra ne oluyor?

 

Eğer çok ciddi bir rahatsızlığı yoksa direk bakım evine gidiyor. Bakım evinde belirli periyotlarla kısırlaştırmalar yapılıyor.

 

Siz kısırlaştırmayı onaylıyor musunuz?

 

Mecburen onaylamak zorundayız. Çünkü kontrolsüz nüfus artışı olursa, ciddi sorunlar yaşıyoruz. Bir köpek ortalama en az yılda iki kere yavrulasa 7 yavrudan 14 yavru demek. Maalesef bu şartlarda hayvanların o kadar hızlı üremesi olumlu değil. Sonrasında bunların hepsi bize geri dönüyor. O yavruların hepsi ya kaza geçiyor ya da vatandaş tarafından işkence görüyor. Aç kalıyor, ölmek üzere oluyor. Tüm bu nedenlerden dolayı kontrollü büyümesi lazım. Aslında bizim amacımız hiçbir hayvanın doğasına karışmak değil. Onlarında çoğalmak en doğal hakkı. Bu şartlar altında buna izin vermek kültürsüzlük olur.

 

Barınağa hayvan almak için başvurular fazla mı?

 

İşte biz bunun yayılmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bir taraftan Spor A.Ş. internet sitesinde bunu gündeme getiriyor güncelliyor. Biz bir taraftan, bireysel olarak hareket eden hayvan sever arkadaşlar var onlar bir taraftan çalışıyoruz. Temel amacımız, hayvanları sahiplendirebilmek. Çünkü onlarında derdi doğada tek başına yaşamak değil. Bir insana bağlı olarak yaşamak istiyorlar.

 

Siz sokak köpekleri için yemek toplamaya, insanları bilinçlendirmeye çalışıyorsunuz. Bu konuda neler söylersiniz?

 

Gerçekten çok muhtaçlar. Hepsi insana muhtaç. Yiyecek bulamıyorlar, en büyük sıkıntımız bu. Mesela bu konuda da vatandaşları teşvik etmeye çalışıyoruz. Hepimizin evinde yemek artıkları mutlaka oluyor. Biz kimseden özel bir şey yapmasına istemiyoruz. Sadece o yamak artıklarını poşetlere ya da bir kaba koyarak kapılarının önüne koysunlar.  Mutlaka hayvanlar bu yiyecekleri tüketiyor.

 

Eskiden beri bir hayvansever miydiniz, yoksa şartlar mı sizi buna yönlendirdi. Derneğe nasıl başladınız?

 

Önce kendi köpeğim vardı. Sonra dışarıdaki hayvanların farkına vardım. Kapının önüne ufacık bir yiyecek de koysanız, ertesi gün bunun olmadığını görüyorsunuz. Siz onları görmüyorsunuz ama onlar sizi bir yerden görüyorlar. O yüzden vatandaştan sadece biraz duyarlı olmalarını istiyoruz. Çöpe gitmesin. Çok zor bir şey değil bu. Bir hayvanı bir öğün doyurarak onun yatını kurtarmış olurlar.

 

Buradan vatandaşlara neler söylemek istersiniz?

 

Dışarıda gezen hayvanlar için belediyeyi arayıp, hayvanı buradan alın demesinler. Bu konuda çok fazla şikâyet var, bizim vatandaşımız bu konuda son daraca hassas. Hayatlarında hiç hayvan görmemiş gibi davranıyorlar. Hepimiz kediyle köpekli büyümedik mi? Hayatında hiç aslan, kaplan görmemiş vatandaşlar bunları görmek için hayvanat bahçelerine akın ediyorlar. Beraber büyüdüğü, hayatının her noktasında beraber olduğu kediyi, köpeği bir yere sığdıramıyor. Bu çok kötü bir şey ve hapsinin vebali var. Sizin şikâyet ettiğiniz hayvan, barınakta belki çok mutsuz oluyor. Belki o kadar hayvanın içerisinde hastalanıp ölüyor. Bunları şikâyet ederken, o hayvanı oradan aldırırken bunun vebalini de düşünerek yapsınlar.

 

İnsanlarda köpeğe ya da kediye yemek verdiğimde ‘alışır’ korkusu var…

 

Bizim vatandaştan tek beklediğimiz yemek artıklarını kapısının önüne koysunlar. Eğer rahatsız oluyorsa daha uzak bir yere koysunlar. Bir de ‘alıştırmayalım’ mantığı vardır ya, onu hiç anlamıyorum. Nasıl bu kadar duyarsız olunuyor, onu hiç anlamıyorum. Yaradan yarattığı her şeyi bir sebebi olduğu için yaratmıştır. Sen yok et diye yaratmadı, o hayvanları. Kedi olmasa fare ve böcek nüfusu artar. Köpek olmasa yabani hayvanların şehir merkezine inmesi kaçınılmaz olur. Bunların hepsini hesap etmek gerekir. Onların tek sorunları konuşamamaları.  Allah’ta gözüne bak ihtiyacını anla diyor. O yeteneği de Allah sana vermiş. Sokak hayvanlarını sadece gözüne baksınlar. Hayvanlar insandan o kadar korkuyor ki… İnsanlar sürekli şikâyet halindeler, bu da bizi çok üzüyor.

 

 

Bir hayvanın sokakta aç bitap şekilde kalması mı yoksa barınakta iyi şartlar altında kalması mı daha iyi?

 

Barınağında kapasitesi belli. Siz tüm çevredeki hayvanları toplayıp, oraya tıkamazsınız. Nereye kadar besleyebilirsiniz. Hayvan nüfusu arttıkça, barınakta da işler zorlaşıyor. Şu an çevrenin en kapsamlı barınağı Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin Molu Köpek Barınağı. Siz her tuttuğunuz hayvanı oraya götürürseniz, bu iş orada da yürümez.

 

Bu konuyla ilgili kanunlarda var sanırım…

 

Barınaklar sadece hayatını dışarıda devam ettiremeyecek hayvanlar içindir. Yaşlıdır, sakattır, hastadır o zaman Belediye’ye ait olan barınak, hayvana hayatının sonuna kadar bakmakla yükümlüdür. Siz sağlıklı hayvanı kısırlaştırdıktan sonra orada tutamazsınız. Zaten 5199 sayılı kanun da bunu istemiyor. Kimse sağlıklı bir hayvanı kafesin arkasında tutamaz. Hayvanın ömrünü kısaltırsın.

 

Kulaklarında küpe olan hayvanlar ne anlama geliyor?

 

Kulaklarında küpe olan hayvan, sağlıklı ve kısırlaştırılmış hayvandır. Belediye tarafından görülmüş hayvan demektir. Kulağında küpe olan hayvanı tekrar tekrar Belediye’ye şikâyet etmesinler. Çünkü Belediye’nin de suç işlemesine neden oluyorlar, yasa karşısında.

 

 

Geçtiğimiz günlerde köpek barınağında çöpe atılmış canlı ve cansız köpekler bulundu, bununla ilgili neler söylersiniz?

 

Ne yazık ki böyle sıkıntılı bir olay yaşadık. Orada ölü canlı yavru bir köpek çöpe atıldı. Zaten Spor A.Ş. Genel Müdürü al Üstüner de gerekli açıklamaları yaptı. Bir çocuk barınaktan canlı köpeği alıp, korkup çöpe attığı yönünde. Bir daha böyle sıkıntılar yaşanmamasını temenni ediyoruz. Biz hayvan severler bu konuya çok üzüldük. Biz kimseden bir şey istemiyoruz, sadece insanlar işlerini düzgün yapsın. Onlarında bir can olduğunu ve ihtiyaçları olduğunu unutmasınlar. Mehmet Özhaseki Başkan’la da görüştük, orada veteriner sayısı da artacak.

Şu an kaç veteriner var?

 

Şu an bir tane veteriner var, o da çok yetersiz. Bine yakın köpek var. Hem kısırlaştırılmaları hem de tedavileri çok zor. Tüm barınaklar dolu şu anda. Veteriner sayısı arttığında da bir taraf kısırlaştırmaya, diğer taraf tedaviye bakacak. Sadece hasta hayvan tedaviye ihtiyaç duymuyor, sağlıklı hayvanın da kontrol edilmesi gerekiyor.  Bununla ilgili 2015 daha iyi olacak.

 

Yaşanan olay üzerine barınak personeli değiştirildi, siz tanıştınız mı yeni personelle?

 

Geçen hafta da yaşanan tatsız olaydan ötürü Molu Köpek Barınağı’nda ki personeller değiştirildi. Yeni personelleri bizde ziyaret ettik.  Arkadaşların motivasyonları yüksek, ne derece önemli bir iş yaptıklarının farkındalar. Bizde kendilerine gerekli yardımları sağlayacağımızı ilettik. Nasıl davranmaları konusunda naçizane fikirlerimizi söyledik.  

 

Konu ile ilgili Büyükşehir Belediyesi’ni suçluyorlar, oradan kaynaklı bir ihmal var mıdır?

 

Biz Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nden çok güzel destekler aldık. Mehmet Özhaseki ve Genel Sekreter Mustafa Yalçın’dan Allah razı olsun. Bir dediğimiz iki etmediler. Ciddi paralar harcandı oraya, ısı problemleri bile yok. Orada barınak müdürü, veterineri, vasıfsız personelin hatası Büyükşehir Belediyesi’ne kesiliyor. Bu sıkıntıyı biz kimseye anlatamıyoruz. Orada sıkıntı barınakta çalışan insanların görevlerini yerine getirememesi.

 

Hayvansever olarak insanlardan nasıl tepkiler alıyorsunuz?

 

Bu işin mantığı Türkiye’de henüz oturmadı. Kayseri’de ise hiç bilinmeyen bir konu bu. Biz insanlara birazda bunu anlatmaya çalışıyoruz. Bu konuyla ilgili bir dernek kurmak bile çok ciddi bir iş. Çünkü bir kitleyi peşinizden sürüklüyorsunuz. Sadece sokakta kalan canların iyi olması için efor harcıyoruz biz. Ama bize sürekli ne gerek kediyle köpekle uğraşıyorsunuz diyorlar. Bizim insanımız sürekli elmayla armudu toplamaya çalışır. Neden insanlar açken siz hayvanlara yardım ediyorsunuz diyorlar. Ama o farklıdır bu farklı. Nereden biliyorsun benim insanlara yardım etmediğimi. Bu bir tercih meselesi, sen bana akıl verene kadar git sende bir iyilik yap. Hayvanlara yardım ettiğini söyleyebilirsin ama insana yardım ettiğinin çığırtkanlığını yapamazsın.

 

Büyükşehir parkalara hayvanlar için yiyecek ve içecek noktaları kurdu. Bu yeterli mi sizce?

 

Belediyenin yaptırdığı 5 beslenme odağı var. Bunlar ortalama 30 kilo kadar kuru mama alıyor. Sular ise şebeke suyuna bağlı, sürekli taze su var içinde. İki üç günde bir personel hem temizliğine bakıyor hem de mama takviyesi yapıyor. Hayvan yedikçe yukarıdan aşağıya mama dökülüyor. Tabi sokakta hayvan görürseniz.

 

Şehir merkezlerinde hayvan yok. Bu neden?

 

Köyde de, şehir merkezinde de hayvan yok. Zaten hayvan bir başını çıkarsa hemen şikâyet ediyorlar. Belediyedeki personelde bu konudan çok rahatsız, o personeli de zor durumda bırakıyor. Hayvanlar yiyecek aramak için çıkıyor dışarı. Vatandaşlar sadece kendi hayvanını değil hepsini sevsin. Diğer türlü bu bencilliktir.

 

Kedi bakım evi ne durumda?

Orası da ayrı bir skandal. Eğer hayvan sıkıntılıysa, hastaysa bakım evine müracaat edebilirsiniz. Onun dışında kedilerin bakım evine ihtiyaçları yoktur. Kedi de köpek de özgürdür. Siz kedi bakım evi açarsanız, bilinçsizlik yüzünden vatandaş da oraya kedileri doldurur. Kedi sokakta daha rahattır. Vatandaşın çok gözüne batmaz. Bir hayvanseverin ısrarıyla bir  Kedi Bakım Evi açılmış. Şimdi vatandaş bir kedi görsun hemen şikayet ediyor. Yasaya göre Belediye kedi de toplayamaz ama vatandaşlar durmuyor. Mekan biraz küçük. Sağlıklı koşullarda değiller. Oradan çıkan kediler hemen hastalanıp ölüyor. Çünkü çok iç içeler. Kedi kendisini yalayarak temizler. Mekan çok küçük olduğu için hayvanlar dezenfekte bir ortamda duramıyor, enfeksiyon riski artıyor. Böyle bir yer sadece tedavi ve kısırlaştırma amaçlı olmalı. Vatandaş bu konu da bilinçlenmeli.

 

Bizim insanlarımız hayvanları biraz da oyuncakları gibi görüyorlar…

Şimdi 15 tatil geliyor. Çocuğuna kedi alıyor, köpek alıyor. Biraz baktıktan sonra nasılsa bakım evleri var deyip oraya atıyorlar. Bu hayvanlar kimsenin oyuncağı değil. 

Röportaj: Dilek Bolat