"GELİRİNİZE GÖRE HARCAMA YAPIN"

16.06.2015 09:46:16

Son günlerde tüketicilerin daha bilinçli hale gelmesi, alışveriş yaptıktan sonra ki haklarının neler olduğunu bilen ve bu konuda giderek bilinçlenen toplum haline gelmekteyiz.

 

Tüketicilerin aldıkları bir üründen sonra ne gibi hakların olduğunu bilmeleri, beğenmediklerinde yâda pişman olduklarında neler yapılabileceği konusundaki yasal hakları kapsamında neler yapılabileceğini öğrenmek için Türkiye Tüketici Hakları Genel Başkan´lığına terfi eden Mahmut Şahin ile görüştük.

Tüketici hakları, herhangi bir mal veya hizmeti satın alan kişinin kanunen sahip olduğu haklar. Bu konudaki mevcut yasal düzenlemelerin yanı sıra, Tüketiciyi Koruma Derneği gibi çeşitli kurum ve kuruluşlar da tüketici haklarını korumak ve tüketicileri bilinçlendirmek konusunda çalışmalar yapmaktadır.

Tüketici hakları ne demektir? Peki, bizler vatandaş olarak sahip olduğumuz haklarımızı biliyor muyuz? İki ay kadar önce Türkiye Tüketici Hakları Genel Başkan´lığına terfi eden Mahmut Şahin ile keyifli bir sohbet geçirdik. Sorularımıza bütün içtenliği ile cevaplar verdi.

 

Tüketiciler Birliği merkezleri nerelerde var?

Genel merkez yönetimimiz Kayseri olacak. Türkiye´de bu iş ile uğraşan hak hukuka düşkün olan kişileri bir araya toparladım. Dolayısıyla sadece İstanbul´da olmasının bir anlamı yoktu. Bizim hep eleştirdiğimiz İstanbul bu işlerin genel merkezi bütün herkes İstanbul´da Anadolu´da hiç kimse yok. Buda Anadolu´yu biraz kısır bırakıyordu. Anladık tabii sanayi, ticaret, siyaset, paranın merkezi İstanbul olsun ama tüketici hakları evrenseldir. Sadece İstanbul´da sınırlı kalmaz. İstanbul´daki kesimin hakları oradan gözüktüğü gibi Anadolu´daki ile özdeşmez. Biraz bunun önüne geçmek istedim ve çeşitli yerlerden mücadeleci ruha sahip, hak arama bilincindeki insanları yönetime aldım.

Yönetimde bulunan kişilerin vasıfları nelerdir?

Hukukçularımızda mevcut, zaten bu tarz derneklerde hukukçular ağırlıklı olur. Fakat biz olayı tek yönlü olmasın diye hem hukukçu, hem de diğer mesleklerden de seçtik ki bunun içerisinde bakanlık müşaviri de mevcut. Konya´da çok ciddi mücadelelerimiz var. Anadolu´da tüketici hakları kapsamında bir şeyler yapılabileceğini gösterdik.

Bu konuyla ilgili neler yapılıyor?

Genelde soruluyor zaten. Türkiye´de tüketici hakları konusunda ne yapacaksınız? Ne var ki? diye. Aslında o kadar çok şey var ki yapılacak. Bu işin içerisine girince diyorsunuz ki biz bunların hangi birisi ile uğraşacağız? Çok fazla sorun var. Dışarıdan bakınca sadece fotoğraf makinesi aldım, cep telefonu aldım, arızalandı ne yapacağım. Tüketici hakları bu kadar değil. Bu sadece çok yoğun işlerden dolayı olan silkilasyonlar bütün sıkıntı buymuş gibi.

/resimler/2015-6/16/0949074161862.jpg

Başka ne tür sıkıntılar mevcut?

Örneğin bankalardaki dosya masraflarınızı da alabiliyorsunuz ki bu işi çözdük. 3 senede 2 milyon tane şikâyet oldu. Vatandaşlarımız bu konuda duyarsız, diyor ki vatandaş benimde varmış 3 yüz TL ama gerek görmedim. Soruyorum peki neden? Sen onlardan daha zengin misin? 3 yüz TL belki az bir rakam ama banka bu paraya tenezzül ediyor. Sizin gibi bir sürülerden kazanıyor bankalarda zaten. Burada bir gasp yok, biz kimsenin hakkını yemiyoruz, ama onlar bizim hakkımızı yemiş kanun böyle söylüyor bizde diyoruz ki gel alalım hakkımızı. Herhangi bir haksız uygulamada 3 yüz liranızı aldı. Mesela banka diyordu ki önceki kanun, 3 yüz liranın iadesine ne zaman 3ay sonra, 3 yıl sonra. Ama yeni kanunda biz bu yanlışlığı dile getirdik kabul edildi. Lakin o hakkı alıyoruz başka bir yerden kesiyorlar, onunla uğraşıyoruz başka bir yerden derken lobileri çok güçlü. Dedik ki 3 yüz liramızı almış, biz neden 3 sene sonra alıyoruz. Faizle alma hakkı verildi artı 3 yüz liranızı aldı, bunu 3 sene kullandı, 3 sene sonra olduğu gibi iade edelim ama bu kadar değil işte.

Nasıl bir değişiklik oldu peki?

Biz dedik ki hakem heyetlerinin masrafları var, bu masrafları kaybeden tarafa yükleyelim. Bugün bankalar sadece 3 yüz lirayı vermiyor tebligat masraflarını ve faizini de veriyor. Bu sadece bankalar için geçerli değil artık satıcılar içinde geçerli. Tişört aldınız problemli, iade edeceksiniz hakem heyetine başvurdunuz bilirkişiye gitti. Bilirkişi parası 150 TL, tebligat masrafı 35 TL artı tişörtün bedeli. Satıcı diyor ki ben ne anlarım bu işten, 50 liraya tişört sattım 4 yüz lira para verdim. Dikkatli olacağız.

Dünyada peki böyle bir örgüt mevcut mu?

Hayır, dünyada böyle bir örgütlenme yok. Bizde beş tane üye var, hakem heyetlerinde. Bir tanesi tüketici örgütünde, geri kalan dördü kaymakamlık ya da ticaret il müdürlükleri, belediyeler, esnaf odaları ve baro. Tüketici hakem heyetinde esnaf odasının ne işi var? Aslında yanlış, tüketiciyi koruma heyeti, esnaf odalarından gelen adam tüketiciyi korur mu? Yâda barodan gelen avukat, kaymakamlıktan gelen memur? Ama biz dedik ki buna da şükür en azından iki tane örgütten kişi var. Diğerlerinin muhalefetine rağmen tüketiciyi koruma kanununa istinaden, sadece tüketiciyi koruma heyetlerinde değil, BDK´ da, EPDK´ DA, reklam ve rekabet kurulunda, bütün üst kurullarda bir tane tüketici örgütünden temsilci olsun.

Peki, neden?

Çünkü bütün mevzuatlar yönetmelikler orada hazırlanıyor, karar orada alınıyor fakat kimin görüşü alınıyor?  BDK´da bankacıların gözüyle, EPDK´da enerji dağıtım şirketlerinin gözüyle. Türkiye´de reklam var diyor ki çok harca daha çok harca daha çok kazan. Bu bir reklam metni ve aynen de böyle. Oğluma sordum ?bu reklamdan ne anlıyorsun´, ?baba işte çok hediye veriyorlarmış, daha çok harcayacakmışsın´. ?Ne harcayacakmışsın oğlum´ diyorum biraz durdu düşündü ve ?gerçekten baba, çok saçma´ dedi. Ve bunu söyleyen 8 yaşında bir çocuk. O reklam şuanda Türkiye´de 7´sinden 70´ine herkese hitap ediyor. Daha çok harca daha çok kazan. Bu reklama bizim toplumumuzun alt yapısı uygun mu? Elbette ki asla değil.

Neden, insanlar bütçelerine göre harcama yapmayı bilmiyorlar mı?

Eğitim sistemimizde ki sıkıntıları biliyoruz, 80-90 senedir oturtulamadı. En son hükümet döneminde eğitim sisteminde 3,4 defa değişiklik yapıldı. Eğitimde, kültürel yapımızda bir sıkıntı var, harcamasını bilmeyen bir toplumuz. Evin hanımı buzdolabı istiyor, neden alt komşu almış dolap çok güzelmiş. Maalesef biz alışverişlerimizi böyle yapıyoruz, o almış o aldığı için bende alayım. Böyle bir topluma siz reklamda biraz düzen getirmelisiniz.

Ama vatandaşlar akıllı davranmalı ve gelirine göre harcamalılar?

Haklısınız lakin vatandaş ne yapıyor dışarı çıkma gezme anlayışımız alışveriş merkezleri bizlerin. Kültürel yanlışlık burada başlıyor zaten. Alışveriş merkezinden gezme olur mu? Gezme denilince benim algıladığım parkta yürüyüş, belki su akan bir yerin yanına gitmek. Ama vatandaşımız alışveriş merkezlerini tercih ediyor. Zaten alışveriş merkezleri tuzaklarla dolu, ışıklandırmayla, sloganlarla, renklerle ve fiyatlarla. Doğal olarak evdeki çocuklarında, annenin de gözü kalıyor. ?Şunu alalım bey´, evin reisi karşı çıkıyor tabii ?ama hanım çok pahalı´, ?ama bey 15 taksitmiş´, birde babalık hissi elbette kırmakta istemiyor, kredi kartı mevcut 15 taksitmiş alıyor. Akşam yatıyor beyefendi, aylık 2 yüz TL bir yük bindi kredi kartına, maaşı hesaplıyor, harcamaları hesaplıyor yok yanlış yaptı. Ne oluyordu daha önce dönüşü yoktu.

Artık geri dönüşü var mı peki?

Yeni kanunlarımıza göre elbette var. Taksitli alışverişlerde 7 gün içerisinde tüketici vazgeçebilir. Siz bir ürünü aldınız, kaç taksitle almış olursanız olun. Akşam yâda ertesi günü hesabınız tutmadı. Eğer üründe herhangi bir problem yoksa gidip dilekçenizi verip vazgeçebiliyorsunuz.

Devamı yarın?

 Röportaj-Foto: Berna Utaş Utangan



Anahtar Kelimeler: