CİLT HASTALIKLARINDA DOĞRU BİLİNEN 7 YANLIŞ

16.03.2018 09:36:22

Vücudumuzun en büyük organı olan cildimiz hem dış etkenlerden, hem de yaşadığımız iyi ya da kötü her şeyden kolayca etkilenebiliyor.

Vücudumuzun en büyük organı olan cildimiz hem dış etkenlerden, hem de yaşadığımız iyi ya da kötü her şeyden kolayca etkilenebiliyor. Bununla birlikte kulaktan dolma edindiğimiz bilgilerle doğru ya da yanlış birçok öneriyi de nedense çok daha kolay uyguluyoruz. Ancak vücudumuzun dışarıya yansıyan kapısı cildimiz olduğu için burada ortaya çıkabilecek sorunlara karşı gerekli hassasiyeti göstermek önem taşıyor. Acıbadem Kayseri Hastanesi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Gökçe Tümtürk, özelikle internetten edinilen ve filtre edilmeyen yanlış bilgilenmeler ve buna bağlı yapılan uygulamalarla var olan problemlerin çok daha ciddi boyutlara ulaşabileceğine işaret ediyor. Cilt hastalıklarıyla ilgili doğru olduğu zannedilen yanlışlara dikkat çekiyor...

 

1- Cilt hastalıklarının büyük çoğunluğu karaciğer kaynaklıdır.

DOĞRU: Cilt hastalıklarının nedeni, karaciğerin az ve kötü çalışmasından kaynaklanmıyor. Aksine, tüm cilt hastalıklarının sadece çok az bir kısmı karaciğer ile ilişkilendirilir.

 

2-Sivilceler, evlenince ya da doğum yapıldığında geçer.

DOĞRU: Sivilce yani akne vulgaris isimli problemler kimi zaman kısa sürebileceği gibi kimi zaman 3-5 yıl devam edebiliyor. Ancak bazı kişilerde bu sorunun kırklı yaşlara kadar devam ettiği de görülebiliyor. Sivilcelerin ortaya çıkmasında beslenme tarzından genetik özelliklere kadar birçok unsur rol alıyor. Her ne kadar halk arasındaki sivilcelerin evlenince ya da doğum yapınca ortadan kalktığı düşünülse de böyle bir doğru bulunmuyor. Sivilcelerin şiddeti, süresi kişiye göre değişebildiği için mutlaka hekim tarafından tedavi edilmesi gerektiğini unutmamak gerekiyor.

 

2- Botoks yılan zehridir.

DOĞRUSU: Botoks, etken maddesi ?Botulinum Toksin A? olan bir madde. Bilinen yanlış algının aksine botoks yılan zehir değil, konservelerin bozulmasına sebep olabilen bir bakterinin salgısı. Bu madde 1970´li yıllardan beri pek çok hastalıkta güvenle kullanılıyor.

 

/resimler/2018-3/16/0937317322706.jpg

3- Sedef ve vitiligo hastalıkları bulaşıcıdır.

DOĞRUSU: Dr. Ayşe Gökçe Tümtürk, sedef vitiligo gibi dışarıdan bakıldığında fark edilen ve zaman zaman insanları ürküten bazı cilt hastalıklarının halk arasında bilindiği gibi kesinlikle bulaşıcı olmadığını söylüyor. Sadece mantar hastalıklarının bulaşma riski bulunuyor.

 

4- Zona hastalığı sürekli tekrarlar.

DOĞRUSU: Halk arasından gece yanığı olarak bilinen zona zoster (zona) hastalığının zannedildiği gibi sürekli tekrarlama özelliği bulunmuyor. Bu sorunla karşı karşıya kalan kişilerde, hekim kontrolü ve düzenli tedavi uygulandığı takdirde hayatı boyunca tekrarlama ihtimali bulunmuyor. Dolayısıyla bir kez zona yaşayan kişiler, çok özel bağışıklık sistemi ya da problemi yoksa bir daha hastalıkla karşılaşmıyor.

 

5- Bitkisel olan her şey güvenli ve sağlıklıdır.

DOĞRUSU: Bitkisel olduğu ve zarar vermeyeceği düşüncesiyle birçok ürünü güvenle ve kolaylıkla cildimize uygulayabiliyoruz. Ancak, ürünün bitkisel olması zararsızlığının göstergesi olmadığının unutulmaması gerekiyor. Bunun en belirgin örneği ise sigara. İçerik olarak bitkisel bir ürün olmasına karşın birçok kanser türünü etkilediği biliniyor. Üstelik tamamen katkısız bitkisel ürünün pazarlamasını sağlayabilmek de çok olası görülmüyor. Ayrıca, içerisinde hiç koruyucu olmayan ürünün raf ömründen neredeyse hiç bahsedilemiyor.

 

6- Güzellik uzmanları cilt konusunda her türlü bilgiye sahiptir.

DOĞRUSU: Güzellik uzmanı veya cilt uzmanı olarak tanımlanan ya da unvanı öyle olan kişilerin cilt konusunda her şeyi bilmesinin mümkün olmadığının altını çizen Deri Hastalıkları Uzmanı Ayşe Gökçe Tümtürk şöyle konuşuyor: ?Bu nedenle yeni bir ürün almak, uygulama yaptırmak isteyen ya da kullanılan ürün sonrası cildinde problem yaşayan kişilerin öncelikle bir uzmanla görüşmeleri gerekir. Bu sayede tercihlerinde hata riski ortadan kalkar.?

 

7- Lazer tedavisi kanser yapar.

DOĞRUSU: Lazer tedavilerinde kullanılan cihazlar radyoaktif ışın taşımadıkları için kanser riski bulunmuyor. Bu nedenle doğru alanda ve doğru şekilde kullanılan lazer tedavisi yeri doldurulamaz bir uygulama olarak görülüyor.